300811 Islamkunde an deutschen Schulen
30 Ağustos 2011Almanya'da çıkan ve İslam dinini anlatan Almanca birkaç okul kitabından biri olan ‘'Mein Islambuch'' küçük çocuklara hitap ediyor. O nedenle çizim, minyatür ve fotoğraflar kitapta ağırlıklı olarak yer alıyor. Baden-Württemberg eyaleti yetkilileri şu günlerde bu kitabı okullarda müfredata alıp almamayı tartışıyor. Zira Baden-Württemberg eyaleti, birkaç yıldır Almanca İslam dini dersi veren 6 eyaletten biri. Ancak bu dersler şimdilik sadece pilot okullarda veriliyor. Bu sürece Kuzay Ren Vestfalya eyaleti öncülük etmişti. Almanya’da müfredata hangi derslerin alınacağına eyaletler karar veriyor.
Dinî toplulukların tanınması
Almanya çapında yaklaşık 900 bin Müslüman öğrenci olduğu tahmin ediliyor. Ancak uzmanlar seçilen pilot okullarda verilen din derslerinden bu öğrencilerin beşte birinin bile yararlanamadığı belirtiyor. Bununla birlikte din dersi alma hakkı, Alman anayasasında da güvence altına alınıyor. O halde Müslüman öğrenciler için din dersi neden ülkenin her yerinde verilmiyor? İlahiyatçı Michael Kiefer, bu soruyu şöyle yanıtlıyor: ‘’Bunun nedeni çok basit ve anlaşılır. İlk ve orta dereceli okullarda İslam dini dersi verilmesi için işbirliği ortamının hazırlanması ağır şartlara bağlı. Örneğin dinî bir topluluğun resmi anlamda tanınması için belli bir sürenin geçmesi gerekiyor.’’
İslam bilimci Kiefer, bir dini topluluğun resmi anlamda tanınması için, o topluluğun kayıtlı üyelerine gerek duyulduğunu söylüyor ve ‘’Oysa Müslümanlar cami üyesi değiller, onlar sadece ibadet için oraya gidiyorlar’’ diye konuşuyor. Kiefer, bununla birlikte kooperasyon ortaklığı için Almanya’da birçok değişik Müslüman topluluk veya derneğin bulunduğunu ama bunların Müslüman çoğunluğu temsil etmediğini ifade ediyor.
Din öğretmeni eksikliği
Alman yetkililer de bu soruna bir ara çözüm buldu ve okullarda işlenecek konulların içeriği için gerekli kooperasyon ortağı olarak, bugüne kadar yerel dernek veya aile birliklerini muhatap aldı. Ama bu çözüm uzun vadede pek işlemiyor. Kuzey Ren Vestfalya eyalatinde Okul ve Eğitim Bakanlığı ile Almanya Müslümanları Koordinasyon Konseyi’nin (KRM) ortaklaşa kuracakları bir komisyonun bu işlevi görmesi öngörülüyor. Bu konseye tüm Müslüman derneklerinin ve derneğe kayıtlı olmayan Müslümanların temsilci göndermesi hedefleniyor. Eylül ayı ortasına kadar Eyalet Okul Yasası’nda değişiklik yapılması ve komisyon üyelerinin kesinleşmesi bekleniyor. Ancak ilahiyatçı Michael Kiefer, İslam dini eğitiminin başlayabilmesi için başka sorunların da aşılması gerektiğini söylüyor. ‘’En büyük tartışma öğretmenlik diploması yüzünden çıkıyor. Zira din eğitimi verecek öğretmenlerin hangi koşulları yerine getirmesi gerektiği, hâlâ bir netlik kazanmadı. Kim inanç sahibi, iyi bir Müslüman? Bu konuda din adamları arasında görüş ayrılıkları olabilir.’’
İlahiyatçı Kiefer, Almanca din dersinin okullarda normal müfredata dahil olmasının önündeki en büyük engelin öğretmen yetersizliğinde yattığını belirtiyor. Kiefer Almanya çapında yaklaşık 200 Müslüman din öğretmeni bulunduğunu tahmin ediyor. Bu öğretmenlerin ya İslam dini üzerine yüksek lisans eğitimi almış ve öğretmenliği ek iş olarak yapanlar ya da ilahiyat eğitimi almış ama pedagoji diploması bulunmayan kişiler olduğunu belirtiyor. Kiefer öğretmen açığının ancak, ilahiyat eğitimi veren yüksek okullarda İslam dini ve pedagoji eğitiminin birlikte verilmesiyle kapatılabileceğini düşünüyor.
Pilot projelerden alınan olumlu sonuçlar
Bütün zorluklara rağmen eyaletler, okullarda İslam dini eğitimi veren pilot projelerini normal müfredata dönüştürmek istiyor. Michael Kiefer’e göre bunun İslam dininin ‘’yabancıların dini’’ etiketini kaybedip Almanya’da yerleşmesi ve Müslümanların kendilerini evlerinde hissetmesi gibi birçok faydası bulunduğunu belirtiyor. Baden-Württemberg eyaletindeki pilot projeler aracılığıyla ulaşılan bir başka avantajı da, proje müdürü Barbara Lichtenhaeler şöyle açıklıyor: ''Daha önce dil takviyesi ya da diğer kurslarla ulaşamadığımız kadar çok anne ile iyi bir iletişime geçebildik. Kurduğumuz diyalog bizi çok olumlu tarzda etkiledi.’’
© Deutsche Welle Türkçe
Klaudia Prevezanos/ Çeviren: Başak Demir
Editör: Ahmet Günaltay