Brexit faturası 60 milyar Euro'yu bulabilir
29 Mart 201729 Mart'ta Britanya Başbakanı Theresa May Lizbon Antlaşmasının 50'inci maddesi uyarınca Birleşik Krallığın Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılışını bugün ilan etti. İlk kez bir üye ülkenin Avrupa kulübünden ayrılacak olması bakımından, tarihi bir gün sayılır. Prosedürün resmiyete dökülmesiyle birlikte ‘boşanma pazarlığına' başlanacak. 27 AB ülkesiyle Britanya arasındaki müzakerelerin 2 yılda tamamlanması öngörülüyor. En önemli konu da, ayrılık isteyen Britanya'nın ne kadar ‘tazminat' ödeyeceği olacak. Brüksel'in Birleşik Krallıktan en az 60 milyar Euro talep edeceğine dair söylentiler dolaşıyor.
Britanya Krallığı her hafta Brüksel'e 350 milyon Euro havale ediyor. Brexit taraftarları referandum kampanyası sırasında bunun israf olduğu propagandasını yapmışlardı. Bu meblağın Britanya'ya tanınan aidat indirimini içermemesine ve bu üyenin de Birlik bütçesinden yardım almasına rağmen ‘350 milyon' zihinlere kazınmıştı. Başbakan Theresa May, Britanyalı seçmenin her yıl AB'ye milyarlarca Sterlin ödemesine karşı olduğunu söylüyordu.
Hükümet ve Lordlar Kamarası adına yapılan hukuki incelemeler sonunda AB'den ayrıldığı andan itibaren Britanya'nın Brüksel'e tek bir Sterlin dahi ödemesine lüzum kalmayacağına karar verildi. Muhafazakâr milletvekili Jacob-Rees Mogg, "AB'ye karşı hiçbir yasal yükümlülüklerinin kalmayacak olmasından duyduğu sevinci" dile getirdi.
Mahkemelik olabilirler
Brexit işlemleri 2019 ilkbaharında tamamlanmış olacak. Yürürlükteki AB bütçesinin süresi ise 2020'de doluyor. Britanya bu süreye onay vermiş, dolayısıyla da ödeme yükümlülüğü altına girmişti. Brüksel'in bakış açısı böyle. Komisyon aynı zamanda AB kurumlarında görev yapan Britanyalı memurların emeklilik maaşlarını da Londra'nın üstlenmesi gerektiğini savunuyor. Rees-Mogg bu şartların Brexit müzakerelerini başlatmak için fevkalade bir fırsat yarattığını söyledi.
Birlik bütçesine Almanya'dan sonra en fazla net ödeme yapan üye ülke Britanya. Britanya para musluğunu kapatırsa ya ortak bütçeden aldığından fazlasını yatıranların aidatı artacak ya da ödediğinden fazlasını alan üye ülkelerin payları küçülecek. 'Boşanma tazminatını' ödemediği takdirde hem AB'nin hem de üye ülkelerin Londra'yı dava etme hakkı doğacak. Lordlar Kamarası üyesi Kiswer Falkner ise İngiliz hukukçuların ekspertizlerine güvenen Britanya Başbakanı May'ın rahat olabileceğini, çünkü müzakerelerin bir parçası olan bu durumun Britanya'nın elini güçlendirdiğini söylüyor.
‘Paramı iade edin'
Ancak Britanya AB'nin ortak programlarının tümünden çekilmek istemiyor ve örneğin bilim ve araştırma programlarındaki ortaklığın sürmesini umuyor. İçişleri Bakanı Amber Rudd hafta sonunda Britanya'nın Avrupa iç pazarından çekildikten sonra en elverişli şartlarla yeniden ortak pazarda yer almak istediğini ve kaça mal olacağını bilmemelerine rağmen bu hedeften vazgeçilmemesi gerektiğini söylemişti.
Dışişleri Bakanı Boris Johnson, 1984 yılında AB'li ortaklarından ‘Britanya indirimi' tavizini kopartan Margaret Thatcher'i örnek gösteriyor ve "1984 yılındaki Fontainbleau zirvesinde Margaret Thatcher parasını geri istemişti. Bize de aynı şekilde iade edecekleri kanaatindeyim" diyor.
Britanya ile AB arasındaki para kavgasının 2018 sonu ya da 2019 başlarındaki bir Zirve'de gece saatlerine kadar süren pazarlık sonunda tatlıya bağlanacağı tahmin ediliyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Stephanie Pieper