Avrupa ABD'den açıklama bekliyor
4 Temmuz 2013Amerika Birleşik Devletleri (ABD) istihbarat birimlerinin Avrupa Birliği'nin (AB) Brüksel ve Washington'daki bürolarına yönelik casusluk faaliyetlerinde bulunduğuna dair iddialar dün Avrupa Parlamentosu (AP) genel kurulunda düzenlenen özel bir oturumda ele alındı. "NSA gözetleme programı, bilişim şirketlerinin katılımı, ulusal haberalma servisleri ve AB vatandaşları üzerindeki etkisi" başlıklı oturumda çiçeği burnunda AB dönem başkan Litvanya ve Avrupa Komisyonu adına yapılan konuşmalardan "ABD'den açıklama gelmeden tepki yok" yaklaşımı ortaya çıktı. AP üyelerinin çoğunluğunun dönem başkanlığı ve Komisyon'a oranla daha tepkili olduğu gözlemlendi. Liberaller, Yeşiller ve Komünistler ABD Başkanı Obama'yı AP önünde açıklama yapmaya çağırdı.
Oturumda, AB Konseyi adına, 1 Temmuz'da tarihinin ilk AB dönem başkanlığını yapmaya başlayan Litvanya'nın Avrupa İşleri Bakanı Vytaustas Leskevicius söz aldı. Litvanyalı bakan, casusluk iddialarını "kaygı verici" nitelemekle birlikte, "ABD'den açıklama gelmeden tepki vermenin yerinde olmayacağını" savundu. ABD'nin AB'nin "stratejik müttefiki" olduğuna vurguda bulunan Litvanyalı bakan, bireyler hakkında gerektiğinde veri toplanabileceğini söyledi.
'Karşılıklı güven şart'
Oturumda Avrupa Komisyonu adına Adalet ve Temel Haklar'dan sorumlu üye Viviane Reding konuştu. Reding, konunun, "uluslararası diplomatik ilişkiler" ve "AB vatandaşlarının hakları" olmak üzere iki ayrı boyutu olduğunu söyledi. Litvanyalı bakana oranla daha kapsamlı ve net ifadelerle konuşan Komisyon temsilcisi, "müttefikler arasında karşılıklı güvenin şart" olduğunu belirtip, AB ile ABD arasında yürütülmekte olan Transatlantik Ticaret ve Yatırım Anlaşması müzakerelerini örnek olarak gösterdi. Avrupa Komisyonu'nun hem ABD hem de İngiltere'den açıklama istediğini hatırlatan Reding, AB vatandaşlarının özel haklarına saygının "müzakere edilemez temel bir hak" olduğunu sözlerine ekledi.
AB dönem başkanlığı ve Komisyon temsilcilerinin bu açıklamaları Avrupalı parlamenterleri tatmin etmedi. AP'nin sayıca en büyük grubu olan Hrıstiyan Demokratlar adına oturumda söz alan Manfred Weber "Dostlar birbirlerini gözetlemez. Ortak çıkarlarımız var. Serbest ticaret anlaşmasıyla ilgili müzakerelerin devamından yanayız ama kendi bağımsızlığımızı da kuvvetlendirmeliyiz" şeklinde konuştu.
'Saygınlık ve güven sorunu'
Sosyal Demokrat grup adına söz alan Dmitros Droutsas ise "ABD'nin Avrupalılara açıklama borcu var. Bu artık bir saygınlık ve güven sorunu haline gelmiştir" dedi. Droutsas, iddiaların doğru çıkması halinde ABD'nin casusluk faaliyetlerine son vermesi gerektiğini söyledi.
Liberal Grup adına konuşan Hollandalı parlamenter Sophia in 't Veld, AB dönem başkanlığı ve Avrupa Komisyonu'nun verdiği tepkilerin kendisini "hayal kırıklığına uğrattığını" ifade etti. "Birilerinin ABD'ye 'hukuksal egemenlik alanınız şuraya kadar' demesi gerekiyor" şeklinde konuşan Hollandalı parlamenter, "ulusal güvenlik" gerekçesi arkasına saklanarak casusluk faaliyetlerinin meşru kılınmaya çalışılmasına karşı olduklarını da belirtti. Liberal Grup olarak ABD Başkanı Barack Obama'nın AP'ye açıklama vermeye çağrılmasını istediklerini bildiren Hollandalı parlamenter, "AB-ABD ticaret anlaşmasının askıya alınmasını istemiyoruz ama güvenmediğiniz bir ortakla da birşey imzalayamazsınız" dedi.
Ticaret anlaşması sorgulanıyor
AP Yeşiller Grubu ise "Casusluk faaliyetleri" sona ermeden ABD ile ticaret anlaşmasına karşı olduğunu bildirdi. Grup adına genel kurulda konuşan Jan Philipp Albrecht, konuyla ilgili soruşturma komisyonu kurulmasını istediklerini duyurdu. Yeşiller Obama'nın AP'ye davet edilmesini de destekledi.
Avrupa'nın eski ve neo-komünist partilerini bünyesinde toplayan Avrupa Birleşik Solu Grubu da Liberaller ve Yeşiller gibi casusluk iddialarıyla ilgili soruşturma komisyonu oluşturulması ve Obama'nın AP'ye davet edilmesini istedi. AB'nin casusluk iddialarının kaynağı olan ABD ajanı Edward Snowden'e sığınma hakkı tanımasını isteyen komünistler, Snowden'in AP tarafından her yıl insan hakları alanında mücadele edenlere verilen Saharov Ödülü'ne aday gösterilmesi çağrısında da bulundu.
Oturumda söz alan Avrupalı muhafazakarlar ise komünistlerin bu önerilerine şiddetle karşı çıktı. Muhafazakarlar, üyesi oldukları AP'nin "gazetelerde manşet olmak için cadı avı başlatmak niyetinde olduğu" görüşünü savundu. Grup adına konuşan İngiliz muhafazakar Timothy Kirkhope, AP'nin casusluk krizini tartışma yetkisi olmadığını, ulusal güvenliğin AB değil devletlerin yetkisinde olduğunu iddia etti.
Karar tasarısı
AP, konu hakkında bugün Strasbourg'daki genel kurul oturumlarında bir de karar tasarısı oylayacak. Hrıstiyan Demokratlar, Sosyal Demokratlar, Liberaller ve Yeşiller tarafından kaleme alınan ortak karar tasarısında, casusluk iddialarının "kaygı verici" olduğu vurgulanıp, AB temsilciliklerinin hedef alınması "şiddetle kınanıyor". İddiaların doğru çıkması halinde diplomatik ilişkilerle ilgili Viyana Sözleşmesi'nin "ihlal edilmiş" olacağının belirtildiği taslak metinde, ABD'den AB vatandaşlarının temel haklarını ihlal eden her türlü yasa ve programı askıya alması isteniyor.
AB'de gizli servislerin faaliyetlerini denetleyecek bir parlamenter hukuk komisyonu oluşturulmasının da istendiği taslak kararda, casusluk iddialarıyla ilgili Avrupalı ve Amerikalı uzmanlardan oluşacak bir soruşturma komisyonu kurulması ve komisyonun yıl sonuna kadar rapor hazırlaması önerisi de yer alıyor.
AP'nin oylayacağı kararın AB devletleri açısından siyasi veya hukuksal yaptırımı bulunmuyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Kayhan Karaca / Strasbourg
Editör: Beklan Kulaksızoğlu