AB mülteci akınına karşı teyakkuzda
17 Şubat 2011Tunus’ta, Zeynel Abidin Bin Ali’nin 23 yıllık diktatörlüğünü sona erdiren halk ayaklanmasının ardından ülkede yaşanan sosyal ve ekonomik çalkantı Tunusluların yasadışı yollardan Avrupa’ya akın etmesine yol açtı. Özellikle İtalya'nın, Tunus’a yaklaşık 130 kilometre mesafedeki Lampedusa Adasında sadece 800 kişi barındırabilen göçmen kampına sadece son bir haftada 5 bin 500'den fazla Tunuslu kaçak göçmenin ulaştığı ve 20 kilometrekare yüzölçümlü adanın tıka basa dolduğu bildiriliyor.
Tunuslu kaçak göçmenler de çaresiz. Tunuslu Issam yine de umutlu olduklarını söylüyor: "Her şeyin iyiye gitmesini, Avrupalıların bizleri kabul etmesini umuyoruz. Ancak nereye gönderileceğimizi bilmiyoruz. Milano olabilir ya da başka bir kent…”
Lampedusa'dan ardı ardına havalanan uçaklar kaçak göçmenleri Sicilya başta olmak üzere diğer kentlerdeki mülteci kamplarına götürüyor. Lampedusa Belediye Başkanı Dino de Rubeis kaçak göçmenlerin mülteci kamplarına ulaştırılması için gerekli önlemleri aldıklarını, her kişinin hangi uçağa bineceğine ilişkin bilgilerin sırayla aktarıldığını açıkladı.
Bu arada Tunus ile İtalya’nın yasadışı göçle mücadele için atılacak adımlar üzerinde vardığı mutabakat İtalya’nın Tunus askerine teknik ve ekipman desteği vermesini öngörüyor. Tunus'a hız tekneleri ve radar sistemleri sağlayacak olan İtalya ayrıca ekonomik zorlukları aşabilmesi için Tunus’a 18 milyon euro yardımda bulunacak.
Avrupa'da mülteci tartışması
Ancak Avrupa da teyakkuzda. İtalya’nın destek çağrısına Avrupa Birliği mali ve teknik destek taahhüdünde bulundu. Ancak İtalya’nın “göçmenleri farklı üye ülkeler kabul etsin, her ülke için kota belirlensin, sorumluluğu paylaşalım” talebine Almanya ve Avusturya’dan olumsuz yanıt geldi. Her iki ülke İtalya üzerinden Avrupa Birliği topraklarına ayak basan Tunuslu mültecileri kabul etmeyeceklerini duyurdu.
Avusturya, Avrupa Birliği’nin kuralları gereği yasadışı göçmenin ilk ayak bastığı ülkenin bu sorunu aşmakla yükümlü olduğuna dikkat çekerek, “Şu anda Tunuslu mültecileri kabul etme gereği duymuyoruz” dedi.
Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere de “Dünya sorunlarının hepsini biz çözemeyiz” diye konuştu. İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Ole Schröder şu açıklamayı yaptı: "Üye ülkeler arasında mültecilerin paylaşılmasını öngören mekanizmaya karşıyız. Biz daha çok ağırlıklı olarak mali destek, Frontex görevlendirmeleri ve gönüllü kabul gibi dayanışma seçeneklerini önemsiyoruz.“
Ancak muhalefet tepkili ve Alman hükümetinin duyarsız olmakla eleştiriyor. Sosyal Demokrat Parti'nin içişleri uzmanı Michael Hartmann, "Bir yandan o bölgedeki demokrasi hareketlerini desteklerken diğer yandan bunun sonuçlarını dikkate almamak soru işaretlerine yol açar. Almanya mültecilerin kabulü konusunda sorumluluk almalıdır“ dedi.
© Deutsche Welle Türkçe
Stefan Troendle, Bernd Grässler - Çeviri: Değer Akal
Edtör: Ahmet Günaltay