Akademisyenler ihraçları protesto etti: Teslim olmayacağız
3 Kasım 2016İstanbul Üniversitesi’nin (İÜ) Beyazıt Meydanı’na açılan tarihi kapısı önünde tek tek okunan isimlerin ardından aynı slogan tekrar edildi bugün: “Teslim olmadı.”
Yüzlerce akademisyen, öğrenci ve destekçileri, burada öğle saatlerinde yaptıkları ortak basın açıklamasıyla, 29 Ekim’de yayınlanan 675 sayılı Kanun Hükümünde Kararname’yle (KHK) yüzlerce akademisyenin görevden alınmasını protesto etti. Basın açıklaması, “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam” sloganıyla sona erdi.
Akademisyenlerden çağrı: "OHAL derhal kaldırılmalıdır"
15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) çerçevesinde haftasonunda yayınlanan 675 sayılı KHK’yla, 77 üniversiteden 1200'den fazla akademisyen ihraç edildi. Bunların 17’si İstanbul Üniversitesi’nden ve 11’i, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na bağlı Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası üyesi. Bazıları, geçen ocak ayında Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki çatışmalara son verilmesini isteyen bir bildiri yayınlayan “Barış İçin Akademisyenler”den.
Basın açıklaması öncesinde rektörlük binası önünde toplanan yüzlerce akademisyen ve öğrenci, “Teslim olmadık, teslim olmayacağız” ve "Üniversiteler bizimdir” sloganlarıyla Beyazıt’a yürüdü. Grubun taşıdığı pankartlarda, “K(eyfi) H(ukuksuz) K(ıyım)’lara son. Geri döneceğiz”, “Barış İçin Akademisyenler-Terk etmiyoruz, barış istiyoruz” ve "İstanbul Üniversitesi Öğrencileri-Teslim olmayacağız” yazıyordu.
“Şimdilik uğurluyoruz ama asla #terk etmiyoruz” temalı basın açıklamasını, Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği (ÜNİVDER) Başkanı Profesör Tahsin Yeşildere okudu. Açıklamada, “Hukuksuz biçimde oluşturulan ihraç listelerinin, ilerici, demokratik, laik ve barış yanlısı birikimi hedef aldığı görülmektedir” denildi.
Açıklamada şu sözlere yer verildi: “OHAL derhal kaldırılmalıdır. İhraç edilen arkadaşlarımız görevlerine geri dönmelidir. Kamu emekçileri hakkındaki soruşturmalar evrensel hukuk kuralları çerçevesinde yürütülmedilir. Savunma hakkının kaldırılması kabul edilemez. Kamu hizmetinde liyakat ilkesini ayaklar altına alan Adalet ve Kalkınma Partisi dönemi uygulamalarının hepsi sonlandırılmalıdır. Bunlar bizim herhangi bir iktidar odağından talebimiz değil, kendi mücadele programımızdır.”
Basın açıklamasına İÜ Demokratik Üniversite Girişimi, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Aksaray Şubesi, Eğitim Sen 6 No’lu Üniversiteler Şubesi ve İstanbul Tabip Odası da destek verdi.
"Siyasi iktidar tarafından hedef alındılar"
ÜNİVDER Başkanı Profesör Yeşildere, basın açıklamasından sonra DW Türkçe'nin sorularını yanıtlarken, "Üniversite özgürlüğünü savunan arkadaşlar görevden alındı. Yani, bu Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) çetesinin temizlenmesi konusunda çıkarılan KHK’larla görevinden alınan bu arkadaşlarımız, gerçekten siyasi iktidar tarafından hedef alınmış görünüyor. Neye dayanarak bunu yaptıklarını anlamak mümkün değil” dedi.
Yeşildere, şöyle devam etti: "FETÖ’cüler varsa, hukuksal olarak araştırılıp, onların görevlerine son verilsin. Paraşütle gelenler, bilim hırsızlığı yaparak gelenler, yabancı dil sınavlarında hırsızlık yaparak gelenler ve adam kayırmayla yükseltilenler saptansın ve onların görevlerine son verilsin. Bunun dışında, gerçekten üniversiteye sahip çıkan, özgür düşünceyi savunan akademisyenlere yönelik bu tip davranışları kınıyoruz, lanetliyoruz, öfkeliyiz, endişeliyiz.”
ÜNİVDER Başkanı Profesör Yeşildere, bu tür görevden almaların kıyım olduğunu ve halkın vergileriyle eğitilen akademisyenlerin mutlaka geri kazanılması gerektiğini belirtti. Yeşildere’nin tahminine göre, 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana üniversitelerden uzaklaştırılan akademisyenlerin sayısı 10 bini geçti.
Son KHK'yla görevden alınan akademisyenlerden İÜ Hukuk Fakültesi araştırma görevlilerinden Doktor Barkın Asal da, kendileri için uzun ve cefalı bir hukuki mücadele süreci başladığını, ancak moralinin yerinde olduğunu söyledi. Doktor Asal, "Dönerim, döneriz. 3 gün sonra olur, 3 ay ya da 3 yıl sonra olur. Ama, o kürsüye tekrar çıkacağız” dedi.
Asal, 10 yıldır üniversitede çalıştığını ve bugüne kadar içinde bulunduğu tüm eylemliliklerin hep anayasayı koruma ve kollama adına yapıldığını anlattı. Hakkında bugüne kadar açılmış herhangi bir idari ya da adli soruşturma bulunmadığını belirtti.
Beyazıt Meydanı’ndaki protesto eylemine destek veren öğrencilerden İÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Ayşe Büşra Yılmaz da, “Kimse umutsuzluğa kapılmasın. Bu bir yenilgi değil, veda, ayrılış değil. Biz hocalarımızın yanındayız, onlar bizim yanımızda; illa ki kazanacağız” dedi.
Yılmaz, ihraç edilen akademisyenlerin görevlerine geri dönmeleri için önümüzdeki günlerde yapacakları protesto eylemleri ve basın açıklamalarıyla seslerini duyuracaklarını söyledi.
© Deutsche Welle Türkçe
Kürşat Akyol