2010'da spor dünyasından akılda kalanlar
24 Aralık 2010Futbolun en büyüğü İspanya. 2008 yılında Avrupa Şampiyonu olan İspanya, 2010’da bu başarıyı Dünya Şampiyonluğu ile taçlandırdı. Matadorlar 11 Temmuz 2010’da Hollanda ile oynadıkları final maçını 1:0 kazanarak tarihlerinde ilk kez Dünya Kupası’nı ülkelerine getirmeyi başardılar. Milli takımın orta sahadaki yıldızı Andreas İniesta, uzatma dakikalarında attığı altın golle şampiyonluğu getiren isim oldu. İniesta, mutluluğunu dile getirirken; “Bu inanılmaz, olağanüstü bir şey. Bunu başarmak için gerçekten çok çalıştık ve hiç kolay olmadı. Ama Dünya Şampiyonu olmak her şeye değer” diye konuşmuştu.
Almanya gönüllerin Şampiyonu
Turnuvanın en iyi takımları arasında İspanya ve finalist Hollanda’nın yanı sıra Şampiyona’yı üçüncülükle tamamlayan ve oynadığı futbolla herkesin beğenisini kazanan Almanya’yı unutmak olmaz. Alman futbolunun efsane ismi Franz Beckenbauer herkesin ortak düşüncesini şöyle dile getiriyordu; “Buradaki havaya baktığımda, Güney Afrika’da yerlisi-yabancısı herkeste yarattığı coşkudan da anlaşıldığı üzere Almanya, en iyi takımdı.”
Almanya’nın ikinci tur maçında İngiltere’yi 4:1, çeyrek final karşılaşmasında ise Arjantin’i 4:0 yenmesi, turnuvanın en unutulmaz maçlarındandı. Teknik direktör Joachim Löw, genç oyuncularıyla ne kadar gurur duysa az. Löw; "Oyun tarzımız, ofansif futbolumuz, cesaretimiz ve riskten kaçmadan mücadele etmemiz sayesinde göz doldurduk. Oyunu yavaşlatmayıp, sürekli atak oynamamızın taraftarlarımızı da mutlu ettiğini sanırım" diyerek takımını övmüştü.
Bu cesur takım yarı finalde Şampiyon İspanya'ya 1:0 yenildi. Uruguay’ı 3:2 yenerek kazandığı dünya üçüncülüğü kupayı kaçıran Alman milli takımına teselli oldu.
FIFA’nın yılın sonlarına doğru açıkladığı 2018 Dünya Futbol Şampiyonası organizasyonunu Rusya'ya, 2022'yi de Katar'a verme kararı futbol çevrelerinde şaşkınlıkla karşılandı.
Önce Bayern sonra Dortmund
Yılın ilk yarısında Alman futboluna Bayern Münih damgasını vurdu. Hollandalı teknik direktör Louis van Gaal yönetiminde Bundesliga’yı Şampiyon tamamlayan ve Federasyon Kupası’nı da müzesine götüren Bavyera ekibi, İtalya’nın İnter takımına 2:0 yenildiği Şampiyonlar Ligi’nde ise mutlu sonu elinden kaçırdı.
Dünya Futbol Şampiyonası’nın gol kralı ve turnuvanın “gelecek vaad eden en iyi genç oyuncusu”, Bayern Münih’in yıldız golcüsü Thomas Müller takımının başarı formülünü şöyle açıklıyor; “Biz teknik direktörün oturtmaya çalıştığı sisteme ayak uydurduk ve onu adım adım uyguladık. Tabi ki ferdi yıldızlarımız da var. Takımda uyum çok iyi, hep birbirimiz için çalışıyoruz. İşin özü bu.“
Yılın ikinci yarısıyla birlikte Bayern kadar Borussia Dortmund da konuşulmaya başlandı. Jürgen Klopp yönetimdeki sarı-siyahlı takım 2010-2011 sezonunun başlamasıyla ligde göz kamaştıran bir performans sergileyip Bundesliga’nın zirvesine demir attı. Dortmund ligin ilk yarısını lider tamamladı. Teknik direktör Jürgen Klopp esprili uslubuyla şöyle bir değerlendirme yaptı; “Bu durum bizde ne sevinç ne de başka bir şeye yol açmıştır. Ama kötü mü oldu? Tabii ki değil. Bundan bir sonuç çıkarmamalıyız. Hayatta bundan çok daha kötü şeyler var!“
Vancouver'a Almanya damgası
Futbol dışında 2010’un en çok ses getiren spor olaylarından biri de Vancouver’da düzenlenen Kış Olimpiyat Oyunları’ydı. Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin Alman Başkan Yardımcısı Thomas Bach, Kanada’daki oyunlarla ilgili olumlu bir bilanço çıkarıyordu; “Vancouver'daki oyunlardan son derece memnun kaldık. Alman sporcuların elde ettiği başarılar da bize gerçekten gurur verdi."
Madalya sıralamasında Almanya 10 altınla ev sahibi Kanada’nın ardından ikinci sırada yer aldı. En başarılı sporcu, Almanya’ya biatlonda üç madalya kazandıran Magdalena Neuner oldu. Neuner mutluluğunu “Olimpiyatlarda bundan iyi netice olur mu? İki altın bir gümüş madalya kazandım. Bu benim için gerçekten muhteşem bir şey” sözleriyle dile getirdi.
Süper kombine ve slalom'daki zaferleriyle Almanya'ya iki altın madalya kazandıran kayakçı Maria Riesch ise oyunlarda öne çıkan bir başka Alman’dı.
Ancka Norveçli kayakçı Marit Björgen kazandığı üç altın, bir gümüş ve bir bronz madalyayla Vancouver oyunlarının en başarılı sporcusu oldu.
Bisiklette doping skandalı
Sporda itibar görmekle rezil olmak arasında ne kadar ince bir çizgi olduğunu en yakından hisseden isimlerden biri bisiklet yarışçısı Alberto Contador oldu. İspanyol pedal temmuz ayında yapılan Fransa bisiklet turunu üçüncü kez kazandı. Ancak eylül ayında yapılan kontrollerde dopingli olduğu ortaya çıktı. Contador doping suçlamasını kabul etmedi: “Uluslararası Bisiklet Federasyonu Tıp Komisyonu bana bu maddenin yiyeceklerden geçtiğini doğruladı. Yasaklı madde yarış sırasında yediğim etten bulaştı. Tur sırasında yapılan test sonuçları beni çok endişelendiriyor.”
Contador uluslararası müsabakalardan iki yıl men cezası alma tehlikesiyle karşı karşıya. Yılın bu doping skandalı bisiklet sporunun üzerine bir kez daha gölge düşürdü.
Tenisin 1 numarası Nadal
Teniste 2010 Rafael Nadal’ın yılıydı. İspanyol raket, Fransa Açık, Wimbledon ve Amerika Açık’tan zaferle ayrıldı. Dört Grand Slam turnuvasından üçünü kazanan Nadal, her zaman takdir ettiğini söylediği, Avustralya Açık’ın galibi İsviçreli Roger Federer’i geçerek dünya klasmanı birinciliğine yükseldi. Nadal, Federer ile karşılaştırmalarına şöyle karşılık veriyor; “Tenis kariyeri boyunca kendini sürekli geliştiren Roger benim için daima örnek olmuştur. Bunu başarmak kolay değil. O yüzden Roger'dan daha iyi olup olmadığı tartışmak doğru değil. Çünkü ben böyle kıyaslamalara inanmıyorum.”
En genç Şampiyon Vettel
Bu yıl Formula 1’in tarihi yeniden yazıldı. Alman pilot Sebastian Vettel, Abu Dabi'deki sezonun son yarışında birinciliği garantileyip Formula 1’de dünya şampiyonu oldu ve büyük bir sürprize imza attı. Çöl yarışı öncesi Vettel genel sıralamada üçüncü durumdaydı. Vettel, 23 yaşında elde ettiği bu başarıyla bütün zamanların en genç şampiyonu unvanıyla Formula 1 tarihine adını yazdırdı. Vettel, şampiyonluğuna kendisi de inanamadı: “Şimdiye kadar herşey hayret edilecek şekilde hızlı gelişti. Şampiyon olduğumu yeni yeni idrak ediyorum ama yine de tam kavrayabilmiş değilim.“
© Deutsche Welle Türkçe
Stefan Nestler / Ufuk Çakır
Editör: Ahmet Günaltay