Alman basınından özetler
5 Ocak 2015Almanya'da bugün Pegida kısa adıyla bilinen "Batı'nın İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar" adlı oluşumun düzenleyeceği yürüyüşler var. Başkent Berlin'de ve çok kültürlü özelliğiyle tanınan Köln'de akşam saatlerinde gösteriler yapılacak. Geçen yıl ekim ayında Leipzig'de aşırı sağ eğilimli çevrelerce pazartesi yürüyüşleri olarak düşük katılımla düzenlenmeye başlanan Pegida gösterileri Almanya geneline yayılıyor. Bu durum da demokratik örgütlerin, siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının tepkilerini çekiyor. Basın da bu konuya geniş yer ayırmış bugün.
Pegida gösterisinin ilk kez yapılacağı Köln kentinde yayımlanan Kölner Stadtanzeiger gazetesinde şu görüşlere yer veriliyor:
“Almanların beşte ikisi gösterilere en azından sempatiyle bakıyor. Ama bu tutum, söz konusu iyi niyetli eylemi ya da Köln ağzıyla (lehçesiyle) söylenen şarkıları değiştiremeyecek. Aslında, burada ortaya konan; halkın siyasi partilere, derneklere, kiliselere ve fikirlerine yön veren medyaya karşı güvenlerini yitirdiği olgusudur. Bazıları için Pegida'nın, halkın beklentilerine yanıt veremeyen mevcut siyasi yapının bir parçasına dönüşmeyi istememesi de yeterli.”
Würzburg'da yayımlanan Main-Post gazetesi de Pegida'nın oluşturacağı muhtemel tehlikelere işaret ederek şu yorumda bulunuyor:
“Sistem medyası; bu kavram ilk bakışta zararsız gibi görünüyor ama özünde öyle değil. Almanya'nın demokratik ve çoğulcu yapıdaki kurumlarını karalıyor. Ve Pegida elebaşıları ya da sempatizanları bu kavramı kullandıklarında, bilinçli ya da bilinçsiz olarak, Nasyonal Sosyalist söylem olan Sistem'e vurgu yapıyorlar. “Sistem”, Nasyonal Sosyalistlerin, iktidara geldiklerinde, nefret ettikleri Weimar Cumhuriyeti, yani 1918 ile 1933 yılları arasındaki dönem için kullandıkları bir tabirdi.“
Yunanistan'daki siyasi ve ekonomik gerilim de bugünkü Alman basınında öne çıkan konulardan. Die Welt gazetesi, Yunanistan'ın Euro Bölgesi'nden çıkma ihtimalini şöyle değerlendiriyor:
“Berlin’in tehditleri, Avrupa Birliği’nin kurtarma politikasının başarısızlığa uğradığını gösteriyor. Avrupalı kurtarıcıların ‘reform karşılığı para‘ gerekçesi çoktandır geçerliliğini yitirdi. Geçtiğimiz yıllar içinde kurtarmanın maliyeti sürekli büyürken, Atina’nın reform hevesi giderek azaldı. Yunanlar uzun zamandır uluslararası finansörlerin reform politikasını birlikte yürütmeye hazır değil. Yunanların 260 milyar eurodan fazla bir meblağda, ki bu toplam borcunun yüzde 80’nine karşılık geliyor, kamuya borçlu. Bunların büyük bir bölümünü de Euro Bölgesi’ndeki ülkeler oluşturuyor. Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden çıkması durumunda bu meblağın bir kısmı geri alınamayacak. Merkel’in de bunu Alman vergi mükelleflerine anlatması gerekecek. Tsipras ve beraberindekiler bundan çıkar sağlayacaklarının farkında. Borçların bir kısmı silinecek ve yeni milyar euroluk yardımlar gelecek…“
Nürnberger Nachrichten gazetesi de Yunanistan'ın Euro Bölgesi'nden ayrılmasının yaratacağı sonuçlara dikkat çekiyor:
“Euro Bölgesi'nden çıkmak ya da üyeliğe son verilmesi bir çözüm olamaz ve olmamalı da. Çünkü her ikisi de Avrupa Birliği'ni zorlu bir tartışmanın içine sürükler. Lizbon Antlaşması, Euro Bölgesi'nden çıkılabilmesini ya da üyeliğe son verilmesini öngörmüyor. Sadece Avrupa Birliği'nin tamamından ayrılmak mümkün. Ancak bu da Avrupa Birliği'nde şimdiye kadarki en ağır kimlik krizine yol açacak ölümcül bir adım olur. Ayrıca ekonomik ve mali krizi de beraberinde getirir.“
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Tuncay Yıldırım / Hülya Schenk