1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB İçişleri Bakanları ortak politika arayışında

17 Temmuz 2009

AB İçişleri Bakanları, Akdeniz'e kıyısı olan üyelerin mülteciler konusunda dayanışma talebine somut bir cevap veremedi. Avrupalı bakanlar, güvenlik konusunda önemli yenilikler getiren bir program üzerinde çalışıyor.

https://p.dw.com/p/IrFT
Fotoğraf: EU

AB İçişleri Bakanları ortak mülteci ve yasadışı göç politikası belirlenmesi için çalışmalar yapmak üzere, dün İsveç'in başkenti Stockholm'de buluştular. Bu çalışmalara çerçeve oluşturan Stockholm Programı, mültecilerin kabulü ve uyumu konusundaki sorumluluğun üye ülkeler arasında paylaşılmasını öngörüyor. Zira, özellikle Akdeniz'e kıyısı olan ülkeler, kuzeydeki ülkelere oranla çok daha fazla mülteci akınına uğruyor, bu yüzden de dayanışma talep ediyor. Bu Avrupa Birliği içinde tartışmalı bir konu. Bakanların dünkü buluşmasında da, bu yönde somut bir sonuca ulaşılamadı. Üyeler arasında işbirliğinin kolaylaştırılması amacıyla Birlik çapında ortak veri bankalarının oluşturulması talep ediliyor. Fakat hem teknik açıdan, hem de kişisel bilgilerin korunması açısından bu alanda daha birçok soru işareti mevcut.

Üç sistemin tek çatı altında toplanması öngörülüyor

Avrupa Birliği şu anda üç farklı sistem üzerinde çalışıyor. Bunlardan ilki, Schengen Bilgi Sistemi adı altında bir kolluk, gümrük ve dış sınır kontrol veri tabanı oluşturulmaya çalışılıyor. Taraf ülkeler, bu sistem kapsamında, aranan ve kayıp şahıslar, kayıp ve çalıntı nesneler ve giriş yasaklamaları hakkında bilgi derleyip, ortaklaşa kullanabiliyor, örneğin bu yolla, herhangi bir kişi hakkında 27 üyeden birinde tutuklama emri olup olmadığı kontrol edilebiliyor. Buna ek olarak bir de, AB üyesi olmayan ülkelerden Birliğe giriş çıkış yapanlarının verilerinin toplandığı Vize Bilgi Sistemi var. Son olarak ise, iltica başvurusu yapanların bilgilerinin toplandığı Eurodac adlı veri bankası bulunuyor. AB Komisyonu, şimdi bu üç projeyi de aynı çatı altında toplamayı hedefliyor. Almanya Federal Hükümeti buna destek veriyor. Ancak Devlet Müsteşarı Peter Altmaier, bu adım atılmadan önce, sistemlerin tek başına işleyebilmesi gerektiğini, fakat şu anda bunun çok uzağında olunduğunu vurguluyor:

"Şu anda öncelikli hedefimiz, Schengen Bilgi Sistemi ve Vize Bilgi Sistemi'nin yakın bir zamanda tam kapasiteyle hayata geçirilebilmesi. Bu sabah, toplantı sırasında Brüksel'den bana ulaşan bir habere göre, Schengen Bilgi Sistemi'nde halen mevcut zorluklardan sonra, Vize Bilgi Sistemi'nde de üç aylık bir gecikmeye neden olabilecek sorun çıktı.“

Kişisel bilgilerin korunması konusunda soru işaretleri

Tüm sistemleri koordineli bir şekilde biraraya getirecek bu yeni adresin oluşması yıllar alacak. Kişisel bilgilerin korunmasıyla ilgili soru işaretleri bununla bitmiyor. Federal Hükümet'in Kişisel Bilgilerin Korunmasından Sorumlu Yetkilisi Peter Schaar, yeni bir resmi dairenin çatısı altında tüm mülteci dairelerinin, polisin ve gümrük birimlerinin verilerine eşit ölçüde erişilebileceğine dikkat çekiyor ve Avrupa çapında kişisel bilgilerin korunması amacıyla sıkı önlemler alınmasını talep ediyor. Schaar, Avrupa çapında bilgi değiş tokuşunun arttığı oranda, kişisel bilgilerin korunmasının da önem kazanacağını söylüyor.

AB'nin kişisel bilgilerin korunmasından sorumlu yetkilisi var, ancak bu yetkili polisin incelediği vakalara karışamıyor, zira polisin çalışmaları, üye ülkelerin yetki kapsamında kalıyor. Altmaier, Almanya Hükümeti olarark, polisiye faaliyetlerin de, Birliğin kişisel bilgilerin korunmasından sorumlu yetkilisinin çalışma alanına alınmasından yana olduklarını söylüyor.

Stockholm Programı üzerinde çalışılıyor

İsveç'in başkentinde biraraya gelen İçişleri Bakanları, ortak mülteci ve yasadışı göç politikasında polis birimleri arasındaki işbirliğine temel oluşturacak Stockholm Programı üzerinde çalışmalar yaptı. Özellikle güvenlik ve sınır güvenliği konusunda AB üyesi ülkeler arasında daha sıkı işbirliği ve önlemlerin etkinleştirilmesi amacıyla hazırlanan Stockholm Programı üzerinde, bugün de AB Adalet Bakanları çalışacak.

Programın maddeleri üzerinde görüşbirliği sağlanırsa, belgenin üye ülkeler tarafından Aralık ayında imzalanması öngörülüyor.




Christoph Prössl / Çeviren: Aydın Üstünel



Editör: Ahmet Günaltay