Aşırı sağcılıkla mücadele çağrısı
7 Aralık 2011
Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer, Berlin’de 30 kadar göçmen örgütünün temsilcisi ve İçişleri, Adalet ve Aile bakanlıklarından yetkililerle bir araya geldi.
Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer ile göçmen örgütlerin temsilcilerinin yaptığı toplantıda 2000-2006 yılları arasında işlenen Neonazi cinayetler ve bunun etkileri ele alındı. Böhmer, öncelikle sekizi Türk, biri Yunan, biri de Alman olmak üzere en az 10 kişinin öldürüldüğü bu seri cinayetlerin aydınlatılması gerektiğini söyledi. Bunu kurbanlara ve yakınlarına borçlu olduklarını belirten Hrıstiyan Demokrat politikacı, ayrıca ailelelere destek sözü verdi.
Böhmer, “Kurbanların ailelerine odaklanmamız gerekiyor. Ayrıca bu durumda ailelere gereken maddî ve manevî desteği sağlamamız gerekli. Bu nedenle de benim için çok önemli olan bir nokta, bu ailelerin durumuyla yakından ilgilenecek bir kamu denetçisi belirlememiz” dedi.
Böhmer, bu şekilde cinayetlere karıştığından kuşku duyulan kurban ailelerine de itibarlarının iade edilebileceğini ifade etti. Göçmen örgütlerinin temsilcileri de ailelere malî destek sağlanacak olmasını memnuniyetle karşıladıklarını dile getirdi.
Aşırı sağcılıkla mücadele
Toplantıda üzerinde durulan bir diğer konu da yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve aşırı sağcılıkla mücadele oldu. Böhmer, bu konuda ortak mücadelenin yanı sıra çeşitliliğin Almanya için bir zenginlik olduğunun görülmesi gerektiğine işaret etti. Böhmer, bu saldırıların sadece göçmenlere yönelik olmadığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü.
“Ancak bu durum hepimizi ilgilendiriyor. Zira aynı ülkede yaşıyoruz, Almanya bizim ortak vatanımız. Bu korkunç cinayetleri, aşırı sağ terörü ve aşırı sağcılığı, demokrasimize, güvenlik anlayışımıza ve bu ülkede insanların birlikte yaşamasına yönelik bir saldırı olarak görüyoruz.”
Göçmenlerin talepleri
Göçmen örgütlerinin temsilcileri, Neonazi cinayetlerin ortaya çıkmasının ardından Alman hükümetinin izlediği tutumundan memnun olduklarını dile getiriyor. Yetkililerin yapılan hatalar nedeniyle özür dilemesi, Alman Meclisi'nde kurbanları anmak için özel bir oturumun düzenlenmesi, Cumhurbaşkanı Christian Wulff'un kurbanların yakınlarını davet etmesi takdirle karşılanıyor.
Ancak göçmen örgütlerinin bundan sonraki süreçte Alman hükümetinden beklentisi ise yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve aşırı sağcılıkla mücadelenin artırılması.
Bu çerçevede, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Nürnberg bölgesi temsilcisi Mustafa Yaman göçmen örgütlerinin taleplerinden birini şu sözlerle dile getirdi. Yaman, "göçmen örgütü olarak, hükümet çabalarıyla Nasyonal Demokrat Parti'nin kapatılmasını desteklediklerini" söyledi.
Göçmen Örgütleri Federal Çalışma Birliği Başkanı Mehmet Tanrıverdi de ırkçılık ve yabancı düşmanlığı ile etkin bir şekilde mücadele etmek için konuyla ilgili yasaların sertleştirilmesini talep etti. Tanrıverdi, ırkçılıkla her gün mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayarak “Bizde endişe yaratan nokta, ki bunu çok sık dile getirdik, toplumumuzun merkezindeki ırkçılık. Alman nüfusunun yüzde 20'sinin ırkçı eğilimlere sahip olduğu söyleniyor. Bunu ciddiye alıyoruz. Thilo Sarrazin gibi insanların hâlâ Sosyal Demokrat Parti üyesi olmasını ciddiye alıyoruz. Bu tür kişilere karşı açık ve net bir şekilde tavır almalı ve bu kişilerle mücadele edilmeliyiz” dedi.
© Deutsche Welle Türkçe
Jülide Danışman / Berlin
Editör: Hülya Köylü