Berlin'de yapılabilecek en güzel 10 doğa gezisi

Kışın Berlin'de soğuk neredeyse insanın kemiklerine işler. Ancak baharın ilk güneş ışınlarıyla Berlinliler bulabildiği her yeşil alanın tadını çıkarmak için kendilerini dışarı atar. Spree Nehri'ne paralel uzanan Landwehr Kanalı kıyısı da kentin açık havada tadı çıkarılacak en keyifli mekanlarından biri. Burası soğuk bir bira yudumlayıp müzik dinlemek ve kuğuları seyretmek için ideal bir yer.

Berlin'de sadece üç nehir ve sekiz kanal yok aynı zamanda kentin civarında 50'den fazla da göl var. Başkentin çevresinde güneyindeki ünlü Wannsee’den doğusundaki Müggelsee’ye kadar, güzel bir günü serinletici bir dalış yaparak geçirebileceğiniz birçok göl bulmak mümkün. Dalış çantanız yoksa yelkenli veya sörf yapabilir ya da kanoyla su yollarını keşfedebilirsiniz.

Berlin'in göllerinden birine gitmeye vaktiniz yoksa şehrin tam ortasındaki Badeschiff adlı havuz yazın serinlemek için ideal. Daha sonra iyi bir kitapla bir hamağa uzanabilir ve Spree Nehri'nin tadını çıkarabilirsiniz. Badeschiff hafta sonları elektronik müzik ağırlıklı büyük partilere de ev sahipliği yapıyor.

Şehir gürültüsünden kaçmak için Grunewald ideal bir doğal park. 3 bin hektarlık genişliğiyle Berlin'in batısındaki orman, kentin en büyük yeşil alanı. Şanslıysanız bir geyik ya da bir yaban domuzuna da rastlayabilirsiniz. Burada ayrıca Soğuk Savaş döneminde İngiliz ve ABD'lilerin Doğu Almanya ve SSCB hakkında bilgi toplamak için kullandığı Teufelsberg’deki eski gözlem merkezini de gezebilirsiniz.

Bir dönem Nazilerin havaalanı olarak kullandığı şehrin ortasındaki Tempelhof Parkı, bugün tam bir rekreasyon alanı. Berlinliler kaykay yapmak, uçurtma uçurmak, köpeklerini gezdirmek, Segway’e binmek ve arkaşlarıyla mangal yapmak için buraya gelir. Parkta ayrıca modern bahçecilik faaliyetlerine katılabilir ya da eski havalimanı binasının içindeki mülteci merkezinde gönüllü olarak çalışabilirsiniz.

Pfaueninsel ya da Peacock Adası, Berlin'in güneybatısında bir doğal koruma alanı. Adanın pitoresk doğası egzotik kuşlara ev sahipliği yapıyor. Prusya Kralı II. Frederick William bir zamanlar kendisine ait bu alanda sevgilisi Wilhelmine Enke için bir kale inşa ettirmişti. Potsdam Sarayları’nın bir parçası olan bu ada ayrıca UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alıyor.

Berlin sadece bir kent değil aynı zamanda da bir eyalet. Ancak etrafı başka bir eyaletle çevrili. O eyalet de Brandenburg. Doğası hala çok bakir bu eyaletin göllerini, nehir ve ormanlarını keşfetmenin en iyi yolu bir bisiklet yolculuğu. Rüzgarın tatlı esintisi eşliğinde ağaçlar ve ayçiçeği tarlalarını geride bırakmak gerçekten büyük bir keyif.

Berlin'e bir saatlik tren yolculuğu mesafesindeki Spreewald, kayıkla keşfedilebilecek 200'den fazla küçük kanal ağından oluşuyor. Nefes kesen bir manzayara sahip Spreewald buzul çağında şekillendi. UNESCO 1990'da bölgeyi biyosfer rezervi ilan etti. Su kanalları boyunca güleryüzlü üreticilerinden bal ve Spreewald’ın ünlü turşuluk salatalıklarından satın almak için küçük iskelelere yanaşabilirsiniz.

Berlin'den yarım saatlik bir yolculukla varılan Brandenburg’un başkenti Potsdam’daki Sanssouci Sarayı'nın Bahçeleri görülmeye değer güzellikte bir doğaya sahip. Büyük Friedrich yazlarını, inşa ettirdiği Rokoko stilindeki bu Saray'da geçiriyordu. Saray İmparator'un Versailles Sarayı'na yanıtıydı. Bahçesindeki heykel ve sanat eserleri sizi günlük hayatın dertlerinden bir süre uzaklaştıracaktır.

Almanya'nın finans merkezi Frankfurt dışında Polonya sınırındaki Oder Nehri kıyısında bir Frankfrut daha var. Berlin dışına çıkıp hemen bir başka AB ülkesine geçmek isterseniz Frankfurt Oder'a günlük gezintiye çıkın. Köprünün diğer tarafında soğuk bir Polonya birasının tadına bakabilirsiniz. Ya da Frankfurt Oder çevresindeki ünlü Helenesee gibi birçok gölden birinin kıyısında keyif yapabilirsiniz.