Almanya'da gözler Uyum Zirvesi’nde
10 Temmuz 2007İkinci Uyum Zirvesi yaklaştıkça Almanya’da gerginlik artıyor. Almanya’nın en sancılı konularından biri olan göç sorunu, Ulusal Entegrasyon Planı’nın açıklanacağı, 2. Uyum Zirvesi’ne iki gün kala iyice alevlendi. Berlin’de gazeteciler ile buluşan Almanya Türk Toplumu Başkanı Kenan Kolat, Alman hükümeti ile diyalog kurmak istediklerini söylüyor: “Alman hükümeti bir işaret verir ise yani konuşmaya ve değişiklikleri görüşmeye hazır ise Zirve’den önce yapılacak olan öngörüşmeye katılmaya hazırız. Bu görüşme sırasında da Alman hükümeti, bizimle somut bir şekilde bu değişiklikler hakkında konuşmaya hazır olduğu işaretini verirse, o zaman Entegrasyon Zirvesi’ne katılacağız. Eğer Alman hükümeti bunu yapmazsa, çünkü demokrasilerde herşey olabilir, o durumda da Zirve’ye katılmayacağız.“
Entegrasyon Zirvesi’ni eleştiren diğer büyük organizasyonlardan biri de kısaca DİTİB olarak bilinen Diyanet İşleri Türk İslam Birliği, DİTİB’den Bekir Alboğa, Cuma günü çıkan yasayı neden eleştirdiklerini şöyle açıklıyor: “Hans ve Melanie sosyal yardım alan Alman vatandaşı olarak dünyanın neresinden isterlerse istesinler eşlerini getirebiliyorlar. Bunun için ne kazançlarını ne de mülklerini beyan etmeleri gerekiyor. Fakat Ali ve Ayşe, her ne kadar onlar da Alman vatandaşı olsalar bile, aynı sosyal statüye sahip olsalar dahi, yurt dışından, örneğin Türkiye’den, eşlerini getirmek istedikleri zaman, eşlerinin Türkiye’de Almanca öğrendiklerini kanıtlamaları gerekiyor. Ayrıca yeterince gelirlerinin olduğunu da kanıtlamaları gerekiyor. Aynı şekilde Alman vatandaşı olmak isteyen göçmen kökenli gençler de yeterli gelirlerinin olduğunu kanıtlamaları gerekiyor. Bu Alman vatandaşlığına geçişi çok zorlaştıran bir madde. Yani bir yandan etnik bir ayrımcılık kanun yoluyla yasallaştırılıyor diğer yandan da Alman vatandaşlığına geçiş zorlaştırılıyor.“
“Göçmenlere zorluk“ eleştirisi
Yeni yasa, Almanya’ya evlilik yolu ile gelecek kişilerin yeterli derecede Almanca öğrenerek gelmesini şart koşuyor. Ancak öngörülen 300-400 civarındaki kelime haznesi, sadece Türkler ve Araplar için geçerli, çünkü yasaya göre, Avrupa Birliği üyeleri ve Almanya’nın yakın ekonomik ilişkiler içerisinde olduğu ülkelerden gelenler bu uygulamaya dahil edilmiyor. Türkleri ve Arapları hedef aldıği için yasanın ayrımcı nitelikte olduğu iddia ediliyor.
Almanya Yabancılar Meclisleri Başkanı Memet Kılıç ise Perşembe günü Zirve’ye katılma kararı alan organizasyonları protestoya dahil olmaya davet ediyor: “Ben bu organizasyonlara sadece Zirve’ye katılmamaları tavsiyesini verebilirim. Çünkü bu şekilde göçmenlerin mazoşist olmadıklarını gösterebilirler. Bu göç yasası ile bize büyük bir darbe vuruldu. En azından bundan zevk almadığımızı açık bir şekilde göstermemiz gerekiyor. Bu göç yasası, entegrasyonu engelleyici bir yasa. Aslında göçmenlere ayrımcılık uygulanıyor ve bu ileriye doğru adımlar atılıyor gibi yansıtılıyor. Bu adımlar, yasadan çıkartılmalı.“
Türk kökenli organizasyonların eleştirilerine ise Göçten Sorumlu Bakan Maria Böhmer, bu kuruluşları yeniden Zirve’ye davet ederek ve yeni yasanın entegrasyonu teşvik ettiğini söyleyerek cevap verdi. Ancak buna karşılık muhalefet, göçmenlerin yanında yer aldı ve Yeşiller ile Sol Parti, göçmen organizasyonların protesto kararlarını anlayışla karşıladıklarını açıkladı.
DW'den uyuma katkı
Öte yandan Deutsche Welle Genel Müdürü Erik Bettermann da tartışmalara ilişkin açıklamalarda bulundu. Bettermann, DW'nin yurt dışı yayınlarının göçmenlerin Almanya'ya uyumunu teşvik ettiğini söyledi. Erik Bettermann, bu çerçevede DW'nin sunduğu Almanca kurslarına da işaret etti.