1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ankara siyasetinde gündem ABD-Rusya krizi

13 Nisan 2018

ABD ile Rusya arasındaki Suriye gerilimi sürerken Türkiye arabuluculuk rolü oynamaya çalışıyor. Muhalefet ise Ankara'nın girişimlerinin inandırıcı olmadığı görüşünde.

https://p.dw.com/p/2vyAR
Türkisches Parlament Wahl Parlamentspräsident
Fotoğraf: picture alliance/AA/V. Furuncu

Taraflara uyarılarda bulunarak gerilimi bitirmek isteyen, hem ABD hem de Rusya ile diplomasi yürüten Türk hükümetine, muhalefetten sert eleştiri var. Hükümeti krizi yönetememekle suçlayan muhalefet, Suriye politikası değişmedikçe Türkiye’nin büyük tehlikelerle karşılaşacağı görüşünde.

Hem ABD Başkanı Trump hem de Rusya lideri Putin ile telefon diplomasisi yürüten Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Suriye’yi ateşe atmayın” çağrısını, olası bir Suriye operasyonunda ABD’ye destek vermesi beklenen Fransa ve İngiltere'ye de yöneltti. Erdoğan’ın ABD ile Rusya arasındaki gerilim tırmanırken Türkiye’nin ABD ile müttefiklik, Rusya ile de stratejik ortaklıktan vazgeçmeyeceğini, Suriye’de terörle mücadeleye devam edeceğini vurgulaması Ankara siyasetinde dikkatleri bir kez daha Türkiye’nin dış politikasına çevirdi. Hükümeti dış politikada "net olmamakla" ve "Suriye’de ne yaptığını bilmemekle" eleştiren muhalefet, Türkiye’yi önümüzdeki süreçte büyük tehlikelerin beklediğini düşünüyor. Hükümet cephesinden ise ABD-Rusya krizinin ancak Türkiye’nin öncülüğünde yumuşayacağına dair mesajlar geliyor.

CHP’li Yılmaz: Suriye krizinin sorumlusu Erdoğan

CHP'de dış politikadan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, ABD-Rusya krizi, savaş senaryoları ve Türkiye’nin tavrına ilişkin yaklaşımlarını DW Türkçe’yle paylaştı. Yılmaz, ABD’nin Suriye operasyonunu gönüllü bir koalisyonun teşekkülüyle gerçekleştireceğinin görüldüğünü, operasyonun çapına ilişkin çeşitli senaryolar olduğunu anlatan Yılmaz, operasyonun ya Esad’ın kimyasal kapasitesinin ortadan kaldırılmasına ya İran milislerini de kapsayacak şekilde Esad ordusuna, ya da Esad’ın şahsına dönük olacağını söylüyor. Yılmaz, “Müdahale Suriye’de durumu ağırlaştıracak, bölgeyi de istikrarsızlaştıracak. Aynı senaryo Irak’ta da yaşandı. Irak’ın işgaliyle sonuçlanan süreç Suriye için de olursa, Suriye’nin istikrarsızlığa bürüneceği ve bölüneceği endişesi var” diyor.

ABD ile İsrail’in güvenlik endişelerinden ötürü İran’ı, Esad’ı ve Rusya’yı zayıflatmak istediğini ancak Trump’ın tam olarak ne yapacağının belli olmadığını söyleyen Yılmaz, Türk hükümetinin tavrını da Erdoğan’ı hedef alarak eleştiriyor:

“Bu kriz karşısında Erdoğan’ın açıklamaları da gerçeği yansıtmıyor. Suriye krizinin bu noktaya gelmesinin baş sorumlularından biri de kendisidir çünkü. Türkiye’nin taraf olmadığını söylemesinin hiçbir anlamı yok. Esad’ı devirmek isteyen tüm terör örgütlerine yol verenlerin Amerika’ya da dur diyeceğini sanmıyorum. Ümmetin lideri ümmeti bombalatıyor, bu nasıl oluyor.”

CHP’li Yılmaz, Türk hükümetinin ABD-Rusya geriliminin yarattığı krizi çözecek kapasitesinin olmadığını da öne sürüyor. “Esad gitsin diyen hükümetin şu anda krizi soğutucu adımlar atması gerekir. ABD, Rusya, İran nezdinde girişimlerde bulunması gerekir ancak AKP hükümeti, Türkiye’nin kredibilitesini bitirmiştir” diyen Yılmaz, Erdoğan’ı muhalefeti dinlememekle de eleştiriyor ve “Göstermelik diplomatik telefon görüşmeleri yapacağına bu işi bilen insanlarla görüşsün” diyor.

HDP’li Özsoy: Türkiye’nin arabuluculuğu komik

HDP Dış İlişkilerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Hişyar Özsoy’un da, benzer eleştirileri var. Özsoy, DW Türkçe’nin “Türkiye’nin ABD-Rusya geriliminde tavrını nasıl buluyorsunuz” sorusunu yanıtlarken, Türkiye’nin Suriye politikasına dikkat çekiyor ve “Türkiye başından beri yanlış politika yürüttü” diyor. “Erdoğan Esad’ı hedef aldı, Müslüman Kardeşler’i destekledi, şimdi de ne kadar çapulcu, dağınık güç varsa onları kuzeye çekip Kürtlere karşı savaştırmak istiyor” diyen Özsoy, “Suriye’de istikrarda ısrar etmeyen, Kürtlerle savaşmayı tercih eden Türk hükümeti şimdi büyük tehlikelerle karşı karşıya” değerlendirmesi yapıyor. Özsoy, Türkiye’nin bir yandan Rusya bir yandan da ABD’yi idare edebileceğini düşünmesinin "tarihi hata" olacağını belirterek, "Kürtlerle barış politikasını” mutlaka hayata geçirmesi gerektiğini savunuyor. Rusya’nın Suriye’de çete güçlerini tasfiye etmek için Türkiye’yi kullandığını, ABD’nin ne yaparsa yapsın Esad’ı devirmek gibi bir pozisyon almayacağını öne süren Özsoy, “ABD sahada kendini güçlendirecek ve Türkiye’nin daha net pozisyon almasını isteyecek. Bu yüzden ABD-Rusya arasında Türkiye’nin arabuluculuğuna dair haberler de çok komik. Türkiye bir an önce bölgesinde, özellikle de Kürtlerle barış politikalarını hayata geçirmeli” yorumu yapıyor.

İyi Parti’li Halaçoğlu: Türkiye’nin inandırıcılığı yok

İyi Parti’li Yusuf Halaçoğlu da, ABD-Rusya geriliminin Türkiye’nin Suriye politikasındaki yanlışları gösterdiğini söylüyor. Halaçoğlu, DW Türkçe’ye bu yanlışların ne olduğu konusunda “Türkiye’nin müttefiki ABD, Suriye’deki terör örgütlerine silah yardımı yapmadı mı, yaptı. ABD’ye rest çekiyorsun, bütün üslerini onlara açıyorsun. Esad’la niye anlaşmıyorsun. Hiçbir inandırıcılığın yok” diye konuşuyor. Suriye’ye müdahale haberleriyle birlikte Ortadoğu’da tehlikenin arttığına, Türkiye’nin de “Esad’ı dışlamaktan öte Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve istikrarına vurgu yaparak yanlışlarını düzeltmesi gerektiğine” vurgu yapan Halaçoğlu, Türkiye’nin ABD’ye de Rusya’ya da daha net mesajlar vermesi, "Suriye'den bütünüyle çekilin” demesi gerektiğini savunuyor.

Suriye’de kimyasal gaz kullanılması büyük bir şüphe iken Türkiye’nin bu şüphenin üstüne ABD gibi "hemen atladığını" belirten Yusuf Halaçoğlu, “Amerika, Suriye’de kaybetmeye başladı, PYD’nin de güçsüz olduğunu gördü, dünya savaşı çıkartıp rahatlayacak. Türkiye neden gerçekleri göremiyor da, arabuluculuk gibi komik işlere girişiyor” eleştirisini getiriyor.

AKP’li İyimaya: Suriye'ye müdahale büyük hata olur

Muhalefetin bu eleştirilerine karşın AKP cephesinde ABD-Rusya krizinin ancak Türkiye’nin öncülüğünde yumuşayabileceği mesajları dikkat çekiyor. AKP’li Ahmet İyimaya “Türkiye’nin yürüttüğü denge ve diyalog politikası öncelikle bölgesinde kendini göstermiştir. Bakın Afrin harekatına, Türkiye bölgeye huzur götürmüştür. Şimdi de sömürgeciliğin ahlaki olmadığını açıkça söylemektedir” yorumu yapıyor. İyimaya, DW Türkçe’ye “Suriye’ye karşı bir müdahale olacağını düşünmüyorum. Olursa da, büyük hata olur. Emperyalizm tarihin karanlık sayfalarında kaldı” diyor. Suriye’nin işgal yöntemiyle yönetilemeyeceğini, İslam ülkelerindeki bölünmüşlükten faydalanmaya çalışan Amerika’nın da yanlışlarını görmesi gerektiğini söyleyen İyimaya, “Türkiye, herkese doğruları anlatmaya çalışıyor. Anlatmaktan da vazgeçmeyecek. Biz, Suriye’nin toprak bütünlüğünü hep savunduk. Terörle mücadelede müttefiklerden destek istedik. Huzurlu bir Ortadoğu istiyoruz. Dengeci ve diyalogcu, aktif politikamızı da sürdüreceğiz” değerlendirmesi yapıyor.

Hükümetin hem Rusya hem de ABD ile diyalog arayışı, krizi bitirme çabası MHP içinde de değerlendiriliyor. Ancak, bu değerlendirmeleri kamuoyu önünde yapmak istemeyen MHP’li vekiller, genel başkan Devlet Bahçeli’nin mesajlarıyla hareket edeceklerine vurgu yapıyor. 2019 seçimlerine AKP ittifakıyla girecek MHP’liler, hükümetin Suriye’nin toprak bütünlüğü ve istikrarına dönük mesajlarını önümüzdeki süreçte daha da kuvvetlendireceğini düşünüyor.

Hilal Köylü / Ankara

© Deutsche Welle Türkçe