AİHM’nin cemevleri kararı kesinleşti
21 Nisan 2015AİHM, cemevlerine ayrımcılık yapıldığına dair 2 Aralık 2014 tarihinde açıkladığı karara itiraz eden ve davanın esastan yeniden görülmesi için temyiz başvurusunda bulunan Türk hükümetine olumsuz yanıt verdi. Mahkeme ret kararına gerekçe göstermedi.
AİHM, Cem Vakfı tarafından, diğer ibadethanelerin aksine elektrik ve su parası ödetilen cemevlerine ayrımcılık yapıldığı iddiasıyla açılan davayla ilgili kararında, cemevlerini "Alevilerin ibadethanesi" olarak tanımlamış; hükümetin, resmen tanınmış ibadethaneler ile cemevleri arasındaki ayrımcılığı meşru kılacak hiçbir kanıt sunamadığı sonucuna varmıştı. Karar 7 yargıçtan oluşan bir daire tarafından oy birliğiyle alınmıştı.
Türk hükümeti, cemevlerine din özgürlüğü bağlamında ayrımcılık yapıldığına ilişkin kararın, AİHM’nin temyiz organı olan 17 yargıçlı Büyük Daire tarafından esastan yeniden görüşülmesi talebinde bulunmuştu. AİHM’nin, Türk hükümetinin temyiz başvurusunu reddetmesiyle Cem Vakfı davasıyla ilgili karar kesinleşmiş oldu.
Türk hükümetinin, AİHM’nin din ve ahlak kültürü derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılmasını isteyen kararının esastan yeniden görülmesi için yaptığı bir diğer temyiz başvurusu da şubat ayında reddedilmişti. Ankara, Strasbourg Mahkemesi'nin "Mansur Yalçın ve diğerleri" olarak bilinen dava hakkında 16 Eylül 2014 tarihinde açıkladığı karara aralık ayında itiraz etmiş ve davanın mahkeme tarafından esastan yeniden görülmesini istemişti. Türk hükümeti, temyiz başvurusunda, Türkiye’de "zorunlu din dersi olmadığı" ve "istenirse Alevilere de Alevilik öğretilebileceği" tezlerini kullanmıştı.
‘Yapısal bir sorun'
AİHM'nin 16 Eylül 2014 tarihli kararında, Türkiye’de yürürlükteki eğitim sisteminin, anne ve babaların dini ve felsefi inançlarını güvence altına almadığı not edilmişti. Mahkeme, çocukların ve ailelerin, dini veya felsefi inançlarını açığa vurmaya mecbur bırakılmadan din ve ahlak kültürü derslerinden muaf tutulabilmelerine olanak yaratacak bir sisteme geçilmesini istemişti. AİHM kararında, bu konunun Türkiye’de "yapısal bir sorun" haline geldiği de kaydedilmişti.
AİHM’nin kesinleşen bu iki kararının Türkiye tarafından uygulanışı önümüzdeki aylardan itibaren Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi gündemine taşınacak.
AİHM, cemevlerinin Türkiye'de resmen ibadethane olarak tanınması amacıyla Prof. Dr. İzzettin Doğan ve 202 diğer davacı tarafından Ankara’ya karşı ortaklaşa açılan davayla ilgili olarak 3 Haziran 2015 tarihinde Strasbourg'da duruşma düzenleme kararı da aldı.
Romanyalı Türklere ayrımcılık yapıldı
Öte yandan AİHM, Romanya’daki Türk azınlığa genel seçimlerde getirilen kısıtlamaları da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı buldu. "Türk Kökenliler Derneği" ve bu derneğin başkanı Sabri Danış tarafından Romanya’ya karşı açılan davada kararını bugün duyuran AİHM, 30 Kasım 2008 tarihinde yapılan genel seçimlerden kısa bir süre önce, parlamentoda temsil edilmeyen azınlıkların seçilme hakları konusunda seçim kanununda yapılan değişikliğin, AİHS’nin serbest seçim hakkıyla ilgili 1 numaralı protokolü temelinde ayrımcılık olduğuna hükmetti.
Romanya’da seçimler öncesi çıkarılan yasayla, parlamentoda temsil edilmeyen azınlıklara, seçilebilmek için "kamu yararına dernek" sahibi olduklarını ispat etme şartı getirilmişti. AİHM’nin gerekçeli kararında, seçim kanununda seçimlerden kısa süre önce yapılan değişikliklerin "muhalefet partilerinin önünü tıkayabileceği ve iktidar partilerine yarayabileceği" not edildi.
©Deutsche Welle Türkçe
Kayhan Karaca / Strasbourg