AfD'nin Deniz Yücel önergesine ret: Gazeteciye kınama yok
23 Şubat 2018Almanya'da sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD), Türkiye'de geçen hafta serbest bırakılan gazeteci Deniz Yücel'in köşe yazılarını Alman Meclisi'nin gündemine taşıdı. AfD meclis grubu tarafından sunulan önergede Deniz Yücel'in 2011 ve 2012 yıllarında die tageszeitung'da (taz) yazdığı iki köşe yazısının Alman hükümeti tarafından "kınanması" talep edildi.
Alman Meclisi'nde önergenin tartışılmasının ardından yapılan oylamada AfD'nin talebi 552 milletvekilinin oyu ile reddedildi. 77 milletvekili ise önergenin lehine oy kullandı. AfD'nin mecliste 92 üyesi bulunuyor. Bir milletvekili ise çekimser kaldı.
AfD'den Yücel'e Alman düşmanlığı suçlaması
AfD'nin önergesinin oylanması öncesinde ise Alman meclisi hararetli tartışmalara sahne oldu.
AfD grubu adına konuşan Gottfried Curio Alman hükümetinin Deniz Yücel'e "ayrıcalıklı muamele" yaparken, "Alman düşmanı açıklamalarının" dolaylı olarak onaylandığı savundu.
AfD'nin eleştirdiği köşe yazıları arasında Deniz Yücel'in 4 Ağustos 2011'de yazdığı "Süper, Almanya kendini yok ediyor!" başlıklı siyasi hiciv türündeki yorumu bulunuyor. Yücel, Almanya'da doğum oranlarının düşmesini ele aldığı bu yazısında "Avrupa'nın ortasında yakında halkı olmayan bir bölge oluşacak. Ama bu hiç de üzücü değil" gibi ifadeleri kullanmıştı. AfD'nin bu yazıya atıfta bulunduğu önergede, Deniz Yücel'in "Almanya ve Almanlara nefret" duyduğuna işaret edildi.
Konuşmasında Deniz Yücel'in bu yazısından alıntılar yapan AfD milletvekili Curio, Yücel'i "nefret yayan" kişi olarak nitelendirdi. Curio, Yücel'in Alman vatandaşı olmasını da sorgulayarak, "açık bir şekilde nefret ettiği Alman vatandaşlığını" geri verebileceğini ifade etti.
Yücel'in Sarrazin'e yönelik ifadeleri
AfD'nin önergesinde ayrıca Yücel'in 6 Kasım 2012 tarihinde yine gazetede yayımlanan yazısından alıntılar yer aldı. Yücel, Almanya'da göç ve uyum tartışmalarına yol açan "Almanya Kendini Yok Ediyor" kitabının yazarı Thilo Sarrazin'i ele aldığı bu yazısında, Sarrazin'in "felç geçirmesini" dilediğini ifade etmişti. Bu yazının ardından Sarrazin, mahkemeye başvurmuş, bunun üzerine ilgili mahkeme yazının yayımını engelleyerek, gazeteyi tazminat ödemeye mahkum etmişti.
Castellucci: AfD Erdoğan gibi basın özgürlüğüne katlanamıyor
Hristiyan Birlik (CDU/CSU), Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller, Hür Demokrat Parti (FPD) ve Sol Parti adına konuşan milletvekilleri ise AfD'nin sunduğu önergeyi sert bir dille eleştirdiler.
CDU/CSU grubu adına konuşan Alexander Throm konuşmasında basın ve ifade özgürlüğüne vurgu yaptı. "Bir hiciv yazısı ile kişilik haklarının ihlali arasındaki çizginin ince olabildiğine" dikkat çeken Throm ancak "Bir hiciv yazısının değerlendirilmesi için Alman meclisinin çok yanlış bir yer olduğunu" vurguladı.
SDP'li milletvekili Lars Castellucci de konuşmasında AfD'nin sunduğu önergeyi "utanç verici" olarak nitelendirdi. Castellucci, AfD ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tutumunun benzer olduğunu savunarak, AfD'nin de Erdoğan'ın "basın özgürlüğüne katlanamadığını" ifade etti. Basın özgürlüğünün önemine vurgu yapan Castellucci, bir gazetecinin kullandığı ifadeleri Alman meclisinin kınamasının mümkün olmadığına işaret ederek, AfD'ye önergeyi geri çekme çağrısında bulundu.
Özdemir: Meclis sıralarında ırkçı milletvekilleri oturuyor
Alman meclisindeki oturumda en hararetli konuşmayı yapan milletvekillerinden biri ise Yeşiller partisi eski başkanlarından Cem Özdemir oldu. Bir Alman gazetecinin yazdığı makalenin meclis gündemine gelmesini eleştiren Özdemir, "Alman meclisinin gazetecilere not vermediğini" ve Almanya'da "yüksek sansür kurumunun" olmadığını söyledi. AfD'ye yönelik sert suçlamalar yönelten Özdemir, AfD'nin sözcük dağarcığında "basın özgürlüğünün" bulunmadığını savundu. Deniz Yücel'in cezaevinde bulunduğu bir yıl içinde Almanya'nın değiştiğini belirten Özdemir, artık meclis sıralarında "ırkçı" milletvekillerinin oturduğunu dile getirdi. Özdemir, "kim böyle bir tutum izlerse, ırkçıdır" dedi.
Cem Özdemir de, SPD'li Castellucci gibi AfD ve Erdoğan'ın tutumu arasındaki benzerliklere işaret etti. Cem Özdemir, AKP'nin Almanya'daki uzantısının AfD olduğunu ileri sürdü.
Sol Partili Jan Korte de, çocuk yoksulluğu, emeklilik gibi çok daha önemli konular varken, Deniz Yücel'in makalelerinin meclis gündemine getirilmesini eleştirdi. Korte, AfD'nin Deniz Yücel'e yönelik tavrının Erdoğan'ın tutumuna benzer olduğunu savunarak, AfD'nin "Yücel ve basın özgürlüğüne karşı açılan savaşta Erdoğan'ın bir uzantısı" olduğunu ileri sürdü.
Jülide Danışman / Berlin
© Deutsche Welle Türkçe