Almanya-ABD ilişkilerindeki çetin başlıklar
27 Nisan 2018İran
Almanya, 2015 yılında İran ile imzalanan ve bu ülkenin nükleer çalışmalarını sınırlandıran anlaşmaya mutlaka sadık kalınmasını isteyen ülkelerin başında geliyor. Anlaşma, Tahran yönetiminin nükleer programını sınırlandırması karşılığında Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımları gevşetmesini öngörüyor. Berlin yönetimi anlaşmanın, İran'ı nükleer silah geliştirmekten alıkoyacağına inanıyor.
Donald Trump ise nükleer mutabakatı 'bütün zamanların en kötü anlaşması' olarak sayıyor. ABD Başkanı İran'ı anlaşmaya uymamakla suçluyor. ABD'nin anlaşmayı 120 günde bir yenilemesi gerekiyor. Donald Trump'ın anlaşmadan çekilme tehdidi Avrupa ülkelerini endişelendiriyor.
Dünya ticareti ve gümrük tarifeleri
ABD, Almanya ile ikili ticaretinde geçen yıl 52 milyar 500 milyon euro açık verdi. Ticari dengesizliğe tepki gösteren Trump 1 Mayıs'tan itibaren Avrupa Birliği'nden ithal edilen çelik ve alüminyuma zamlı gümrük tarifesi uygulanmasına kararı aldı. ABD Başkanı'nı öncelikle Almanya'dan yapılan otomobil ithalatı kızdırıyor. Trump'ın izlediği himayeci ticaret politikası Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) görüşmelerinin askıya alınmasına yol açtı.
Serbest ticareti savunan Almanya, TTIP pazarlığının yeniden canlandırılmasına çalışıyor. Avrupa Birliği Komisyonu anlaşmadan 120 milyar euroluk ek ekonomik katkı bekliyor. Almanya Avrupa'nın ithal ettiği Amerikan mallarından alınan gümrük vergisinin ABD'ye satılan ürünlerden kesilen vergilerden düşük olduğunu savunuyor. Berlin yönetimi yine de 1994 yılında ABD ile imzalanan gümrük anlaşmasını yeniden görüşmeye hazır olduğunu söylüyor. Trump'ın ticari savaşı sürdürmesi durumunda ise Avrupa'nın Amerikan kot pantalonu, motosikleti ve viskisine zamlı gümrük tarifesi uygulamasını önerecek.
Almanya'nın savunma harcamaları
Almanya'nın savunma harcamalarını düşük tutması en çok ABD Başkanı tarafından eleştiriliyor. Donald Trump, NATO'nun savunma gücüne güvenen Almanya'nın ortak savunmada üzerine düşeni yapmadığını öne sürüyor. Trump 2014 yılında kararlaştırıldığı üzere Almanya'nın milli gelirinin yüzde 2'sini savunmaya ayırması gerektiğini söylüyor. Almanya 2017 yılında Gayrı Safi Yurtiçi Gelirinin yüzde 1,2'sini (37 milyar euro) ayırmıştı. Koalisyon anlaşmasında savunma bütçesinin kademeli olarak arttırılması öngörülmekle birlikte Almanya'nın yüzde 2'lik orana ulaşması beklenmiyor. 2016'da kalkınma yardımlarına 23 milyar 300 milyon euro harcayan Almanya, krizleri önleme işlevini yerine getirerek dünya güvenliğine katkıda bulunduğu gerekçesiyle bu meblağın da göz önüne alınmasını istiyor.
Çevre
Almanya Paris İklim Anlaşması hedeflerini tutturamamakla birlikte anlaşmayı karbon emisyonu ve küresel ısınmayla mücadelenin temel taşı sayıyor. ABD Başkanı ise 2020'de anlaşmadan çekileceklerini duyurmuştu.
Trump kimi zaman anlaşmaya geri dönebileceklerini ima ediyor ama Almanya görevdeki Başkanla iklimin korunmasında ilerleme sağlanabileceğine inanmıyor.
Göçmen ve mülteciler
Trump ile Merkel'in görüşlerinin en çok ayrıldığı konu ise göç ve mülteci politikaları. Trump'ın seçim kampanyasında Meksika sınırına duvar örme sözü önemli rol oynamış, Merkel ise 2015 -2016 yılları arasında bir milyon mülteciye Almanya'nın kapılarını açmıştı.
Trump seçildikten kısa süre sonra Alman Bild gazetesine verdiği mülakatta "Merkel'in kaçakları ülkeye almakla feci bir hata yaptığını" söylemişti. Merkel ise Meksika sınırındaki Trump duvarının kaçak göçü önleyebileceğine ihtimal vermiyor.
Kuzey Akımı
Trump Almanya ile Rusya arasındaki ikinci Baltık Denizi doğalgaz nakil boru hattı projesini kuşkuyla karşılıyor. ABD Başkanı "Almanya'nın Kremlin'e bağımlı hale geldiğini" söylüyor. Trump, bu proje sonucunda Rusya'ya milyarlarca dolar ödeneceği ve bunun doğru olmadığını savunuyor.
Doğu Avrupa'daki NATO üyesi bazı devletler Trump'ın endişesini paylaşıyor. Berlin ise ABD'nin Avrupa'ya daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz ihraç etmek istediğini tahmin ediyor.
Jefferson Chase, Rupert Wienerwald
© Deutsche Welle Türkçe