Avrupa basınından özetler
11 Mart 2014Fransız Liberation, yorum sütunlarında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Kırım’da oyun oynadığını ve kazandığını belirtiyor:
“Moskova’nın tarihî bir hatanın düzeltilmesi olarak gösterdiği Kırım’ın işgali konusu Rus yurtseverliğinin olduğu kadar Putin’in iç politikadaki imajının da yükselmesine hizmet ediyor. Büyük taktik ustası Putin, bu tür oyunların kendisine yaradığını biliyor. Moskova belki Kiev’i kaybetmiş olabilir ama Kırım’ı değil. Ve böyle olduğu için de kendini, tek hedefi Rusya’yı zaafa uğratmak olan düşman Batılı ülkelere karşı ulusal çıkarları savunan bir politikacı olarak gösteriyor.”
Muhafazakâr Norveç gazetesi Aftenposten ise Ukrayna’da gelinen noktayı şöyle yorumluyor:
“(Ukrayna’da) gittikçe artan iç çelişkiler ve dış ülkelerin bu ülkedeki gelişmeleri anlamada güçlük çekmeleri, adil ve demokratik bir oylama havasını olumsuz etkiliyor. Kırım’ın Rusya’ya bağlanması hiçbir şekilde kabul edilemez. Ukrayna’dan ayrılıp, tamamen Rusya’nın yardımlarına bağımlı bir Kırım da kabul edilemez. Bu, Rusya’nın haklı birtakım bölgesel çıkarları olmadığı anlamına gelmiyor. Yarımada'daki Rus askerî deniz üssü ve de orada yaşayan, Rus dili ve kültürüne sahip halkın haklarının da garanti altına alınması zorunlu. Yoğun bir uluslararası katılımın eşlik edeceği Ukrayna ile Rusya arasındaki görüşmeler tek uzun vadeli çözüm olur. Manipülasyonlar, iktidar oyunları, tüm bunlar silahlı anlaşmazlıkların garantili reçeteleridir.”
Avusturya gazetesi Der Standard’dan seçtiğimiz yorumda, Fukuşima nükleer faciasının üçüncü yılında Japonya’nın yeniden nükleere dönme çabalarına değiniliyor:
“Tokyo hükümeti Şubat ayının sonunda yeni bir enerji planını kamuoyuna tanıttı. Bu planda nükleer enerji Japonya için önemli ve uzun vadede tek enerji kaynağı olarak belirtiliyor. Böylece önceki Japon hükümetlerinin uzun süreç içinde nükleer enerjiden tamamen vazgeçme planları nihaî olarak çöpe atılmış oluyor. Japonya’nın nükleer denetleme kurumları aylardan bu yana toplam 48 reaktörden bir düzinesinin muhtemelen yeniden devreye sokulması konusunu inceliyor. Başbakan Şinzo Abe bu görüşmelere dâhil olmasa herhalde çok iyi ederdi. Çünkü Abe, nükleer enerji konusunda siyasî açıdan her zaman kaybeden kişi olacaktır. Hazırladığı yeni enerji planında, gelecekte ülkenin enerji ihtiyacının somut olarak hangi enerji türlerinin karışımından oluşacağına ilişkin hiçbir işâret bulunmaması da bunun göstergesidir. Sadece tek bir şey açık, o da Japonya’nın gelecekte de nükleer enerjiden vazgeçmeyeceği.”
Dünyaca ünlü Bayern Münih Futbol Kulübü’nün Başkanı Uli Hoeneß, vergi kaçakçılığı suçlamasıyla yargılandığı davanın dünkü ilk duruşmasında toplam 18,5 milyon euro vergi kaçırdığını itiraf etti. Mahkemede okunan iddianamede Hoeneß'in toplam 3,5 milyon euro vergi kaçırdığı, 33 milyon euroluk gelirini beyan etmediği ve 5,5 milyon euro menfaat sağladığı kaydedilmişti. Hoeneß, geçen yılın ocak ayı başında ceza indiriminden yararlanabilmek umuduyla kendisini ihbar etmişti. İsviçre gazetesi Der Tagesanzeiger'in yorumunda şu görüşler yer alıyor:
“Uli Hoeneß’in Bayern Münih sendromundan muzdarip olması çok olası. Kulübü şimdiki ününe ve büyüklüğüne kavuşturan, onu Alman futbolunda 1 numara yapan, kulübün başkanı Uli Hoeneß’dir. Şampiyonlar şampiyonu ve zenginlik içinde yüzen Bayern Münih, şu anda Bundesliga puan sıralamasında ikinci takımla arasında 20 puan gibi açık bir fark yapmış durumda. Çok başarı güzel ama başarının fazlası da insanı sarhoş edebilir. Tüm gelişmeler bir rastlantı değil. Kulüp futbol cennetinde geziniyor, kulübün başkanı ise devasa meblağlarla cambazlık yapıyor, bunu para ile oynama tutkunluğuna bağlıyor ve yavaş yavaş bu sorunu çözeceğini söylüyor. Yeşil sahaların kralı, kendini yaşamın kralı olarak hissediyor. Uli Hoeneß'in uykusundan uyanma zamanı gelmiştir. Zira mahkemenin kararı yakında belli olacak.”
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen Çelik Akpınar
Editör: Başak Sezen