'Avrupa, büyük ama yalnız'
29 Ağustos 2014Avrupa zor bir dönemden geçiyor. Bir yanda ekonomik krizler diğer yanda iç savaşların, terörün, çatışmaların sürdüğü Ortadoğu ve Doğu Avrupa, Birlik ülkelerinin de kabusuna dönüşmüş durumda. Tüm bu gelişmeler karşısında Avrupa'nın tutumunu, Avrupa Parlamentosu Dış İlişkileri Komitesi belirliyor. Durum değerlendirmeleri, alınması gereken kararlar ise Avrupa Birliği üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarının bir araya geldiği olağan toplantılarda görüşülüyor.
Ancak bu toplantıların sorunlar karşısında birlikte hareket edebilmek için yeterli olduğu konusunda kuşkular var. Bugün ve yarın İtalya, Milano'da düzenlenecek dışişleri toplantısına katılacak olan Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Elmar Brok Avrupa ülkelerinin Orta Doğu'daki gelişmeler ya da Ukrayna krizi gibi sorunlar karşısında ortak bir tutum sergileyememesinden şikayetçi.
'Görüş birliği olmalı'
Son olarak Kuzey Irak'ta İslam Devleti örgütüne yönelik mücadelede kullanmaları için Kürtlere silah gönderilmesi konusunda her ülkenin sergilediği farklı tutumu değerlendiren Brok şöyle konuştu:
"Herkes herşeyi yapmak zorunda değil. Ama bir uzlaşı olmalı ve birlikte organize edilmeli. Söz konusu silahların AB'nin aldığı karar sonucunda gönderilecek olması iyi bir gelişme ama bunu kim koordine edecek? Bu girişime destek veren üye ülkeler koordinasyonu şimdi yine kendi sınırlı imkanlarıyla yapıyor. Bu durum, Brüksel'in daha fazla inisiyatif ve yetki alması gerektiğini ortaya koyuyor."
Peki Avrupa Parlamentosu'nun yaptırım gücü ne durumda? Dışişleri Bakanları arasında bir ihtilaf çıkması durumunda, konu nasıl çözüme kavuşturuluyor?
Ulusal politikaların AP'ye etkisi konusunda Brok, "Evet burada karşılıklı bir etkileşim söz konusu, ama eskiye göre daha iyi bir noktadayız. Eğer ciddi bir sorun oluşursa, bizim Avrupa Parlamentosu'nda çoğunluk kararı imkanımız olmasına karşın, Dışişleri Bakanları Konseyinin oy birliğiyle karar vermesi gerekiyor. Bu durum, aynı zamanda Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı olan AB Dış Politika Yüksek Temsilcisinin yönettiği birimle birlikte daha fazla etkiye sahip olması gerektiğini ortaya koyuyor. Oy birliği koşuluna karşın, öneriler geliştirilerek, farklı düşünenleri ikna etme yeteneği geliştirmeli, ülkeler tek tek karar vermek durumunda bırakılmamalı. Bu bizim yeni dönemde gerçekleştirmek istediğimiz en acil konu" şeklinde konuştu.
Yüksek temsilci seçiliyor
Cumartesi günü AB devlet ve hükümet başkanları özel bir zirvede AB Güvenlik ve Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'un yerine gelecek olan ismi seçecek. Bu yıl dışişleri bakanları zirvesine ev sahipliği yapan İtalya, dış politika deneyimi oldukça az olan Dışişleri Bakanı Federica Mogherini'yi aday gösterdi. Elmar Brok, farklı adayların da önerildiğini belirterek, AP içindeki dengelere dikkat çekiyor. Brok'a göre Hıristiyan Demokrat Jean Claude Juncker'in başkanlığından sonra bu kapı sosyalistlere açıldı. Onlar da kararını Mogherini'den yana kullandı. Brok bu durumu sosyalistlerin acemiliği olarak görüyor ve Mogheri'nin seçilmesi durumunda, ortak karar oluşturma konusunda daha etkili bir pozisyon üstlenmesini istiyor.
Etkili bir temsilci
Elmar Brok İtalyan politikacının yerine bu görevi üstlenebilecek adayların da olduğuna dikkati çekerek, "Yani, Radek Sikorski (Polonya Dışişleri Bakanı) ya da Carl Bildt (İsveç Dışişleri Bakanı) ya da Fransa'dan Elisabeth Guigou (eski bakan) olabilir. Ama bizden, Hıristiyan Demokratlardan olmaz, çünkü Sosyalistler o makama talip. Sosyalistler şimdi güçlü bir şahsiyeti aday göstermeli. Aynı zamanda bu kişinin rahat çalışması için zemin de hazırlamalılar ki halefi, Ashton'ınkinden daha güçlü bir konumda olsun" diye sözlerini tamamladı.
©Deutsche Welle Türkçe
Bernd Riegert