Almanya'dan basın kartları için Türkiye'ye çağrı
1 Mart 2019Alman hükümeti, Türkiye'ye çağrı yaparak ülkedeki uluslararası basın mensuplarının çalışmalarının engellenmemesini talep etti. Federal Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, Türkiye'deki bir grup Alman ve Avrupalı gazetecinin şu anda süresi dolan akreditasyonlarının uzatılmasını beklediklerini söylerken, Dışişleri Bakanlığından bir sözcü de, gelişmeleri "artan bir endişe ile" takip ettiklerini belirtti.
Basın özgürlüğünün "yüksek bir değer" olduğunu vurgulayan Seibert, gazeteciler için işlerini özgürce yapabilmenin şart olduğunu kaydetti. Sözcü, Federal Hükümet'in Türk hükümetiyle temasa geçerek Alman gazeteciler için bunun mümkün kılınmasına çaba sarf ettiğini açıkladı.
Alman hükümeti kaç Alman gazetecinin akreditasyonunun uzatılmasını beklediği konusunda bir bilgi vermedi. Süddeutsche Zeitung gazetesinin verdiği bir habere göre, Perşembe günü İstanbul'da yapılan AB-Türkiye Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyalog Toplantısı'na bazı Alman gazeteciler alınmadı. Gazetenin haberine göre, yeni basın kartını alamadığı için toplantıya giremeyen gazeteciler arasında Süddeutsche Zeitung, Alman İkinci Televizyonu ZDF, Tagesspiegel gazetesi ve ARD Radyo'nun muhabirleri de bulunuyor.
"Eleştirel gazetecilik, başvurunun reddine neden olamaz"
Ankara'nın onayıyla yıllık olarak dağıtılan basın kartları, yabancı basın mensuplarının Türkiye'de çalışabilmesi için resmi izin niteliği taşımanın yanı sıra Türkiye'de oturma izni için de ön koşullar arasında sayılıyor.
Federal Hükümet'in etkinliklerine veya Federal Meclis'e girerken gereken akreditasyonu alabilmek için Federal Basın Bürosu'na başvuran kişinin bir güvenlik kontrolünden geçtiğini ve gerçekten bir gazeteci olup olmadığının denetlendiğini kaydeden Alman hükümeti sözcüsü Seibert, hazırlanan röportajların içeriğinin belirleyici kriter olmadığını, eleştirel haberciliğin de, başvurunun reddine gerekçe olamayacağını vurguladı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü de, basın kartlarının verilmesinde yaşanan gecikmenin arkasında idari nedenlerin dışında gerekçeler olduğu takdirde, bunun "düşündürücü" olacağını belirtti.
epd/AÜ,ÖA
© Deutsche Welle Türkçe