BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı sona erdi
18 Haziran 2004Başarısızlığa uğrayan Dünya Ticaret Örgütü’nün Cancun buluşmasından bu yana gelişmekte olan ülkelerle sanayi ülkeleri arasındaki görüş ayrılığı giderilebilmiş değil. Gelişmekte olan ülkeler, AB, ABD ve Japonya gibi ülkelerin çiftçilerine sağladıkları desteği azaltmalarını isterken, sanayileşmiş ülkeler de buna karşılık güney yarımkürenin ülkelerinden hizmet sektöründe karşılaşılan sıkıntıların ortadan kaldırılmasını talep ediyorlar.
Mevcut durum, Brezilya’nın Sao Paulo kentinde 11’ncisi düzenlenen Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nı daha da ilgi çekici hale getirdi. Zirveye 160 ülkeden 9 bin 600 delege katıldı.
Gelişmekte olan ülkeler üst düzey temsilci göndermedi
BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın, Brezilya ve Sao Paulo açısından ayrı bir önemi vardı. Rio’da bundan 12 yıl önce yapılan zirveden bu yana ülkede bu kadar büyük bir etkinlik düzenlenmemişti. BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı’na gelişmekte olan ülkelerin pekçoğu liderler ve bakanlar düzeyinde katılırken, sanayi ülkelerinin üst düzey temsilci göndermemesi dikkat çekti.
Alman heyetine başkanlık eden Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı Alfred Tacke, ”Bizim için öncelik taşıyan konu, Dünya Ticaret Örgütü müzakerelerinin yeni turunun tamamlanması. Böylece, ihracat ve gelişme alanında yeni imkanların önü açılacak” dedi.
AB ile görüşmelerden sonuç çıkmadı
DTÖ müzakereleri, zirve kulislerinde yoğun şekilde tartışıldı. AB Komisyonu’nun ticaretten sorumlu üyesi Pascal Lamy, Güney Amerika Ortak Pazarı (MERCOSUR) yetkilileriyle, 10 yıldır gündemde olan ”Serbest Ticaret Anlaşması” için görüştü. Ancak masadan bir sonuç çıkmadı.
Avrupa Birliği hizmet sektörü alanında daha fazla serbestlik talep ederken; Arjantin, Brezilya, Uruguay ve Paraguay Avrupa pazarlarına et, buğday ve şeker satabilmek için gümrük duvarlarının uygun hale getirilmesinde ısrar etttiler.
Latin Amerika ülkelerinin şikayeti
Zirvede söz alan Dominik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Leonel Fernandez, Kuzey’in ikameci yaklaşımını eleştirerek, ”Amerika Birleşik Devletleri bir yandan serbest ticareti övüp göklere çıkarıyor; diğer yandan gümrük duvarlarını yükseltiyor, Amerikalı çiftçiyi korumak için teşvik musluklarını sonuna kadar açıyor” diye konuştu.
Uganda lideri Yoweri Museveni de, Afrika ülkelerine "hammadde üreticisi" rolü biçilmesinden şikayet etti. Museveni, ”Avrupa Birliği’ne kakao sattığınızda sizden vergi alınmıyor, ama o kakaodan çikolata üretip, aynı Avrupa Birliği’ne satmak istediğinizde, yüzde 25 vergi ödemek zorunda kalıyorsunuz. Bu tavrın verdiği mesaj şu: Akıllıysan, bulunduğun mevkiden biraz daha yükseklere tırmanmayı aklından geçiriyorsan, bunun bedelini ödersin” dedi.
Global Tercihli Ticaret Sistemi’nin canlandırılması
Güney yarımküre ülkeleri, şikayet etmek ve eleştirmekle kalmadılar. 1989 yılında kurulan Global Tercihli Ticaret Sistemi’nin (Global System of Trade Preferences-GSTP) yeniden canlandırılmasını da kararlaştırdılar. 44 ülkenin üye olduğu iktisadi birlik, güney yarımküre ülkeleri arasında ticaretin geliştirilmesini hedefliyor. Kamuoyunda ”Lula” lakabıyla bilinen Brezilya Devlet Başkanı Luiz da Silva, ittifakı şu sözlerle anlattı:
”Kuzey - Güney ticaretinin alternatifi arayışında değiliz. Gelişmiş Kuzey yarımkürenin, ticaret açısından yeri doldurulmaz bir konumu var. İhracatımızın en büyük hedefi, yatırımların ve yeni teknolojilerin kaynağı yine Kuzey; bunun bilincindeyiz. Yapmak istediğimiz, güney yarımküre milli ekonomilerinin gelişimine katkıda bulunacak yeni imkanların önünü açmak, yeni ortaklıkların meydana getirilmesini teşvik etmektir.”
Sao Paulo zirvesine damgasını vuran, gelişmekte olan ülkelerin bu çıkışının, Dünya Ticaret Örgütü müzakelerine nasıl yansıyacağı, önümüzdeki ayın sonuna kadar belli olacak. O tarihe dek, müzakerelere yeniden başlanıp başlanmayacağı netlik kazanacak.