Adaleti aramanın yeni adresi: Sosyal medya
29 Aralık 2019Türkiye’de son yıllarda sosyal medya, kamuoyuna yansımayan olayların duyurulmasına aracılık ediyor. Bunun en önemli gerekçelerinden biri, yine son yıllarda vatandaşların yargıya olan güvenlerinin azalması.
Gallup araştırma şirketinin 2013'te yaptığı ankete göre şehirlerde yaşayan insanların yargıya güven oranı yüzde 66 idi. Geçen Temmuz ayında ise Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay bu oranın yüzde 38 olduğunu belirtti.
Zanlıların gözaltına alınıp hiçbir işlem yapılmadan serbest bırakılması ya da dosyaların aylarca işleme alınmaması, sosyal medyada tepkiye neden olup yetkililer üzerinde baskı oluşturunca, düzinelerce davada serbest bırakılanlar tutuklandı, aylarca hazırlanmayan dosyalar çok kısa sürede tamamlandı.
İlginizi çekebilir: Sosyal Adalet Endeksi: Türkiye 41 ülke arasında 40’ıncı
Sosyal medyada özellikle kadın, çocuk ve doğayı koruma konularında son bir yılda toplumsal refleks gösterilen vakalar oldukça fazla. 2019 yılında, sosyal medya aracılığıyla duyurulan ve buna bağlı olarak seyri değişen vakaların bazılarını derledik:
#ŞuleÇetİçinAdalet
Şule Çet Davası en güçlü örneklerden biri. Çet, Mayıs 2018’de bir plazanın 20’inci katından atılarak hayatını kaybetti. Ölüm sebebi kayıtlara "intihar" olarak geçecekken, sosyal medyada yaratılan kamuoyu üzerine Çet’in patronları tarafından itilerek düştüğü iddiası mahkemeye taşındı.
Şule Çet’in ağabeyinin 13 Temmuz'da açtığı Twitter hesabından yaptığı paylaşımlar olayın duyulmasını sağladı. Daha önce iki kere gözaltına alınıp serbest bırakılan sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand, 14 Temmuz'da olayın sosyal medyada yayılmasından sonra tutuklandı.
Çağatay Aksu müebbet artı 12 yıl, Berk Akand ise 18 yıl 9 ay hapis cezası aldı.
Çet davası: Kadınların itirazı cinayeti ortaya çıkardı
#RabiaNazicinAdalet
11 yaşındaki Rabia Naz Vatan, Nisan 2018’de Giresun'un Eynesil ilçesindeki evinin önünde, yaralı bir halde bulundu. Adli Tıp Kurumu raporuna göre Rabia Naz’ın ölümü "yüksekten düşme sonucu" gerçekleşti. Ancak babası Şaban Vatan kızına bir araba çarptığı ve çarpan kişinin korunmaya çalışıldığını iddia ediyor.
Baba Vatan 2018 yılının Nisan ayından itibaren sosyal medyada olayın detaylarını insanlarla paylaşmaya başladı fakat çok büyük kitlelere ulaşmadı. 24 Şubat 2019’da Twitter'ı aktif olarak kullanan Metin Cihan’ın konuyla ilgili araştırmalar yapıp, paylaşımlar yapması üzerine milletvekilleri dahil yetkililer olaya müdahil oldu.
Dosyadaki birçok şüpheli durumdan dolayı bu yıl Meclis'te tüm partilerden vekillerin olduğu Çocuk Ölümleri Araştırma Komisyonu kuruldu. Komisyonun açıkladığı bulgular da baba Şaban Vatan’ı destekler nitelikte. Yargı süreci devam ediyor.
Babanın iddiasına göre olayın örtbas edilmeye çalışılmasının sebebi ise kızına çarpanların Giresun Belediye Başkanının ailesine mensup kişiler olması.
#Kazdağınadokunma
Mart 2019’da Kanadalı Alamos Gold firmasına Kaz Dağları‘nda altın arama ruhsatı verildi. Sosyal medya üzerinden bölgede arama faaliyetlerinin başladığına dair paylaşımlar yapıldı. Fakat konu ile ilgili henüz bir görsel yoktu. Temmuz ayında ise Kaz Dağları‘ndaki ağaç katliamının ilk duyurulduğu boyuttan çok daha büyük olduğu paylaşılan drone videoları ile anlaşıldı.
On binlerce yurttaşın sosyal medyada yaptığı çağrılarla Su ve Vicdan Nöbeti adı altında Kaz Dağları'nda nöbete başladılar. Bu nöbetin sonucunda, Ekim ayında ruhsatı biten Kanada firmasının ruhsatı yenilenmedi. Şimdilik maden çalışması durmuş durumda.
#EmineBulut
Türkiye'de 2019’da 430 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Emine Bulut da o kadınlardan biri. Emine Bulut’un Kırıkkale’de çocuğunun yanında öldürüldüğünü gösteren görüntülerin sosyal medya üzerinden yayılması günlerce toplumun her kesiminde infiale yol açtı. Katil zanlısı Fedai Varanolayın ardından yakalandı. Mahkeme ikinci duruşmada zanlıyı müebbet hapis cezasına çarptırdı.
#NadiraKadirovayaNeOldu
Özbek vatandaşı Nadira Kadirova, bakıcı olarak çalıştığı AKP İstanbul milletvekili Şirin Ünal'ın Ankara'daki evinde, Eylül ayında yaşamını yitirdi.
Ankara Emniyet Müdürlüğü, Kadirova’nın ölümünün "silahla gerçekleştirilmiş bir intihar' olduğunu açıkladı. Ancak ardından Kadirova ile birlikte çalışan bir arkadaşının, "taciz iddialarını" dillendirmesi ve yine Kadirova’nın ağabeyinin sosyal medyada yaptığı paylaşımlar, olayın seyrini değiştirdi.
Twitter’da açılan etiketle, vakada farklı iddialar olduğu kamuoyuna yayıldı. Kadirova ailesinin avukatı, genç kadının intihar etmediğini iddia ederken, kimi vekiller konuyu Meclis’e taşıyarak soru önergeleri sunuldu. Dava devam ediyor.
#DipsizGöl
Gümüşhane’de bulunan Dipsiz Göl define aramak için kurutuldu ve dibi kazındı. Üstelik bu kaçak bir kazı da değildi. Gümüşhane Valiliği ile Kültür ve Turizm Müdürlüğünün yasal izni ve İçişleri ile Maliye Bakanlıklarının temsilcilerinin yanı sıra Müze Müdürlüğü ve jandarma ekiplerinin gözetiminde yapılan bir "define" kazısıydı.
Gölün define avı için kurutulduğunun sosyal medyaya yansıması üzerine birçok insan görüntüleri paylaştı ve sorumluların cezalandırılmasını talep etti. Baskılar sonucu Gümüşhane Valiliği ve Kültür ve Turizm Bakanlığı çifte soruşturma başlattı. Define kazısı için olumlu görüş bildiren yetkililer açığa alındı.
Baklavacı kardeşler
Pendik'te, içerisinde hamile bir kadının da olduğu araca saldıran ve kamuoyunda 'baklavacı kardeşler' olarak tanınan Hasan ve Hüseyin Sel'in videosu sosyal medyada yayılınca büyük tepki topladı.
Yapılan şikayet üzerine gözaltına alınan kardeşler, kanıtların artık karartılamayacağı ve yetkililerle işbirliği içerisinde oldukları gerekçesiyle yurt dışına çıkış yasağı getirilerek serbest bırakıldı. 20'şer yıl hapis cezası istemiyle yargılanmaları devam ediyor.
Davada Hüseyin Sel şu anda neredeyse iflas noktasına geldiklerini, kendilerine verilen en büyük cezanın sosyal medyada yapılan 'linç' olduğunu belirtti.
Bu olayın yaşanmasının ardından, yerel basında çıkan haberlere göre Seydioğlu markasının sahipleri kardeşler, vatandaşların ürünlerini boykot etmelerinden dolayı bazı şubelerini kapatmak durumunda kaldıkları belirtildi.
Ürdünlü aile
Mersin’de bir sitede çocuklar arasında yaşanan kavga sonrası 5 yaşındaki Ürdünlü bir çocuk ve ablası, yetişkin bir Türk vatandaşı tarafından çok sert bir şekilde darp edildi. Site sakinlerinden birinin sosyal medyaya yüklediği video 4 milyondan fazla kez izlendi. Oluşan baskılarla birlikte savcılık harekete geçti ve çocuğa tokat atan N.K. gözaltına alındı.
Ürdünlü ailenin avukatı Hibe Gökalp’e göre eğer bu video sosyal medyada paylaşılmasaydı sadece N.K. yargılanmamakla kalmayacak, aile de sınır dışı edilecekti.
Karakolda yaşananları DW Türkçe'ye anlatan avukat Gökalp, "Polis ailenin erkeklerine şikayetten vazgeçmesi konusunda baskı yaptı. Eğer şikayetten vazgeçmezlerse sınır dışı edileceklerini söyledi. Darp eden N.K. ifadesini verip kahvesini içip evine gittikten sonra vekilimin ailesinin erkeklerini ise polisler Geri Gönderme Merkezine götürdü. Geri Gönderme Merkezinde yer yok diye ailenin erkeklerini tekrardan karakola geri getirdiler. Gece 11'den sabah 7'ye kadar karakolda bekletildik." dedi.
Ailenin sınır dışı edilmemesini sağlamak için çok az vakti olduğunu anlayan avukat Gökalp, Mersin Valisi, Mersin Emniyet Genel Müdürlüğünü, İl Göç İdaresi ile iletişimi geçip sosyal medya üzerinden de kampanya başlattı.
Kampanya ile Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı, İl Göç İdare Müdürlüğü herkes bir anda kendisini arayıp olaya sahip çıktıklarını sosyal medyadan duyurmaya başladılar.
Aile Mersin'de yaşamaya devam ediyor. N.K. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Dava hala sürüyor.
Çalışanlara şiddet
Beşiktaş'ta bir mekanın sahibi o geçerken çalışanlar ayağa kalkmadığı için biri kadın diğeri erkek iki kişiyi ağır şekilde defalarca tokatladı. Nisan ayında meydana gelen olayın faili Şahin Ş. şikayet üzerine gözaltına alındı fakat hakkında hiç bir işlem yapılmadı.
Darp edilenlerden Gaye Akıl olayın savcılığa ve emniyet birimlerine bildirildikten 20 gün geçmesine rağmen herhangi bir işlem yapılmaması üzerine olayın kamera görüntülerini ve detaylarını sosyal medyada #kadınaşiddetehayır ve #adaletistiyorum hashtagleriyle 29 Mayıs'ta paylaştı.
30 Mayıs'ta ise şüpheli yeniden gözaltına alınıp bu sefer haftada bir gün evine en yakın güvenlik merkezine giderek imza vermesini gerektirecek adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakıldı. 2 Haziran 2020'de dava görülmeye başlanacak.
#SuleDumanaSesVer
Şule Duman, Ankara Üniversitesi öğrencisi. 27 Şubat’ta ODTÜ'de kadın hakları eylemlerine katılmasına kızan babası ve diğer aile bireyleri tarafından zorla bir arabaya bindirilerek alıkonuldu. Sakarya’daki babasının köyüne götürülürken yolda arkadaşlarına "babam beni kaçırıyor" diye mesaj attı. 67 gün boyunca zorla evde tutuldu, dışarıya çıkmasına izin verilmedi ve cep telefonu elinden alındı.
Derslerini ve sınavlarını kaçıran Şule’nin arkadaşları durumdan şüphelenip polise şikayette bulundu ama bir sonuç alamadı. Ardından sosyal medyada kampanyalar düzenlemeye başladılar. 3 Mayıs'ta #SuleDumanaSesVer etiketiyle viral olan kampanya sonrasında 4 Mayıs’ta, jandarma Şule Duman'ı zorla tutulduğu köyden kurtardı.
Bu ve benzeri onlarca vakada sosyal medya, olayların seyrini değiştirdi. Avukat Gökalp, mevcut koşullarda, sosyal medyayı kullanmayan, vakaları kamuya mal olmayan binlerce kişinin olduğuna işaret ediyor.
Serdar Vardar
© Deutsche Welle Türkçe