Almanya Fransa'yı örnek alır mı?
24 Ocak 20121915 olayları Almanya’da 2005 yılında Federal Meclis'te kabul edilen “Ermenilerin 1915 yılındaki tehciri ve katliamının hatırlanması ve anılması – Almanya Türklerle Ermenilerin barışmasına katkı sağlamalı” başlıklı önergeyle değerlendirilmişti. Söz konusu önergede “soykırım” ifadesi kullanılmamış, 1915 olaylarının “korkunç bir felaket” olduğundan bahsedilmişti.
Fransa Senatosu’nun 1915 yılında Ermenilerin soykırıma uğradığının inkâr edilmesini suç sayan yasa tasarısını kabul etmesinin ardından gözler Almanya başta olmak üzere diğer Avrupa Birliği ülkelerinin bu konuda izleyeceği politikaya çevrildi. Zira Almanya Ermeniler Merkez Konseyi de Fransa’daki benzeri bir yasanın çıkarılması yönündeki taleplerini dile getiriyor. Peki, Almanya’da böyle bir yasa teklifi gündeme gelir mi?
Marburg Üniversitesi Yakın ve Ortadoğu Araştırmaları Merkezi Ortadoğu ve Türkiye uzmanı Prof. Dr. Udo Steinbach konuya ilişkin olarak şu değerlendirmede bulundu: “Ben buna pek ihtimal vermiyorum. Tabii ki Almanya'da da büyük bir baskı var ve bu tür tartışmalar yapıldı. Ancak Federal Meclis bu konuya hep mesafeli yaklaştı ve Federal Hükümet de böyle bir karar çıkması doğrultusunda hareket etmedi.”
"Almanya'nın hassasiyetleri farklı"
Prof. Dr. Udo Steinbach, Fransa ile Almanya arasındaki farkların ve Almanya’daki Türk toplumunun, Almanya’nın bu konudaki tutumunda etkili olduğu görüşünde. Almanya’da Ermenilerin yaşadığı felaketin inkâr edilmediğini ve konunun çok büyük bir dikkat ve titizlikle tartışıldığını söyleyen Steinbach, "Ancak Almanya’da güçlü bir Türk toplumu bulunuyor. Bizim bu konuda daha hassas davranmamız gerekiyor. Fransa Türkiye ile gerginliği kaldırabileceğini düşünüyor, ancak biz Almanya’da böyle bir gerginlik istemiyoruz ve Almanya’da muhtemelen bu aşamaya gelinmeyecektir" diyor.
Alman Yeşiller Partisi Milletvekili Memet Kılıç da Almanya’nın Fransa’yı takip edeceği yönünde işaretler görmediğini söyleyerek, Almanya’nın daha önceki önergesine dikkat çekiyor. Almanya’nın bu önergeyle konunun tarihçiler tarafından açıklığa kavuşturulmasını istediğini belirten Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bana göre böyle bir konunun Almanya’da parlamento gündemine getirilerek, parlamentodan çıkarılacak kararlarla tartışılması yararlı olmayacaktır. Almanya’nın zamanında almış olduğu karar üzerinde, kamuoyu içerisinde tartışma yapılırsa, Türkiye ile diyalog kurulursa daha anlamlı sonuçlar çıkar diye düşünüyorum. Çünkü Türkiye’yi mahkeme eder gibi kendi parlamentosunun önüne dikmesi, bu ilişkilere zarar verir ve taraflardan hiç birine yarar getirmez.”
"Türkiye geçmişiyle yüzleşmeli"
Fransa cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin bu yasa ile hedefinin Türkiye’yi Avrupa Birliği dışında bırakmak olduğunu belirten Kılıç, sorunun çözümünün Türkiye’de olduğunu şu sözlerle vurguluyor: “Biz Türkiye’nin Avrupa topluluğu içerisinde yer alan, modern, geçmişiyle yüzleşen, hesaplaşan ve geçmişiyle yüzleşirken de sırf cumhuriyet tarihiyle bunu yapıp, cumhuriyet öncesinde de 'benim ecdadım, bu konuda laf söyletmem' gibi tavırlara girmemesi anlamlı olur. Bütün tarihini Türkiye tartışabilmeli, böyle kendine güvenen bir dünya ülkesi olabilmeli Türkiye.”
"1915 dış politika önceliği olmamalı"
Türkiye ile ilgili araştırmalarıyla tanınan Prof. Dr. Udo Steinbach ise Fransa’nın tutumunun iç politik hesaplara dayandığını savunuyor ve Türkiye’nin dış politikasında başka esasları dikkate alması gerektiğini belirtiyor: “Bence Türkiye, yaşananları ‘soykırım’ olarak niteleyip nitelememeyi Fransızlara, Kanadalılara ve en nihayetinde Amerikalılara bırakabilecek kadar özerk hareket edebilmeli. Türkiye, ‘bu sizin iç meseleniz ve biz dış politikamızı kendi menfaatlerimiz üzerine inşa ediyoruz’ diyebilmeli. Türkiye dış politikasının öncelikli meselesi de 1915’te yaşananların bir soykırım olup olmadığı değildir.”
© Deutsche Welle Türkçe
Haber: Başak Özay
Editör: Ahmet Günaltay