Alman uzman: 5.8’lik İstanbul depremi enerjiyi düşürmedi
29 Ağustos 2020Türkiye’de son birkaç aydır yaşanan doğal afetlerin ardından gündeme alınan fay yasası nedeniyle deprem ve depreme hazırlık konuları yine tartışılıyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu geçen hafta bir Fay Yasası çıkması zaruretini değerlendirdiklerini ve bir çalışma ekibi oluşturduklarını açıklamıştı.
Ekipte sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve kamu kuruluşlarının yanı sıra meslek odaları ve kuruluşları bulunuyor.
"En büyük hasarlar aktif fay bölgelerinde"
DW Türkçe’ye konuşan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Sami Teymurtaş'a göre, daha önce oda olarak meclisteki partilere bir taslak biçiminde sundukları teklifin gündeme alınıp değerlendirilmesi olumlu bir gelişme.
Teymurtaş, "Odamızın yaptığı çalışmalarda depremlerde can ve mal kaybının en çok yaşandığı yerlerin aktif fay bölgeleri olduğunu gördük. Deprem olduktan sonra biz o bölgeye gidip, incelemelerde bulunuyor, sonrasında raporlaştırıyoruz. Deprem bölgesindeki incelemelerimizde en büyük hasarların olduğu yerlerin genelde aktif fay bölgelerinde bulunan yerleşim yerleri olduğunu gördük" diyor. Teymurtaş, bu yasanın sadece deprem için değil, sel, heyelan ve çığ gibi diğer doğal afetlerin yaratacağı riskleri azaltmak için hayati önemde olduğunun altını çiziyor.
"Bu yasaya ihtiyacımız var"
En son Elazığ’da 41 kişinin hayatını kaybettiği ve 1600’den fazla insanın yaralandığı 6.8 büyüklüğündeki depremin ardından yayınladığı raporunda TMMOB, yaşanan olumsuz tabloyu "çoğunlukla zayıf zemin özelliklerine sahip alanlar üzerinde yerleşme, düşük nitelikli malzeme, işçilik hataları ve denetimsizlik" olarak gerekçelendirmişti.
Teymurtaş, "Elazığ’daki hasarın çoğu da fay zonları üzerindeki yapı stoklarındaydı. Yine Van’da bir deprem oldu 10 kişinin öldüğü. Depremin büyüklüğünün 5.9 olmasına rağmen 10 kişi hayatını kaybetti. Yaptığımız incelemelerde 7 kişinin öldüğü köyün tam da fay hattının üzerine kurulduğunu gördük. Bu sebeple önlem almak ve riski azaltmak gerekli. Bu sebeple de fay yasasına ihtiyacımız var" uyarısında bulunuyor.
'Geç kalınmış değil, İstanbul için her adım önemli'
Türkiye'de deprem denince akla ilk gelen şehirlerden 16 milyonluk İstanbul için de uzmanlar uzun süredir şiddetli bir deprem beklentisini dile getiriyor. Peki, bu yasayla İstanbul depreminin yaratması beklenen hasar azaltılabilir mi?
DW Türkçe’ye konuşan Almanya Potsdam merkezli Jeolojik Araştırmalar Merkezi'nden (GFZ) sismolog Prof. Dr. Marco Bohnhoff, İstanbul gibi bir mega şehirde depremle ilgili atılacak her adımın önemli olduğuna dikkat çekiyor. Türkiye’deki fay hareketliliğini uzun süredir yakından inceleyen Bohnhoff'a göre, İstanbul gibi büyük bir şehri depreme hazırlamak genel olarak bakıldığında çok zor bir ödev. Bohnhoff, "Yapılanlar hiçbir zaman da tam anlamıyla mükemmel olmayacak. İnsanları korumak için yapılabilecek şey, binaların da yapısını güçlendirmek. Şu anda yapılan da bu. 1,2 milyondan fazla yapının olduğu bir şehirde bu kolay bir görev değil. Bu konuyla ilgili çok sayıda araştırma yapılıyor ve şehri depreme hazırlamakla ilgili çabalar artıyor" diyor.
"İstanbul 7 üzeri bir depreme hazırlıklı olmalı"
26 Eylül 2019'da meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki İstanbul depreminin, Marmara’da beklenen olası şiddetli bir depremin habercisi olup olmadığı çok konuşulmuştu. Bohnhoff’a göre bu depremin tetikleyici bir etkisi olmadı. Alman sismolog, "Bu deprem tümüyle sıkışmış olan fay segmentinin tam sınırında meydana geldi. Şu ana kadarki çalışmalarımızdan bildiğimiz kadarıyla bu deprem sismik tehlikeyi artırmadı. Ancak diğer taraftan buradaki enerjiyi de düşürmedi. Bu sebeple halihazırda İstanbul çevresinde 7 ila 7.4 büyüklüğünde bir depreme hazırlıklı olmamız gerekiyor" diyor.
"Önceden tahmin sistemi üzerinde çalışıyoruz"
Marmara bölgesindeki bir depremi öncü depremler üzerinden tahmin edip uyarıda bulunmanın çok zor olduğunu dile getiren Bohnhoff, "Çünkü fay şehre çok yakın. Büyük depremlerden önce gelebilecek küçük depremleri yakından takip ediyoruz. Bu konuda çabalar var. Bunlar büyük bir depremin geleceğine dair bir sinyal olarak kullanılabilir. Ama bunu gelişmiş bir önceden tahmin sistemi olarak yürürlüğe sokmak için şu anda çok erken" diyor.
Türkiye'deki yetkililerle birlikte depremi önceden tahmin edip uyarı verebilecek bir sistem üzerinde çalıştıklarını dile getiren Bohnhoff, "Bu konuda Türkiye’deki yetkililer, bizler ve partnerlerimiz çalışıyoruz. İyimser bir bakış açısıyla bu tür bir sistem - ki burada operasyonel deprem tahmin sisteminden bahsediyoruz - önümüzdeki yıllarda test edilip yürürlüğe sokulabilir. Ancak bu çok karmaşık bir görev ve dünyada bunun örneklerine bakarsak yürürlükte olan çok az böyle sistem var" diye belirtiyor.
Türkiye’de sadece bu yıl 5.0'dan büyük 10’un üzerinde deprem oldu ve 50’den fazla insan hayatını kaybetti.
Deniz Barış Narlı
© Deutsche Welle Türkçe