Şiddetin gölgesinde turizm...
9 Mart 2011Uluslararası Turizm Fuarı, Berlin’de başladı. 13 Mart’a kadar devam edecek fuara 188 ülkeden 11 binin üzerinde firma ve kuruluş katılıyor. Turizm sektörünün temsilcileri, Arap dünyasında yaşanan huzursuzluklara rağmen iyimser ve yeni sezondan rekor sonuçlar bekliyorlar. Fuarda özellikle protestolara sahne olan iki turizm ülkesi Mısır ve Tunus'a ilgi büyük. Fuarda boy gösteren bir başka Arap ülkesi daha hemen dikkatleri üzerine çekti. Yıllarca savaş ve şiddetle gündeme gelen Irak, 45 yıl sonra ilk kez Turizm Fuarı'na katıldı. Peki Irak kapılarını gerçekten turizme açmaya hazır mı? Deutsche Welle'den Ulrich Leidholdt'ın izlenimleri bunun şimdilik zor olduğunu gösteriyor. Irak, 2003'teki işgalin ardından ayakta durmakta hala zorlanıyor...
Ayda 300 kişi hayatını kaybediyor
Irak'taki Basra Havaalanı’ndan yola çıkıyoruz. Bizi almaya gelen şoför, araca binince oldukça bıkkın bir yeri işaret ediyor. Otoban yakınlarında bir bomba havaya uçuyor. Irak’ta günlük yaşam böyle. Hâlâ ayda 300 kişi hayatını kaybediyor. Dolayısıyla Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın Irak’a yönelik seyahat uyarısı yapması şaşırtıcı değil. Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle’nin kendisi de ancak zırhlı araçlar ve ağır silahlı korumalar eşliğinde Bağdat’a gitmeye cesaret etmişti.
Westerwelle, "Tehlikenin geçtiğinden bahsedemezsiniz. Güvenlik konusunda durum hâlâ eskisi gibi gergin. Ancak öte yandan ilerlemeler de fark edilmeli. Gerçekten farklı bir resim de var" şeklinde konuşmuştu.
Alman iş adamları, Irak’ta ikamet etmeyi ya da bu ülkeye seyahat yapmayı kabul etmese de Iraklılar iyimserliğini koruyor. Ama birçok Alman işadamı, Iraklıların gerçeklikten uzak ve aşırı iyimser olarak değerlendirdikleri reklam filmlerini gülünç buluyor. Onlar için Irak'a gitmek ya da Irak içinde seyahat etmek çılgınca bir fikir. Az sayıda gelen turist oluyor, ama sadece İranlı Şii hacılar. Onlar da çoğu zaman ölümcül saldırıların hedefi oluyor. Kuzeydeki Kürt özerk yönetiminin kendi turizm bakanlığı var. Erbil’deki eski Turizm Bakanı Nemrud Yukana, bölgesini Kanarya Adaları ya da Avusturya’nın Karintiya bölgesiyle aynı seviyede görüyor.
Yukana, "Güzel bir manzara, yazın olduğu gibi kışın da en iyi hava koşulları ve çok uzun yıllara dayanan bir geçmiş. Irak, medeniyetin beşiği, çokkültürlü, cömert ve yabancılara dostça yaklaşan insanların bulunduğu bir ülke" diyor.
En temel ihtiyaçlar eksik
Ülkeden yansıyan manzara ise biraz farklı. Hemen hemen tüm bölgelerdeki protestolar Irak halkının en önemli ihtiyaçlarından yoksun olduğunu gösteriyor. Örneğin elektrik günde yalnızca iki ila altı saat arasında veriliyor, otellerdeki su musluktan kahverengi akıyor, kentler çöp içinde, nehirler ise lağıma benziyor. Ancak elbette herşey çok farklı olabilir, Irak konuklarına çok daha fazlasını sunabilirdi. Beş yıldır Erbil kentinde yaşayan ve orada çalışan Gunter Völker, gizli hazineleri keşfetmiş: "Kürt bölgesi, inanılmayacak kadar çok sayıda görülecek yere sahip. Manzara gerçekten nefes kesici. ABD'deki Büyük Kanyon'a gitmeme gerek yok. Şelaleler, dağ manzaraları, yarı çöller, yani kısacası burada her şeye sahibim. Burada Mezopotamya’da, medeniyetin beşiğindeyiz. Bunlar en azından tarihle ilgilenen turistler için enteresan. Ve şunu da söylemeden geçmemek lazım. Kürt bölgesi güvenli. Ancak lütfen… Sadece Kürt bölgesi.“
Ölümlerin meydana geldiği son protesto gösterileri aslında bunun da artık pek doğru olmadığını gösteriyor. Bölgede çok az sayıdaki otel, patlayıcı ve silahlı saldırılara karşı inşa edilen yüksek beton duvarlarıyla, yüksek güvenlik düzeyine sahip bölgelere benziyor. Otellere gelen müşteri ve araçlar güvenlik taramasından geçiriliyor. Hiç kimse otomobillerle otel girişine gelemiyor. Yolda ise çok sayıda kontrol noktasında durmanız gerekiyor. Sadece Bağdat’ta 500 kontrol noktası bulunuyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Ulrich Leidholdt / Çeviri: Başak Sezen
Editör: Hülya Köylü