Beşar Esad hedef tahtasında
18 Mayıs 2011Suriye halkı, haftalardır binlerce siyasi tutuklunun salıverilmesi, ifade özgürlüğü ve çok partili sisteme geçilmesi talebiyle gösteriler düzenliyor. Suriye yönetiminin protestolara şiddetle karşılık vermesi Batılı ülkelerin tepkisini çekiyor. AB bu ay başında, Devlet Başkanı Beşar Esad’ın bazı akrabaları ile rejimin bazı üst düzey yetkililerinin de aralarında bulunduğu 13 kişiye seyahat yasağı uygulanması ve mal varlıklarının dondurulması kararı almış ve ayrıca silah ambargosunu yürürlüğe koymuştu. Ancak Esad’a yönelik doğrudan bir yaptırım kararı alınmamıştı. Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Esad'ın kendisine verilen fırsatı değerlendiremediğini belirterek, bir sonraki yaptırımların kendisini hedef alacağı uyarısında bulundu.
Westerwelle, "Biz Federal Alman hükümeti ve Avrupalı olarak açık bir şekilde barışçıl göstericilerin tarafındayız ve Suriye yönetiminin uyguladığı baskı politikasına kesinlikle karşıyız. Devlet Başkanı Esad, ilk yaptırımlarda es geçildi. Bu, kendisi ve hükümetine, barışçıl göstericilere karşı şiddeti sonlandırması için uzatılmış bir köprüydü. Ancak Suriye yönetimi bu köprüye ayak basmadı. Tam aksine barışçıl göstericilere karşı şiddet uygulamaya devam ediyorlar. Bu nedenle biz Avrupalılar, yeni yaptırım kararı alınması görüşündeyiz. Bu konuyu pazartesi günü Avrupa Birliği dışişleri bakanları toplantısı çerçevesinde de ele alacağız. O zaman yaptırımların Esad’ı da kapsaması kaçınılmaz olacak" dedi.
İnsan hakları ihlali suçlaması
Ancak ABD, Avrupa’dan daha hızlı davrandı. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Beşar Esad ve altı üst düzey Suriyeli yetkiliye karşı, hükümet karşıtı gösterilerin kanlı bir şekilde bastırılmasıyla insan hakları ihlali yaptıkları gerekçesiyle yaptırım kararı alındığı duyuruldu. Böylece Esad, ilk kez doğrudan cezalandırılmış oldu.
Salı günü Washington’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ile bir araya gelen ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Esad rejimini daha fazla izole etmek ve baskıyı artırmak için atılabilecek ek adımları görüştüklerini bildirmişti: “Mesajımız başından beri açık ve tutarlı: Şiddeti ve tutuklamaları durdurun, tüm siyasi tutuklu ve gözaltındakileri serbest bırakın, güvenilir ve demokratik değişimi içeren bir süreçle halkın taleplerine yanıt vermeye başlayın.“
İsviçre hükümeti de Suriye yönetimine yaptırım uygulamaya karar verdi. Bakanlar Kurulu’nda Suriye’ye silah satışının sınırlandırılması ve 13 üst düzey yöneticinin banka hesaplarının dondurulup seyahat yasağı getirilmesi yönünde bir karar alındı. Ancak İsviçre hükümeti, 10 yıldan uzun bir süredir Suriye’ye silah ihraç etmediği için silah ambargosunun hızlı bir etkisi olmayacağını duyurdu. Fakat alınan kararlar AB’nin 9 Mayıs’taki yaptırım kararıyla örtüşüyor.
Rusya tepki gösterdi
Rusya ise ABD ve Avrupa ile aynı görüşü paylaşmıyor. Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, reform sözlerini yerine getirmesi için Esad’a şans verilmesi gerektiğini söyledi. Medvedev, Libya örneğinde olduğu gibi Suriye’nin içişlerine müdahalenin önünü açacak hiçbir BM kararına destek vermeyeceklerini de vurguladı. ABD merkezli Suriye Reform Partisi adlı muhalif grubun lideri Marc Hüseyin ise diyalogun Suriye’deki şiddeti önlemek için tek yol olduğunu söyledi. Esad’ın bir suçlu olduğuna inanmadığını kaydeden Hüseyin, Beşar Esad’ın Suriye’yi krizden çıkaracak tek kişi olduğunu kaydetti.
Diğer yandan Suriye hükümetine yakınlığıyla bilinen El Vatan gazetesinde çarşamba günü yayımlanan bir haber dikkat çekti. Haberde Esad’ın Şam'ın önde gelen işadamlarıyla yaptığı bir toplantıda, ülkede şiddetin sona ermek üzere olduğu güvencesi verdiği belirtildi. Esad'ın, güvenlik güçlerinin hatalar yaptığını da kabul ettiği ve bunu bu tür durumlar karşısında yeterli eğitime sahip olmamalarına bağladığı kaydedildi.
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Başak Sezen (AFP/Reuters/dpa/DW)
Editör: Beklan Kulaksızoğlu