1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD'nin güvenlik politikası çelişkilerle dolu

Daniel Scheschkewitz13 Şubat 2004

ABD Başkanı George Bush, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın güçlendirilmesini ve nükleer teknoloji ticaretinin en ağır suçlar arasına alınmasını istiyor. Ancak uzmanlar, bu alanlarda güvenlik açığı veren ülkeler arasında ABD’nin de bulunduğunu belirtiyorlar.

https://p.dw.com/p/AbOr
Başkan Bush İran, Irak ve Kuzey Kore'yi 'şer ekseni' diye nitelendirmişti
Başkan Bush İran, Irak ve Kuzey Kore'yi 'şer ekseni' diye nitelendirmiştiFotoğraf: AP

Başkan Bush, Kuzey Kore ya da İran gibi devletlerin sivil amaçla yararlanma maskesi ardında nükleer silah geliştirmekten alıkonabilmeleri için 30 yıllık atom silahlarının yayılmasını önleme anlaşmasındaki boşlukların kapatılmasını istiyor. Carnegie Barış Araştırmaları Enstitüsü'nden silahsızlanma uzmanı Jon Wolfsthal aslında anlaşmanın süper devletleri nükleer enerjiden sivil amaçla yararlanılmasına yardımcı olmakla yükümlendirdiğini söylüyor ve şöyle konuşuyor:

”Mevcut uluslararası anlaşmalara ve bu arada atom silahlarının yayılmasını önleme anlaşmasına göre diğer imzacı devletlerin de, çok tehlikeli bile olsa bu teknolojiyi geliştirmeye hakları var. Bu haktan vazgeçmeleri için ABD’nin söz konusu devletlere ne önereceğini bekleyip görmek gerekiyor.”

Almanya, Fransa ve İngiltere Dışişleri Bakanları AB adına İran’da yaptıkları girişimle bir emsal oluşturmuşlardı. Birlik Dışişleri Bakanları, nükleer tesislerini uluslararası denetimlere açması karşılığında İran’a nükleer uzmanlık yardımında bulunmayı vaadetmişlerdi. Bunun üzerine İran da atom silahlarının yayılması anlaşması ek protokolünü imzalamıştı. Ama bu adım ABD’nin endişelerini dağıtmaya yetmedi.

Beş nükleer süper güçten başka Hindistan, Pakistan ve İsrail de atom bombasına sahipler. İsrail hiçbir zaman süper güç olduğunu teyit etmedi ve Washington yönetimi de İsrail’i böyle bir adım atmaya zorlamadı. Maryland Üniversitesi Uluslararası Güvenlik Etüdleri Merkezi’nden Avner Cohen gizlilik unsuruna dikkat çekiyor ve şöyle konuşuyor:

”Netice itibariyle bütün bu çalışmalar gizlilik içinde sürdürülüyor ve ne İsrail ne de dünya kamuoyu bu çalışmalardan haberdar olabiliyor.”

En azılı nükleer karaborsacı: Adül Kadir Han

İsrail gibi Pakistan ve Hindistan da atom silahlarının yayılmasını önleme anlaşmasını imzalamamışlardı. Amerikan merkezi istihbarat servisi CIA’ya göre, nükleer teknoloji kaçakçılığı yaptığını itiraf eden Pakistan atom bombasının mimarı Abdül Kadir Han, uluslararası alandaki en azılı nükleer karaborsacı sayılıyor. Han tarafından kurulan şebeke nükeer bilgi ve malzemeyi İran, Libya ve Kuzey Kore’ye satmıştı. ABD, uluslararası terör ile mücadeledeki en sadık müttefiklerinden biri olduğu için Pakistan’a da ses çıkarmadı.

Kaldı ki ABD de atom bombası çalışmalarını yeniden başlattı. Savunma Bakanlığı minyatür atom bombası geliştirme çalışmalarına bu yıl altı milyon dolar harcayacak. Washington’daki bir enstitüde çalışan Gautam Adikari oysa ABD’ye silahsızlanmada öncülük rolü düşmesi gerektiğini söylüyor:

”Silahsızlanmada ilk adımı ABD’nin atması gerekir. ABD’nin öncülüğünde global silahsızlama süreci başlatılabilir."

Kay çelişkilere dikkat çekiyor

Irak’ta kitle imha silahı arayan uzmanlar heyetenin eski başkanı David Kay Amerikan güvenlik politikasındaki çelişkilerin bundan ibaret olmadığını belirtiyor ve şöyle konuşuyor:

”Başkan Bush nükleer teknolojinin yayılmasına yardımcı olan her türlü resmi ve özel faaliyetlerin BM tarafından ağır suç kapsamına alınmasını istemekle son derece isabetli bir adım attı. Sorun aslında, Amerikan yönetiminin uluslararası ceza mahkemesine antipati beslemesinden kaynaklanıyor.”