Berlin'in Türkiye'ye silah satışı politikasına eleştiri
1 Mart 2018Bonn Uluslararası Silahsızlanma Merkezi'nin (BICC) kıdemli uzmanı Max Mutschler, "Alman hükümeti silah ihracatını sınırlayan politika izlediğini savunuyor, ancak özellikle Türkiye konusunda ciddi değil, net bir stratejisi yok” dedi. Alman hükümetinin Türkiye'de tutuklu bulunan Alman vatandaşlarının serbest bırakılması karşılığında, çeşitli proje ve silah satışlarına yeşil ışık yaktığı iddiaları hakkında kesin bir şey söylemenin zor olduğunu belirten Mutschler, "Ama bir git gel durumu olduğu ve Türkiye'ye yönelik kararlılık ifade eden bir silah ihracat politikası olmadığı açık” dedi. BICC silahsızlanma araştırmaları merkezinin kıdemli uzmanı Max Mutschler'e yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:
DW Türkçe: Dünyanın en fazla silah satın alan ülkelerden biri olan Türkiye için Alman savunma sanayinin taşıdığı önem nedir?
Mutschler: NATO üyesi Türkiye, Alman savunma sanayi ürünlerinin geleneksel alıcıları arasında. 2000-2010 yılları arasında Türkiye açısında ana tedarikçiler ABD ile birlikte Almanya oldu. Almanya'dan Türkiye'ye tank teslimatının büyük bir bölümü bu dönemde gerçekleşti. 2012 ila 2016 yılları arasında ise Almanya, Türkiye'ye silah ihracatında altıncı sıraya geriledi. ABD, Türkiye'ye ana silah ihracatçısı ülke olmaya devam ediyor. Almanya, ABD ile aynı ligde oynayan bir aktör değil.
DW Türkçe: Türkiye için kilit öneme sahip Alman savunma sanayi ürünleri hangileri?
Mutschler: Almanya savunma sanayisinin güçlü olduğunu söyleyebileceğimiz belirli alanlar var. Zırhlı savaş araçları bunlardan biri. Türkiye, büyük bir bölümü bir dönem Alman ordusunun envanterinde yer alıp daha sonra modernize edilmiş olan çok sayıda Alman zırhlı araca, Leopard 1 ve 2 tanklarına sahip. Ayrıca Türk donanması Alman yapımı gemilere, denizaltılara ve bir dizi silah sistemine sahip.
DW Türkçe: 2016 yılı sonu itibariyle Alman hükümeti Türkiye'ye yapılan silah ihracatında sınırlamalar getirmeye başladı. Siz de Almanya'nın Türkiye'ye silah ihracatını mercek altına aldığınız son raporunuzda da bu sürece dikkat çekiyorsunuz. Alman hükümeti neden frene bastı?
Mutschler: Darbe girişimi sonrasında insan hakları alanındaki gerileme, Kürt sorunundaki tırmanış, bu silahların Türkiye içinde baskı uygulama amaçlı kullanılması ihtimali öne çıkan gerekçeler. Alman hükümetinin onay vermeme gerekçelerini dayandırdığı beyanlarına baktığımızda büyük oranda AB'nin ikinci ve üçüncü silah satış kriterlerine atıf görüyoruz. İkinci kriter insan hakları alanındaki gelişmeler, üçüncü kriter ise ülke içi ihtilaf ve silahlı çatışma ile ilgili. Görünen o ki Alman hükümeti satılacak silahlar nedeniyle Türkiye'deki gelişmelerin daha kötüye gidebileceği ihtimalini dikkate almış, bazı taleplere onay vermemiş.
DW Türkçe: Raporunuzda 2014 yılında Türkiye'den Suriye'ye silah sevkiyatları, MİT TIR'ları iddiasına dikkat çekiyorsunuz. Alman hükümetinde Türkiye'ye satılan silahların üçüncü tarafların eline ulaşması endişesi olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Mutschler: Evet, bu endişenin olduğu kanaatindeyim. Alman hükümeti Türkiye'nin bazı taleplerini, yedinci AB satış kriteri, olan "izinsiz yeniden satış riski" endişesi nedeniyle reddetmiş. Bu endişenin yersiz olduğunu söylemek güç. Türkiye'nin Suriye'de bazı İslamcı gruplara silah verdiği yönünde haberler vardı, bunlar Alman hükümetinde soru işaretlerine yol açmış görünüyor.
DW Türkçe: Türkiye milli projesi olan Altay tank üretimi için Almanya'nın katkısını bekliyor. Rheinmetall sizce Alman hükümetinin kısıtlayıcı politikalarına rağmen bu projede yer almayı sürdürecek mi?
Mutschler: Korkarım Rheinmetall bu projede yer almayı sürdürecek. Çünkü federal hükümetten izin ancak savunma sanayi ürünlerinin satışı, ihracatında söz konusu. Bir Alman şirketi başka bir ülkede başka şirketlerle iş ortaklığına gittiğinde, uzmanlık paylaşımı ile sınırlı bir durum olduğunda izin alınmasına gerek yok. Yasal düzenlemelerde buna imkan tanıyan boşluklar var. Tabii diğer yandan siyasetin de elinde frene basmak için araçlar var. Daha uzun vadede mesela düzenlemelerde değişikliğe gidilebilir ki kanımca bu yapılmalı. Ayrıca hükümetin de devreye sokabileceği baskı araçları vardır gayet tabii ki…
DW Türkçe: Rheinmetall'ın Türkiye'de bu işe girmesi sizce uzun dönemli stratejik bir adım mı, yoksa ticari beklentilere mi dayanıyor?
Mutschler: Bu şirket açısından ticari bir karar. Böylelikle yeni bir pazara girilmiş aynı zamanda ihracat için şart olan Alman hükümetinin onayını alma koşulu da baypas edilmiş olunuyor. Ayrıca doğrudan Türkiye'de üretime katılarak üçüncü taraflara satıştan da kar elde edecek. Çünkü Türkiye'nin hedefi kendi ihtiyacını karşılamak için üretim yapmakla sınırlı değil. Kazanç elde etmek için ürettiği tankları da satmak istiyor. Ama Almanya ekonomisi açısından stratejik olarak düşündüğünüzde ise durum düşündürücü. Çünkü belki ileride bir gün Alman silah sanayisi, inşasına yardım ettiği Türk silah sanayisi ile rekabet etmek durumunda kalabilir….
DW Türkçe: Türkiye'nin dışarıya bağımlılığını azaltmak için milli savunma sanayini güçlendirme çabalarında geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mutschler: Türkiye silah sanayisi ilerleme kaydetti. Tahminlere göre Türkiye ulusal silah ihtiyacının yarısından fazlasını karşılayabilecek noktaya geldi. Ama pek çok alanda dışa bağımlılığın sürdüğü de bir gerçek. Bugünden yarına bağımlılığınızı azaltamazsanız zaten. Ancak Türkiye'nin ilan ettiği bağımsızlık hedefinde son yıllarda ilerleme kaydettiği bir gerçek. Bunu açıkça ifade etmek lazım.
DW Türkçe: Alman hükümeti Türkiye ile ikili ilişkilerde yaşanan gerilim sürecinde silah satışıyla ilgili olarak Türkiye'nin bazı taleplerinin askıya alındığını açıklamıştı. Oysa Deniz Yücel'in serbest bırakılmasından önce de çok sayıda talebin onaylandığı ortaya çıktı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mutschler: Alman hükümeti silah ihracatını sınırlayan politika izlediğini savunuyor, ancak özellikle Türkiye konusunda ciddi değil, net bir stratejisi yok. Daha çok taktiksel kanaatlerle, bir öyle bir böyle hareket ediliyor. Alman hükümetinin resmi açıklaması konuyla ilgili AB kriterlerine uyacağı yönünde. Bu konuda gerçekten kararlıysanız, mesela "şimdi Alman vatandaşlarının serbest bırakılması karşılığında silah ihracatına onay veriyoruz" diyemezsiniz. Bunun gerçekten bu şekilde gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda kesin bir şey söylenemez ama bir git gel durumu olduğu ve Türkiye'ye yönelik kararlılık ifade eden bir silah ihracat politikası olmadığı açık.
Söyleşi: Değer Akal
© Deutsche Welle Türkçe
Max Mutschler, Bonn Uluslararası Silahsızlanma Merkezi'nde Alman silah ticareti politikaları kıdemli uzmanı olarak çalışmaktadır.