Berlin’de dikkatler Ankara-Washington hattında
15 Ocak 2019ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’den çekilme kararı ve bunu izleyen süreçte Ankara-Washington hattında yaşanan gerilim, birçok Avrupa başkentinde olduğu gibi Berlin’de de endişelere yol açtı.
DW Türkçe’ye konuşan Alman siyasetçiler, Trump’ın çekilme kararını “stratejiden yoksun” olarak nitelendirip eleştirirken, ABD Başkanı’nın “Suriye’deki Kürtleri vurması halinde Türkiye’yi ekonomik yıkıma uğratmakla” tehdit etmesine de tepki gösterdiler.
Trump’a üslup eleştirisi
Almanya'da hükümet ortağı Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) dış politika sözcüsü Nils Schmid, “ABD Başkanı Trump’ın Türkiye’yi hedef alan tehdit söylemi yapıcı değil, zarar verici. Bu üslup aynı zamanda diplomatik teamüllere de uymamaktadır” görüşünü kaydetti.
Muhalefetteki Hür Demokrat Parti’nin (FDP) Dış Politika Sözcüsü Bijan Djir-Sarai ise, Trump’ın tehditlerinin sadece Türkiye ile ABD arasında gerilimin daha da tırmanmasına hizmet ettiğini söyledi. Djir-Sarai, tarafların karşılıklı provokasyonlarının Suriye’de bir çözüme katkı sağlamadığına dikkat çekti ve “BM çatısı altında barış düzeni temin edilmeli” dedi.
Sol Parti’nin Dış Politika Sözcüsü Stefan Liebich de Trump’ın “kaos politikasının” kimseye fayda sağlamadığını vurgularken, “Tüm aksi yöndeki telkinlere rağmen ABD askerlerini Suriye’den çekme kararını alan, Kürt müttefikini yarı yolda bırakan Trump, şimdi de her yöne tehditler savuruyor” diye konuştu.
Yeni çatışma kaygısı
Alman siyasetçiler, Trump’ın Türkiye’ye yönelik tehdit söylemini eleştirmekle beraber, Türkiye’nin olası bir sınır ötesi operasyonuna da karşı çıkıyorlar. Siyasetçiler bunun Suriye’de yeni çatışmalara yol acabileceğini ve siyasi çözüm sürecini de zora sokabileceğini belirtiyorlar.
Koalisyonun büyük ortağı Hristiyan Birlik'in (CDU/CSU) Dış Politika Sözcüsü Jürgen Hardt, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, Türkiye’nin güvenlik kaygılarını anladıklarını, ancak bir sınır ötesi harekata karşı olduklarını söyledi.
Hardt, “Türkiye’nin topraklarında, devleti tehdit eden terör örgütlerine karşı önlem almakta haklı çıkarları var. PKK, militan bir örgüt olarak haklı nedenlerden ötürü Almanya’da da terör örgütü olarak yasaklı” ifadesini kullandı.
Ancak CDU milletvekili Hardt, Suriye’nin kuzeyinde bağımsız bir Kürt devleti kurulabileceği yönündeki kaygıları paylaşmadıklarını vurguladı. Hardt, “Uluslararası toplum defaatle, Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğün korunması taahhüdünü yineledi” şeklinde konuştu.
Suriye’de yeni çatışmalara değil barış sürecine ihtiyaç duyulduğuna işaret eden Hardt, bu nedenle Türkiye'nin Suriye'de askeri bir harekata girişmesine karşı olduklarını, bu bağlamda Avrupa hükümetlerine de görev düştüğünü kaydetti.
Suriye’nin kalıcı istikrara kavuşmasının Türkiye’nin de çıkarına olduğunu vurgulayan Hardt, “Bu ancak birlikte bu amacın desteklenmesi ve Suriye’nin kuzeyinde yeni askeri çatışmaların patlak vermemesiyle mümkün olabilir” görüşünü dile getirdi.
Güvenli bölge mümkün mü?
Trump’ın Suriye’den çekilme kararının yanı sıra, “güvenli bölge” önerisini gündeme taşımasına, Türk hükümetinin de bu bölgenin Türkiye’nin denetiminde olacağı yönündeki açıklamasına Alman hükümeti ihtiyatlı yaklaşıyor.
CDU'lu siyasetçi Hardt, güvenli bölge önerisi hakkında şu değerlendirmeyi yaptı:
"Güvenli bölge, bir insani felaketi önlemek ya da silahlı bir çatışmayı sonlandırmak için uygun bir araç olabilir. Ancak bu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı ile oluşturulmalı. Mevcut koşullar ışığında Rusya’nın buna onay vermesine çok da ihtimal vermiyorum.”
Almanya için arabuluculuk önerisi
Berlin’de şimdi dikkatler Ankara-Washington hattında yürütülen görüşmelere çevrildi. Tarafların uzlaşısına dayalı bir çözüm bulunmaması halinde Türkiye’nin tek taraflı bir sınırötesi harekata girişmesinden endişe ediliyor.
“Türkiye’nin gerçekten saldırması halinde Almanya bunu BM ve NATO kapsamında kınamak zorunda” diyen Hür Demokrat Partili Djir-Sarai, olumsuz gelişmelerin önlenmesinde Almanya’nın rol üstlenebileceğini şu sözlerle aktardı:
“Türkiye’nin de güvenlik politikaları çıkarları olduğu unutulmamalı. Kanımca Almanya bu bağlamda arabulucu rolü üstlenebilir.”
Değer Akal / Berlin
© Deutsche Welle Türkçe