AB: Brexit müzakereleri bir an önce başlasın

İngiltere Başbakanı Theresa May'in Brexit müzakerelerinde elini kuvvetlendirmek ve parlamentoda sandalye sayısını artırmak için gittiği erken genel seçimlerde çoğunluğu elde edememesi, müzakerelerin başlamasına 10 gün kala Avrupa Birliği'nde (AB) Brexit sürecinin gecikeceği endişelerinin doğmasına sebep oldu.

AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, May'i seçim başarısından ötürü tebrik ederken, May'e Brexit müzakerelerine "hiç vakit kaybetmeden başlama" çağrısında bulundu. Tusk, "Şimdi ortak sorumluluğumuz ve elzem görevimiz, Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği'nden çıkma konusundaki müzakereleri mümkün olan en iyi atmosferde gerçekleştirmek ve Mart 2019 sonrasında vatandaşlarımız, işletmeler ve ülkeler için en az yıkıcı olan sonucu mümkün kılmak" şeklinde konuştu.

AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker de seçim sonucunun, "Brexit müzakereleri üzerinde büyük etkilerde bulunmamasını umduğunu" dile getirdi.

AB Komisyonu'nun Bütçe ve İnsan Kaynaklarından Sorumlu Üyesi Günther Oettinger ise İngiltere genel seçimlerinin net bir kazananı olmadığı için Brexit sürecinin vaktinde başlayıp başlayamacağı konusunda emin olmadığını söyledi. Oettinger, Deutschlandfunk'a yaptığı açıklamada, İngiltere'de "zayıf" bir müzakere ortağının kötü bir netice verebileceğini söyledi.

Brexit müzakere sürecinin 19 Haziran'da başlaması planlanıyordu.

Almanya: Brexit'e karşı bir mesaj

Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Muhafazakar Parti'nin parlamentodaki çoğunluğu kaybetmesini "AB karşısındaki sert tavra karşı verilen bir sinyal" olarak değerlendirdi. Gabriel, "Bence seçimde verilen mesaj şu: AB'yle adil müzakereler gerçekleştirin ve AB'den bu şekilde ayrılmanın İngiltere için gerçekten de iyi olup olmadığını gözden geçirin" şeklinde konuştu.

Almanya Dışişleri Bakan Yardımcısı Michael Roth ise Brexit müzakerelerinde vakit kaybedilemeyeceğini söyledi. Almanya Başbakanı Angela Merkel'in koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Partili (SPD) Roth, ZDF kanalına yaptığı açıklamada, "Zaman daralıyor, müzakerelere bir an önce başlamamız gerekiyor" diye konuştu.

Hristiyan Demokrat Parti'nin (CDU) dış politika sözcüsü Jürgen Hardt da İngiliz parlamentosunun mensuplarını, izlenmekte olan "Brexit stratejisini yeniden değerlendirmeye" davet etti.

Schulz: May için büyük bir mağlubiyet

SPD'nin lideri ve başbakan adayı, eski Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ise İngiliz İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn'i tebrik etti. Seçim sonucunu May için bir "büyük bir mağlubiyet" olarak niteleyen Schulz, "Umuyorum May'in başbakan olarak sürdürdüğü bu sert AB karşıtı rota sona erer" dedi.

AB Komisyonu'nun Ekonomik ve Mali İşlerden Sorumlu Üyesi Pierre Moscovici ise sonuçların müzakereleri etkileyeceğini söyledi. Europe 1 radyosuna bir açıklama yapan Moscovici, diğer taraftan 2019'da ayrılmanın "opsiyonel" olmadığını, kanunla net bir biçimde belirlenmiş olduğunu kaydetti.

Finlandiya'nın eski Başbakanı Alexander Stubb, attığı bir tweet'te "Galiba Brexit müzakerelerine ara vereceğiz. Herkes için yeniden gruplaşma zamanı" dedi.

May, İngiltere'deki referandum öncesinde Brexit kampanyasını yürütmüş, 23 Haziran'daki referandumda ayrılma kararı çıkınca başbakanlık görevini David Cameron'dan devralmıştı. Başbakan May, 29 Mart'ta Lizbon Antlaşması‘nın 50'inci maddesi uyarınca Birleşik Krallık‘ın AB‘den ayrılacağını ilan etmişti. May'in mensup olduğu Muhafazakar Parti, Brexit sürecinde AB'nin ortak pazarı ve gümrük birliğinden de ayrılmak istiyor.

Theresa May bir sonraki seçimler 2020 yılında yapılacak olmasına rağmen yedi hafta önce erken seçim kararı almıştı. Bu kararı aldığında May'in seçimlerden güçlü bir şekilde çıkacağı tahmin ediliyordu. Ancak şu anki sonuçlar dikkate alındığında, May'in 11 aydır sürdürdüğü başbakanlık pozisyonu tehlikede görünüyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Reuters/AFP/SSB/BD/BÜ/CÖ