Almanya’da her dokuz kişiden biri mobbing kurbanı
27 Ağustos 2005
Anja Meyer, 18 yıl boyunca bir doktorun yanında sekreter olarak çalıştı. Sonra, yanında çalıştığı doktor emekliye ayrıldı, muayenehaneyi devralan yeni doktorun ise sekretere ihtiyacı yoktu. O da, Anja Meyer’i işten çıkartmak için yasal bir gerekçesi olmadığından, psikolojik şiddete ya da akademik ismiyle ’mobbing’e başvurdu. Meyer, yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“İzin dönüşü işe geldiğimde, aslında bana izin vermediğini söyledi. Sonra birden bire, günde kaç sayfa yazdığımızı belgelememiz gerekti. Ardından iş saatlerimizde değişiklikler yaptı, bana haftada üç kere yarım gün çalışmamı teklif etti. Tabii bunu kabul edemezdim…“
Üç çocuk annesi, 42 yaşındaki Anja Meyer’in yaşadıkları, yaklaşık 1 milyon Almanın işyerinde her gün yaşadığından çok farklı değil. Mobbing vak’aları o kadar arttı ki, devlet bile bu işe attı. Uzmanlar, bu olayları inceleyip rapor hazırlamakla görevlendirildi. Bu uzmanlardan biri Maria Stackelbeck, mobbing kurbanlarının nelerle karşılaştıklarını biliyor: “Bazı davranış kalıpları daha çok sergileniyor. Örneğin biriyle selam sabah kesiliyor veya yemeğe giderken o kişi çağırılmıyor. Yani kişi dışlanıyor,“ Stackelbeck sözlerini şöyle sürüdüyor: “Hatta bazen daha net mesajlar veriliyor: Mesela klavyesi yapışkanla işlemez hale getiriliyor, bilgisayardaki dosyaları siliniyor…“
Dışlama, aşağılama, dedikodu
İşyerinde bireylere yönelik psikolojik şiddet, yıldırma politikası, dışlama… Bunların toplamına, ’mobbing’ adı veriliyor. Ofis içinde bir kişiye yönelik aşağılama, hakaret etme, küçümseme, işini yapmasını engelleme, psikolojik olarak yıldırmaya çalışmak, hatta fiziksel şiddet uygulamak… Tüm bunlar ‘mobbing’ kavramı çerçevesinde değerlendiriliyor. Rapor edilen vak’aların yarısından fazlasında, mobbing’e uğrayan kişi hakkına dedikodu yapıldığı, yaptığı işin küçümsendiği, sürekli iğnelendiği ve eleştirildiği görüldü.
Peki bir kişi neden mobbing kurbanı olur? Uzmanlar, genelde rekabetin veya kişinin bir şekilde göze batmasının buna neden olabildiğini söylüyor.
Her beş kurbandan biri istifa ediyor
Rapora göre vak’aların yüzde 38’inde psikolojik şiddet uygulayanlar yöneticiler oluyor. Mobbing’e uğrayanların yüzde 13’ü çalışma arkadaşları tarafından tacize uğruyor. Ve her beş mobbing kurbanından biri sonunda pes edip istifa ediyor, her altı mağdurdan biri işten çıkartılıyor, her üç kurbandan biri de başka bir pozisyona kaydırılıyor.
Mobbing’in sonuçlarıysa oldukça ağır. Mobbing kurbanlarının hemen hemen hepsi psikolojik veya fiziksel olarak hastalanıyor. Yıllık tedavi masrafları 11 milyar euro civarında. Mağdurlar sık sık işe gelmedikleri için de şirketler ortalama 13 buçuk milyar euro zarar ediyor.
Mobbing olaylarının önlenmesinde yöneticilere büyük sorumluluk düştüğünü belirten uzmanlar, ülke ekonomisinin kötüye gittiği dönemlerde mobbing vak’alarında artış olduğuna dikkat çekiyor:
“Yöneticilerin çoğu yönetim alanındaki başarılarından dolayı değil de, mesleki başarılarından dolayı bulundukları pozisyona getiriliyor. Şirketler de yöneticileri eğitmek için girişimde bulunmuyor. Yani çok iyi bir mühendis birden bire 20 kişinin şefi oluyor ve kendisinden sosyal meselerle ilgilenmesi bekleniyor.”
Kişi durumun adını koymalı
Almanya’da mobbing kurbanlarının yardım isteyebilecekleri kuruluşlar var. Devlet, kilise ve sivim toplum örgütleri bu konuyla ilgileniyor. Mobbing kurbanı Anja Meyer de, mobbing’e uğrayanların muhakkak kendilerini savunmaları gerektiğini söylüyor. Meyer, “Öncelikle insanın mobbing kurbanı olduğunu kabul etmesi önemli. Söylemesi kolay ama, kişi ondan sonra daha güçlü olmaya çalışmalı. Çünkü insan güçlü olmazsa, mesele baştan kaybedilmiştir” diyor.