Basına özgürlük çağrısı
3 Mayıs 2012
Gazetecilerin korkmadan ve devlet baskısı olmadan çalışabilmelerinin siyasetçilerin görevi olduğunu kaydeden Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjörn Jagland, medya kurumlarının da ekonomik çıkar için hükümetler üzerinde nüfuzlarını kullanmaması gerektiğini belirtti.
Alman Gazeteciler Birliği’nden, “Avrupa’nın Unutulmuş Kısmında Kaliteli Gazetecilik” başlıklı bir etkinlik düzenleyen Michael Klehm de birçok Balkan ülkesinde ve Türkiye’deki sorunların kökenlerini şöyle sıralıyor: "Medyadaki mülkiyet dengeleri, siyasetin basına baskısı ve yetersiz yasalar. Özellikle basın mensuplarının hakaret ettikleri gerekçesiyle açılan davalar var. Gazeteciler, hatta toptan medya kurumları hakkında soruşturmalar yürütülüyor ve aşırı para cezaları veriliyor. Bu da sanık sandalyesine oturanların varlıklarını tehdit ediyor. Böyle bir şey Almanya’da düşünülemez bile.”
"Arap baharı krizlere yol açtı"
Ancak para cezalarının da ötesinde, dünyanın birçok ülkesinde gazetecilerin can güvenliği de tehlikede. 2011 yılında en az 66 gazetecinin öldürüldüğünü belirten Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün Almanya Yönetim Kurulu Sözcüsü Michael Rediske, özellikle Rusya, Pakistan, Meksika ve Honduras gibi ülkelerde çok sayıda gazetecinin hayatını kaybettiğine dikkat çekiyor. Rediske, Arap dünyasında basının durumunun ise ülkeden ülkeye değiştiğini ifade ediyor. Tunus'un genel olarak riskli olmadığını, Suriye’deki durumun ise birkaç yıl önce Irak’ta olduğu kadar tehlikeli hale geldiğini belirten Rediske sözlerini şöyle sürdürüyor: "Arap Baharı, birçok krizin patlak vermesine neden oldu. Gazetecilerin yerinde olup haber yapmaları gerek. Ancak özellikle hükümetler, basının görev yapmasını engelliyor. Suriye’de çok sayıda gazeteci çatışmalarda hayatını kaybetti. Bir süre önce büyük umut veren Mısır ise, şimdi basın özgürlüğü konusunda geriledi, zira askerî yönetim yeni sıkıyönetim yasaları çıkardı ve basın özgürlüğünü yine kısıtladı.”
DW'den mesaj
Deutsche Welle Genel Müdürü Erik Bettermann da, Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, Arap Dünyası’ndaki reform sürecinin daha yoğun bir şekilde desteklenmesi çağrısında bulundu. Birçok ülkede kamu medya kurumlarının reformdan geçmekte olmasına rağmen, henüz tarafsız medyanın varlığından söz etmenin pek mümkün olmadığını vurgulayan Bettermann, Deutsche Welle gibi uluslararası yayın kurumlarının bu yüzden bölgeye özel bir ilgiyle yaklaşıp, gelişmeleri eleştirel bir gözle takip etmelerinin önemli olduğunu söyledi. Bettermann, bu amaçla Arapça televizyon yayınını arttırdıklarını, Mısır’daki El Hayat televizyonu ile gençlere yönelik bir yayın yaptıklarını ve internet sayfalarıyla da, Arap ülkelerinden blogculara ve internet aktivistlerine bir platform sunduklarını belirtti.
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Aydın Üstünel (Epd, Kna, DW)
Editör: Beklan Kulaksızoğlu