Almanya’da Göç Yasası’na tepki büyüyor
5 Temmuz 2007
Almanya’da 2005 yılında yürürlüğe giren yeni Göç Yasası’nda öngörülen değişikliklerle göçmenlerin sorunlarına çözüm bulunması hedefleniyordu, ama göçmen örgütleri yeni düzenlemelerden memnun değil. Yasanın son haliyle parlamentodan geçip, yürütme sürecinin son aşaması olan Eyalet Temsilcileri Meclisi’ne gelmesi göçmen kuruluşlarını iyice kızdırdı. Berlin’de daha önce hükümetin düzenlediği Uyum Zirvesi’ne temsilci gönderen Diyanet İşleri Türk İslam Birliği ve Almanya Türk Toplumu, yasanın bu haliyle geçmesi durumunda gelecek hafta yapılacak toplantıya katılmayacaklarını açıkladılar.
Türkiye Araştırmalar Merkezi Başkanı Faruz Şen de DW’ye yaptığı açıklamada, göç ve uyumdan sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer’i beceriksizlikle suçladı. İlk olarak Devlet Bakanı’nın değişmesi gerektiğini savunan Şen, “Bayan Böhmer yaptığı eylemlerle, yaptığı hareketlerle bu işi kaldıramayacağını gösterdi. Bundan önceki göç konusundan sorumlu danışmanlar çok akıllıca hareket etmişlerdi.”
İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble’nin de düzenlediği İslam Konferansı’yla iyi bir adım attığını fakat, diğer yandan İslam’a karşı önyargıları arttırdığını ifade eden Şen, “Schäuble’nin de bundan sonra göçmen politikasında tamamıyla yumuşatıcı bir kaç atak yapmasını bekliyorum” dedi.
“İlk Uyum Zirvesi sonuçsuz“
Berlin’de düzenlenen ilk Uyum Zirvesi’nin sonuçsuz kaldığını savunan Faruk Şen sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz geçen sene 12 Temmuz 2006’da bu zirve olduğu zaman zaten katılınmaması gerektiğini söylemiştik ve kendimiz protesto olarak katılmadık. Sayın Böhmer bu zirveyi göz boyamak için topladı. Ve bu bir yıl içinde bırakın Göç Zirvesi’nin getireceği olumlu etkileri, Almanya’da göç politikasının çok sertleştiğini gördük.”
Türkiye Araştırmalar Merkezi Başkanı Şen, bu tür yasalarla ırkçılara prim verildiği görüşünü savundu. Şen sözlerine şöyle devam etti: “İşin üzücü tarafı, bir taraftan Almanya’da yaşayan toplumun 15 milyonunun göçmen kökenli olduğundan hareket ediyoruz; öbür taraftan Uyum Zirvesi veya İslam Konferansı yaptıktan sonra göçmenlerin önüne engel üstüne bir engel daha getiriyoruz ve ben bunları cok akılsızca buluyorum. Bu hareketler Almanya’da ırkçılığı tetikleyecek olaylar, zira Alman ırkçıları zaten göçmenlere karşı ekonomik krizlerde olumlu bakmıyor. Böyle olaylar, ırkçıların ekmeğine yağ sürüyor; onun için ben bunları candan kınıyorum.”
Yasada ne değişikler yapıldı?
Almanya’ya göçü düzenleyen ve sınırlayan yasada yapılan değişikliklerle bazı göçmenlerin hukuki statüsü düzeltilmesi amaçlanıyordu. Bunlar, konumlarına göre altı ya da sekiz yıldır Almanya’da yaşayan ve geçimlerini sağlayabilen göçmenler. Hukuki statüleri güvencede olmayan 180 bin göçmenden kaçının bu haktan yararlanacağı ise belli değil.
Yeni yasanın aile bileşimine getirdiği kısıtlamalar, yasanın olumsuz yönü olarak eleştiriliyor ve yasada ayrıca göçmenler arasındaki etnik ayrımcılık yapıldığı savunuluyor. Söz konusu düzenlemeye göre, aile bileşiminde AB ülkelerinden olmayan göçmenlerin eşlerini Almanya’ya getirmesine, 18 yaşında olması ve Almanca bilmesi durumunda izin veriliyor. Ancak yasada ABD, Avustralya ve Japonya’dan aile bileşimi çerçevesinde gelen göçmenler için bu kısıtlamadan muaf tutuluyor.
Yasa ile göçmenlerin parmak izlerinin alınmasına ve yüzlerinin dijital kaydına izin veriliyor. Ayrıca uyum kurslarına katılmayanlara cezalar getiriliyor, şimdiye kadar daha kolay olan gençlerin vatandaşlığa geçişi de zorlaştırılıyor.