'AB müdahale etmeli'
21 Aralık 2015Berlin'de yayımlanan ‘tageszeitung' adlı gazete Türkiye'deki PKK militanlarını hedef alan operasyonlara şu satırları ayırmış:
“Türk ve Kürt insan hakkı örgütleri haklı olarak Avrupa Birliği'nden insani müdahalede bulunmasını istiyor. AB gözlemcilerinin bölgeye gönderilmesi talep ediliyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel ve AB Komisyonu sığınmacı krizi nedeniyle Türkiye'de cereyan eden olaylara müdahale etmekten her ne kadar çekinse de, durumun çığırından çıkması önlenmelidir. ABD ve AB'nin Türk – Kürt anlaşmazlığına karışmak istememesi yüzünden hayal kırıklığına uğrayan HDP lideri Demirtaş Moskova'ya gidiyor. Rus milliyetçileri savaş uçaklarının düşürülmesinden sonra misilleme olarak Kürtleri mücadelelerinde destekleyeceklerini duyurmuşlardı. AB bunu engellemez ise, Türkiye kendini tamamen Ortadoğu'daki iç savaş girdabının içinde bulur.”
‘Märkische Oderzeitung' gazetesi Türkiye ile İsrail arasındaki yakınlaşma arayışını konu alan yorumunda, ikili ilişkilerin düzeltilmesinin bölgenin istikrarı açısından önemli olduğuna dikkat çekiyor:
“Türkiye ve İsrail beş yıl önce dondurdukları ilişkilerini yeniden normale döndürebilirlerse bunu öncelikle ekonomik ve stratejik mülahazalarla yapmış olurlar. Siyasi bakımdan ise birbirlerinden son derece uzakta kalmaya devam edeceklerdir. Oysa 1948 yılında İsrail devletini resmen tanıyan Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu ilk ülke Türkiye olmuştu. İki ülke uzun yıllar ABD'nin de onayıyla, Suriye ve İran'ın bölgedeki nüfuzunu bastırmak için askeri işbirliğinde bulunmuştu. Aralarındaki ikili ticari ilişkiler oldukça gelişti. İsrail'in doğalgaz boru hattıyla Türkiye'ye bağlanması planlanıyor. Yakınlaşma en azından, dengesini kaybetmiş olan Ortadoğu açısından sınırlı da olsa istikrar umudu vermektedir.”
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin oy birliği ile kabul ettiği Suriye barış planı Alman basınının yorumladığı konuların başında geliyor. ‘Heilbronner Stimme' gazetesinin yorumu özetle şöyle:
“BM Güvenlik Konseyi üyeleri asgari müşterekte uzlaşabildiler. Diktatör Esad'ın ne olacağı ve kimlerin müzakere ortaklığına kabul edileceği belli değil. Savaş sonrasının düzeni açıklık kazandıkça, süper ve bölgesel güçler İran, Rusya, Suudi Arabistan, ABD ve Türkiye'nin aralarındaki düşmanlıklar yeniden canlanacak. Barış yolu çok çabuk çıkmaza girebilir ve böyle bir durumda çok zaman kaybedilmiş olur. Geniş bir bölgenin uçuşlarla kapatılmasının başarı şansı daha fazla olur. Ancak çoğu aktörün kriz bölgesindeki nüfuzunu korumayı Suriye'nin barışa kavuşmasına tercih ettiği görülüyor.”
‘Hannoversche Allgemeine Zeitung' adlı gazete bölgede akan kanı durdurma şansının arttığı görüşünde:
“BM Güvenlik Konseyi'nin ortak kararı kriz bölgesini yeni bir nizama kavuşturmaya elverişli bir temel oluşturabilir. Taraflar azami talepleri kabul ettirmenin mümkün olmadığını idrak etmeye başladı. Filizlenmeye başlayan pragmatizm İran, Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye gibi kriz bölgesinde çıkarları olan ülkeleri de makul olmaya ikna edebilir. İlerde Doğu Akdeniz'de kimin borusunun öteceğini şimdiden tahmin edebilmek mümkün değil. Ama nüfuz mücadelesinin yakında kan dökmeden sürdürülmesine bağlanan umutlar artıyor.”
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: A. Günaltay