1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Am Ende des Anfangs" - Eine Woche Operation Mushtarak in Südafghanistan

21 Şubat 2010

Taliban’a karşı son 8 yılın en büyük askeri harekâtında ikinci haftaya giriliyor. Müttefikler 30 gün içinde Marcah’ın kontrolünü ele geçirmeyi hedefliyor. Ancak uzmanlara göre askeri zafer tek başına yeterli olmayacak.

https://p.dw.com/p/M7Bz
Fotoğraf: AP

Binlerce askerin katıldığı Müşterek Harekâtı amaçlanan sonucu getirecek mi?

Bu operasyona Amerikan ve İngiliz askerlerinin yanı sıra Afganistan da en yüksek asker sayısıyla katılıyor. ABD’nin Afganistan ve Pakistan özel temsilcisi Richard Holbrooke aşırı iyimserliğe kapılmak için erken olduğunu belirtirken sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Bu son harekat olmayacak. Asilerle mücadele için başlatılan modern siyasi savaş dalgasının henüz başındayız. Şimdiye kadar böyle bir harekât olmadı. Siviller arasındaki kayıpları asgaride tutmaya öncelik tanıyoruz. Bu bakımdan harekâtın buraya kadarki bölümü başarılı geçti. Ama henüz nihai değerlendirme yapamayız.”

Peştunlar NATO'ya güvenmiyor

Taliban rejiminin devrilmesini izleyen sekiz yılda hiç böylesine kapsamlı harekat düzenlenmemişti. Saldırıların yoğunlaştığı güneydeki Helmand vilayetinin Marcah ve Nad Ali bölgelerinde çoğunluğu Peştun olmak üzere 120 bin kişi yaşıyor. Taliban da, bölünmüş vaziyetteki Afganistan’ın en kalabalık etnik grubunu oluşturan Peştunlar’ın bağrından çıkmıştı.

Güney'deki Afganistan Güvenlik Destek Gücü (ISAF) kuvvetlerinin İngiliz komutanı Nick Carter harekât bölgesindeki çoğu sivilin, askerlerine işgalci gözüyle baktığını söylüyor. General Carter, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Başlangıcın sonundan söz etmek daha doğru. Önemli ilerleme kaydettik ama güvenlik içinde sivil yapılanmayı tamamlamak zaman alacak. Halkın her şeyi kendileri için yaptığımızı idrak etmesi ise haftalar sürecek.”

Sivil kayıplar tepki yaratıyor

Afganistan’ın Peştun bölgelerindeki ayaklanmanın bastırılması şeklindeki Amerikan stratejisinin akıbeti, bölge halkının yabancı birliklere güven duymasına bağlı. Afganların, Taliban’ın iyi ve emin bir alternatifi olduğuna ikna edilmesi gerekiyor. NATO bomba ve mermilerinin sivillere isabet etmesi ise bütün planları altüst edebilir. General Carter, bu konunun altını çizerek, şunları kaydediyor:

“Sivillere kayıp verdirtmemeye azami gayret gösteriyoruz. Ağır silahları son derece temkinli kullanıyoruz. Sivillerin ölmesi bize de zarar verir. Amma Marcah ahalisinin harekâtı sürdürüp, bölgeyi temizlememizi istediğinden eminim. Konuştuğumuz büyük aile reislerinin harekâtın neden yapıldığını anladıkları kanaatindeyim.”

Taliban'dan yeni taktikler

NATO komutasındaki ISAF birlikleri Taliban’ı kasıtlı olarak sivil halkın arasına karışıp saklanmakla suçluyor. Bubi tuzakları ve mayın döşeyen Taliban militanları pusuya yatarak da müttefik kuvvetlere kayıp verdirmeye çalışıyorlar. Afganistan Savunma Bakanı Abdulrahim Vardak ise Müşterek Harekatı’nın sivil halk ile, askeri liderleri öldürülen, iki numaralı isimleri Molla Birader’in de operasyondan hemen önce yakalandığı Taliban’ın arasını açtığından emin görünüyor. Bakan Vardak, “Afgan halkının savaştan artık bıktığına tam inancım var. Şimdiye kadar onları koruduğumuzu gösteremediğimiz ve koruyamadığımız Afganlar aslında hükümetlerini destekliyorlar” görüşünü kaydediyor.

Afgan hükümetinin rolü

Kâbilli siyaset bilimci Harun Mir ise son derece dindar olan Peştunların sürekli askeri mevcudiyeti sineye çekeceğinden kuşkulu. Mir, süreçte Afgan hükümetinin başarısızlığını eleştirirken şöyle konuşuyor:

“En önemli problem Afgan yönetimi tarafından çözülmeli. Halkı kendi güvenlik güçlerimiz korumalı. Bu ülkenin sağlam bir adalet sistemine ve temel ihtiyaçlara cevap veren bir devlete ihtiyacı var. Ama yolsuzluk bataklığındaki hükümet başkent Kâbil’de bile halkın güvenini kazanamadı. Helmand’da nasıl kazanacak?”

© Deutsche Welle Türkçe

Sandra Petersmann / Çeviren: Ahmet Günaltay

Editör: Ayhan Şimşek