Bankacılık reformu yolda
2 Ekim 2012Finlandiya Merkez Bankası Başkanı Erkki Liikanen'i söz konusu raporu hazırlamakla görevlendiren isim AB Komisyonu'nun İç Pazardan Sorumlu Komiseri Michel Barnier'ydi. Raporu da yine bu ikili Brüksel'de basına tanıttı.
Erkki Liikanen basına yaptıkları açıklamada ekibiyle birlikte işe koyulduklarının, hükümetlerden ve lobilerden bağımsız olarak hareket etmeye özellikle önem verdiklerinin altını çizdi.
Gerçekten de rapor birçok bankanın pek de hoşuna gitmeyecek öneriler içeriyor. Bu öneriler arasında bankaların belli bir sınırdan sonra riskli spekülatif işlemleri normal bankacılık işlemlerinden ayırması da var. Bu sayede riskin mudi ile vergi mükelleflerinin sırtına yüklenmesinin önüne geçilmesi planlanıyor.
Risk almayı cazip hale getirmemek için
Avrupa Birliği Komisyonu eski üyesi Erkki Liikanen'e göre yaşanan borç krizinden çıkarılan en önemli ders "kazancın şahsî, borcunsa kamuya ait" olduğuydu. Liikanen eğer bir hükümet büyük bankaların sistem için hayatî önem taşıdığını ve bu nedenle her durumda vergi mükelleflerinin cebinden çıkan parayla kurtarılabileceğini hissettirirse, bunun bankalar için risk almayı cazip hale getireceğini kaydetti.
Erkki Liikanen ayrıca bankaların risk tedbiri olarak sermayelerini artırmaları ve yöneticilere ödenen yüksek ikramiyelerin sınırlanması gerektiğine işaret etti. Liikanen şöyle konuştu: "Tüm bu reformların hedefi bankaların kayıplarının üstesinden daha kolay gelmeleri, gereksiz risk alımının cazibesinin düşürülmesi, iflas tehdidindeki bankaların sosyal giderlerinin ve devlet garantileri ihtiyacının azaltılması."
Daha fazla şeffaflık
Liikanen aynı zamanda bankacılık sektöründe daha fazla şeffaflık hedefliyor. Finlandiya Merkez Bankası Başkanı’na göre bu sayede tüketiciler reformlardan çifte kazanç sağlayacak. Bir yandan diğerlerinin hatalarının borçlarını sırtlanmaktan kurtulacak, diğer yandansa bankacılık sektöründe uygulanacak şeffaflık, bankacılık faaliyetlerine daha fazla rekabet getirecek. Bu noktada bankacılardan gelecek itirazlara baştan yanıt vermek isteyen Liikanen sözlerini şöyle sürdürdü: "Geleneksel Avrupa usulü evrensel bankacılık modeli değişmeden kalabilir; kalacaktır da. Zira ayrı ayrı etkinlikler aynı banka gruplarında sürdürülebilecek."
Buna rağmen gerek Erkki Liikanen, gerekse AB Komisyonu'nun İç Pazardan Sorumlu Komiseri Michel Barnier sadece normal müşterilerin ve vergi mükelleflerinin değil, aynı zamanda bankacılık sektörü ve tüm birliği dikkate aldıklarının özellikle altını çizdi. Liikanen'e göre Avrupa'daki bankalar, firmaların ve bütçelerin finansmanı açısından dünyanın tüm diğer bölgelerine oranla çok daha önemli bir konumda bulunuyor.
Rekabet gücünü korumak için
Londra'da malî çevrelerinin “müdahaleci” ve “büyük banka düşmanı” olarak niteledikleri Barnier sektörün çıkarlarını göz önünde bulundurduklarını vurguladı: "Avrupa bankacılık sektörünün çeşitliliğini ve rekabet gücünü korumasına çok dikkat ediyorum."
Birçoklarının düşündüğünün aksine Michel Barnier'e göre asıl sorun İngiliz hükümeti değil. Zira Barnier İngilizleri de benzer düzenleme önlemleri aldıkları için övdü.
Barnier'in görüşüne göre asıl tehlike her ülkenin kendi aşını kendi kaynatmaya çalışması ve bu nedenle de tedbirlerin etkisiz hale gelmesi. Barnier "Ben AB Komisyonu'nun iç pazardan sorumlu komiseriyim. Kurallar tek olmalı. Bu benim görevim" diye konuştu.
Bu aynı zamanda Komisyon’un reformu Euro Bölgesi’yle sınırlamayacağı, 27 üyeli tüm Avrupa Birliği çapında hayata geçirmeyi hedeflediği anlamına geliyor. Ancak bu gerçekleşene kadar daha kat edilmesi gereken uzun bir yol var. Önümüzdeki altı hafta lobiler, üye ülkelerin hükümetleri ve Avrupa Parlamentosu ile fikir alış verişi yapılacak. Buradan çıkacak sonucu ise zaman gösterecek.
© Deutsche Welle Türkçe
Christoph Hasselbach / Çeviri: Banu Wöltje
Editör: Ercan Coşkun