Almanların şişmanlık sorunu
30 Haziran 2012
1,74 metre boyundaki Sonja Berzbach bundan birkaç yıl önce tartıya çıktığında ibre tam 152 kiloyu gösteriyormuş. 34 yaşındaki bu genç kadın, bu kiloya nasıl ulaştığını şöyle anlatıyor: “Hemşirelik eğitimi aldım ve erken yaşta da ailemin yanından ayrıldım. Ardından sürekli kilo almaya başladım. Gece vardiyasından dönünce kendime bir pizza yapıyordum, sonra üzerine çikolata yiyordum. Bir gün öyle bir kiloya ulaştım ki artık ‘dur’ demem gerektiğini anladım.”
Sonja Berzbach önce yemek alışkanlıklarını değiştirmiş, disiplinli bir şekilde egzersiz yapmaya başlamış, son olarak da midesini küçülttürmüş. Artık sadece 83 kg ağırlığında olan Sonja, Troisdorf kentinde şişmanların katılıp birbiri ile dertleşebildiği bir yardım grubu kurmuş.
Berzbach bu gurbun önemini şöyle açıklıyor: “Öncelikle içinizdeki disiplinsizlik şeytanını yenmeniz gerekiyor. İşte kendi kendine yardım grubu da bu amaca hizmet ediyor. Bunun yanında Obezite Merkezi ile birlikte beslenme düzeni ve Engelliler Spor Derneği ile de egzersizler konusunda birlikte çalışıyoruz. Su içinde çeşitli jimnastikler yapılıyor. Bu grup çok önemli, çünkü şişman insanların örneğin 50 kilo ağırlığındakilerle bir araya gelip aynı programı uygulaması genelde kolay olmuyor.”
Mide küçültme ameliyatları
Vücuttaki yağ oranı belli miktarı aşanlar aşırı kilolu olarak değerlendiriliyor. Eğer bu oran yüzde 20 ila 25 arasında ise normal kilolu, yüzde 25 ila 30 arasında ise hafif kilolu olarak değerlendiriliyor. Ancak bu oran yüzde 30’ları aştığı takdirde obezitenin ilk sınırına ulaşılıyor. Eğer bu oran yüzde 40’ları aşarsa genelde tıbbî bir müdahale gerekebiliyor. Essen kentindeki Alfried Krupp Hastanesi’nden cerrah Martin Pronadl, sadece kendi kliniklerinde yılda yaklaşık 120 ila 140 hastayı ameliyat ettiklerini belirtiyor.
Pronadl, “Öncelikle hastalarımız büyük oranda kilo kaybediyorlar. Mide bandı ameliyatında örneğin sahip olunan aşırı kilonun yarısı kaybedilebiliyor. Mide küçültülmesi ya da yemek borusu ameliyatlarında bu oran yüzde 80’lere kadar çıkabiliyor. Hatta büyük çaplı bir ameliyat söz konusu ise hastaların kısa bir sürede normal kilolarına dönmeleri bile söz konusu” diye konuşuyor.
Şişman çocukların sayısı artıyor
Martin Pronadl, bu ameliyatın ardından 120 ya da 130 kilo veren birçok hastası olduğunu belirtiyor ama en uç bir örneği ise 270 kilodan 100 kiloya düşen bir kişinin oluşturduğunu kaydediyor.
Alman Obetize Merkezi’nin verilerine göre aşırı kilolu çocukların sayısı da giderek artıyor. Kötü beslenme ve hareketsizlik bunun başlıca sebeplerini oluşturuyor. Sokaklarda koşuşturmak yerine bilgisayar başında oyun oynayan ve sebze-meyve yerine hamburger ve patates cipsi yemeyi tercih eden çocuklar, bir anda tıbbî müdahaleye ihtiyaç duyar hale gelebiliyor.
Alman Obetize Merkezi’nden beslenme uzmanı Stefanie Gerlach, ailelere büyük görev düştüğüne dikkat çekiyor ve “Şişman bir çocuk ile kilo verme terapisi yapılıyorsa mutlaka aileler de işin içine katılıyor. Aile burada belirleyici bir rol oynuyor. Ebeveynlerin eve giren gıdalar konusunda çocuklarına bazı kurallar koymaları gerekiyor. Aksi takdirde sadece çocukla başarıya ulaşmak mümkün değil. Bununla birlikte bazı çocuklar içinde bulundukları duygusal durumlarını, yemek yeme alışkanlıkları ile dışa vuruyor. O nedenle bu çok karmaşık bir sorun ve disiplinlerarası bir ortak çalışmayı gerektiriyor” şeklinde konuşuyor.
Danimarka'da yağlı gıda vergisi
Stefanie Gerlach, yanlış beslenmenin yanı sıra, genetik faktörlerin de aşırı kiloda etkili olduğunu vuguluyor. Gerlach, genelde eğitim seviyesi yüksek ve iyi gelirli ailelerin daha sağlıklı beslendiğini belirtiyor.
Sağlıklı beslenmenin teşviki için yapılan ilginç uygulama ise geçtiğimiz ekim ayında Danimarka’da başlatıldı. Bu İskandinavya ülkesinde yüzde 2,3 oranın üzerinde doymuş yağ içeren gıdalara yağ vergisi ekleniyor. Buna süt, et, tereyağ veya pizza gibi hazır yiyecekler de dahil. Bir kilogram doymuş yağ içeren gıda için üreticilerinin 2 euro 15 sent vergi ödemeleri gerekiyor. Dünyadaki ilk ve tek örnek olan bu uygulama ile Danimarka sağlıksız beslenme ve bu sayede ortaya çıkan hastalıkların önüne geçmeye çalışıyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Gudrun Heise / Çeviren: Başak Demir
Editör: Ercan Coşkun