Gerilimin perde arkası
22 Haziran 2013Almanya ile Türkiye arasında süren diplomatik gerilim, büyükelçilerin dışişleri bakanlıklarına çağrılmasıyla yeni bir aşamaya ulaştı.
DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Alman diplomatik kaynaklar, Türk hükümet üyelerinden özellikle son iki günde gelen ve Almanya’yı itham eden, AB sürecini engellemekle suçlayan açıklamaların Berlin'de “derin hayal kırıklığı” yarattığını, iki müttefik ülke arasında, basın üzerinden yapılan açıklamalarla gerilimin tırmandırılmasına “anlam veremediklerini” kaydettiler.
Edinilen bilgilere göre, Başbakan Angela Merkel'in büyük tepkisi ve Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle’nin talimatı üzerine, Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu, Alman Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı. Westerwelle yurtdışında olduğu için Büyükelçi Karslıoğlu ile Bakanlık’taki en üst düzey diplomatlardan, Müsteşar Emily Haber yaklaşık yarım saat görüştü. Büyükelçi’ye Türk hükümet üyelerinin son günlerde yaptıkları, gerilimi tırmandıran ve açıklamalardan duyulan büyük rahatsızlık iletilirken, bunun ilişkilere zarar vermekte olduğu ifade edildi.
Devletlerin ilişkilerde duydukları büyük rahatsızlığı ve durumun ciddiyetini göstermek için başvurdukları “Büyükelçiyi Bakanlık’a çağırma” uygulaması müttefik ülkeler arasında ise ender rastlanan bir durum. Bununla birlikte Alman yetkililer, Büyükelçi Karslıoğlu’nun bakanlığa davet edilmesinin, gerilimi tırmandırma niyetiyle yapılmadığını, Berlin’in büyük hayal kırıklığını ve tepkisini yansıttığını dile getirdiler.
Bağış’ın sözlerine tepki
Diplomatik kaynaklara göre, Türkiye’nin AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın sözleri Berlin’de büyük tepki yaratırken, özellikle Başbakanlık kanadı Türkiye’ye tepkinin güçlü bir şekilde gösterilmesini talep etti.
Bağış, Alman basınında “Merkel’e ültimatom” başlıkları ile yansıyan açıklamalarında, AB ile Türkiye arasında yeni bir müzakere başlığının açılmasının Berlin tarafından engellendiğini belirterek bunu eleştirmiş, Başbakan Merkel’in Türkiye konusunu iç siyaset malzemesi yapması durumunda, Sarkozy gibi seçimlerde hezimete uğrayacağını söylemişti. Bağış, “Merkel de Sarkozy ile balık tutmak istemiyorsa hesabını iyi yapsın” ifadelerini kullanmıştı.
Başlık açılacak mı?
Bu açıklamalar gerilimi tırmandırırken, Türkiye’nin AB müzakerelerinde 3 yıl aradan sonra yeni bir başlığın açılmasını daha da zora soktu.
Gezi Parkı protestolarında Erdoğan hükümetinin polisin orantısız güç kullanmasını engellemediğini, gerilimi tırmandıran bir söylem kullanmaya devam ettiğini belirten ve bunu eleştiren Alman diplomatik kaynaklar, böyle bir dönemde müzakerelerde yeni bir başlığın açılmasının, Ankara’ya yanlış bir sinyal vereceğinin düşünüldüğünü belirtiyor. Ancak diplomatlar, bu konuda henüz kesin kararın verilmediğini ifade ediyor.
AB üyesi ülkeler, Türkiye ile müzakerelerde 22 numaralı “Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu” başlığını açıp açmama konusunda kararı pazartesi günü verecek.
Almanya'da seçim dönemi
Gezi Parkı olayları öncesinde açılmasına kesin gözüyle bakılan başlık konusunda Almanya’nın çekinceleri sürüyor. Diplomatik kaynaklar, bu konuda Almanya’nın kararının Merkel ile Westerwelle’nin hafta sonunda yapacakları görüşmede kesinlik kazanacağını belirtiyorr.
2005 yılında iktidara geldiği dönemden bu yana Türkiye'nin AB tam üyeliğine karşı çıkan ancak müzakerelerin “ucu açık” bir şekilde devam etmesini kabul eden Merkel, son yıllarda tutumunu yumuşatmış, şubat ayında Ankara’ya yaptığı ziyaret sırasında, yeni müzakere başlığı açılmasına destek açıklamıştı.
Ancak Gezi Parkı olayları, Türk hükümetinden gelen sert açıklamalar ve eylül ayında yapılacak genel seçimler öncesinde Merkel'in partisi içinde Türkiye konusunda artan eleştiriler, Almanya Başbakanı’nın da tutumunu katılaştırılmış görünüyor. Özellikle Merkel liderliğindeki CDU’nun kardeş partisi CSU, Türkiye’ye karşı çok katı bir tutum takınıyor.
Westerwelle'nin zor tercihi
Diplomatik kaynaklar, Türkiye’de meydana gelen gelişmelerin ve Ankara’dan sert açıklamaların, Merkel liderliğindeki muhafazakâr-liberal koalisyon içinde Türkiye ile AB müzakerelerinde ilerleme için çaba gösteren liberal FDP üyesi Dışişleri Bakanı Westerwelle’yi zor durumda bıraktığını kaydediyor.
Türkiye ile gerilimin düşmemesi durumunda Westerwelle’nin zor bir tercihle karşı karşıya kalabileceğini belirten Alman diplomatik kaynaklar, liberal politikacının Türkiye'nin AB müzakere süreci konusunda Merkel’in çizgisine yaklaşmak zorunda kalabileceğini kaydetti.
Westerwelle'nin de girişimleriyle Türkiye ile Almanya arasında geçtiğimiz ay Davutoğlu’nun Berlin ziyareti sırasında “stratejik diyalog” mekanizması kurulmuş, Ankara ve Berlin ilişkileri daha da derinleştirme kararı almıştı.
Üst düzey bir diplomat, “Son 10 yılda ilişkilerimizi stratejik düzeye getirebilmek için çok büyük çaba sarf ettik. Şimdi yaşananların ardından tüm bunların büyük zarar görmemesi için çaba gösteriyoruz” derken, Türk hükümetinden gelen sert açıklama ve suçlamalara anlam veremediklerini kaydetti. Yetkili, Türkiye'nin stratejik bir partner olarak görüldüğünü, gerilimin düşürülmesinin ve sağduyulu açıklamaların beklenildiğini ifade ederken, “Aramızda bir güven bunalımının oluşmaması için çaba sarf etmek her iki tarafın da amacı olmalıdır” ifadesini kullandı.
Alman diplomatik kaynaklar, Berlin'in AB'nin Türkiye ile yeni müzakere başlıkları açmasına karşı olmadığını, hatta Westerwelle’nin insan hakları ve yargı konularını ilgilendiren başka fasılların da açılmasını istediğini ancak yaşanan son gelişmeler ışığında, gelecek hafta yeni bir başlığın açılması konusunda tereddütlerin sürdüğünü kaydetti.
© Deutsche Welle Türkçe
Haber: Ayhan Şimşek
Editör: Başak Sezen
DW Türkçe'yi Facebook (https://www.facebook.com/dwturkce), Twitter (https://twitter.com/dw_turkce) ve Youtube (http://www.youtube.com/deutschewelleturkish) üzerinden de takip edin!