Bıçaklı saldırı Almanya'da siyasi tansiyonu tırmandırdı
23 Ocak 2025Bavyera eyaletindeki Aschaffenburg kentinde biri çocuk iki kişinin ölümüne yol açan bıçaklı saldırı Almanya'yı sarstı.
Saldırgan Enamullah O.'nun Afgan uyruklu olması ve sığınma başvurusunun kabul edilmemesine rağmen sınır dışı edilmemiş olması, düzensiz göçü bir kez daha Almanya gündeminin en önemli maddesi haline getirdi.
Psikiyatrik rahatsızlıkları bulunan ve daha önce şiddet vakaları nedeniyle üç kez tedavi gören failin neden serbestçe dolaşabildiği de yanıtı aranan sorular arasında.
Failin kaldığı sığınma yurdunda yapılan aramalarda radikalleşme eğilimi ya da herhangi bir dini ideolojiyle bağının tespit edilemediği, buna karşın psikiyatrik rahatsızlık ve ilaç kullanımına dair bulgulara ulaşıldığı belirtiliyor.
Sağduyu ve birlik çağrısı
Aschaffenburg Belediye Başkanı Jürgen Herzing, bugün bıçaklı saldırının düzenlendiği parka giderek hayatını kaybedenler için çelenk bıraktı.
Saldırıda hayatını kaybeden iki yaşındaki çocuğun Fas kökenli olduğu, olay esnasında parktan geçen 41 yaşındaki bir Alman erkeğin de çocukları korumak için saldırgana müdahale etmeye çalıştığı, bunun sonucunda hayatını kaybettiği açıklanmıştı.
"Bu eylem hepimizi dehşete düşürdü" diyen Belediye Başkanı Herzing, 50 yıl boyunca itfaiyede görev aldığını, pek çok kötü olaya tanıklık ettiğini, ancak hiç bugün olduğu kadar sarsılmadığını söyledi.
"Sanki kendi çocuğum ölmüş, kardeşim ölmüş ya da yaralanmış gibi hissediyorum" sözlerini kaydeden Belediye Başkanı, kent halkından sağduyulu olunmasını istedi.
Bir birey tarafından gerçekleştirilen eylemin, işlenen bir suçun, o kişinin geldiği toplumun tamamına mal edilmemesi gerektiğini vurgulayan Herzing, ayrıca nefret ve şiddet sarmalını önlemek için birlik çağrısı yaptı.
Siyasette tansiyon tırmandı
Bu arada 2 yaşındaki Suriyeli bir kız çocuğu, 72 yaşındaki bir erkek ve 59 yaşındaki bir kadın eğitmenin de yaralandığı saldırı, sadece Aschaffenburg'da değil tüm Almanya'da büyük yankı uyandırdı.
23 Şubat'taki erken genel seçimlere bir ay kala gerçekleşen saldırı, düzensiz göçü yeniden Alman siyasetinin en önemli gündem maddesi haline getirdi.
Yapılan anketler Almanya'daki seçmenlerin göçü çözülmesi gereken en önemli siyasi sorun olarak gördüklerine işaret ediyor.
Scholz hükümeti okları Bavyera'ya çevirdi
Almanya'nın Sosyal Demokrat Partili (SPD) Başbakanı Olaf Scholz, saldırıdan hemen sonra yaptığı açıklamada "Hatalı hoşgörü uygunsuzdur" diyerek Almanya'da artık bulunmaması gereken saldırganın neden halen ülkede bulunduğuna ilgili makamlar tarafından derhal açıklık getirilmesi gerektiğini söyledi.
"Bunun acil sonuçları olması gerekiyor" diyen Scholz, ayrıca dün akşam iç istihbarat kurumu Anayasayı Koruma Dairesi, Federal Kriminal Dairesi ve Federal Polis Teşkilatı başkanlarını acilen başbakanlığa çağırdı, toplantı yaptı.
Bugün de SPD'li İçişleri Bakanı Nancy Faeser, saldırı hakkında yaptığı açıklamada eleştiri oklarını Bayvera eyaletine çevirdi.
"Bavyera makamları çok sayıda şiddet eylemine rağmen failin neden serbest dolaşabildiğine açıklık getirmek zorunda" diyen Faeser, "Görünen o ki Bavyera'da bazı şeyler yanlış gitti" eleştirisinde bulundu.
Bavyera hükümeti ise Scholz hükümetini hedef aldı
Bavyera'nın Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partili Başbakanı Markus Söder ise yaşananların Federal Hükümetin izlediği göç politikalarının bir sonucu olduğunu idda etti.
Şubat ayındaki seçimler sonrasında iktidarın değişeceğine işaret eden Söder, kurulacak yeni hükümetin "hataları düzelteceğini" söyledi, izlenecek politikayı "ülkeye daha az giriş, ülkeden daha çok çıkış" ve "sıfır hoşgörü, sıfır taviz" sözleriyle tanımladı.
Muhafazakar siyasetçi Söder ayrıca önceliğin güvenlik olması gerektiğini ifade ederek "Almanya sınırlarının düzensiz göçe kapatılması gerektiğini" savundu.
CSU, Hristiyan Demokrat Birlik Partisi'nin Bavyera'daki kardeş partisi. CDU/CSU'nun 23 Şubat seçimleri için belirledikleri başbakan adayı aynı zamanda CDU'nun Genel Başkanı Friedrich Merz.
Seçim anketleri, erken seçimlerden CDU/CSU'nun birinci parti çıkacağına işaret ediyor. Bu nedenle Merz başbakanlığa en yakın aday olarak nitelendiriliyor.
Söder, Merz ile göç politikalarında köklü değişiklikler konusunda mutabık kaldıklarına dikkat çekerken, yeni hükümet kurulduktan sonra "polisin yeniden Almanya sınırlarından düzensiz göçmenleri geri çevirmeye başlayacağını, sınır dışı kararlarının uygulanmasına da ivme kazandırılacağını" söyledi.
CDU lideri Merz: Sınır aşıldı
Friedrich Merz ise Aschaffenburg saldırısı için "Artık sınır aşıldı" açıklamasını yaparak son dönemde artan saldırılara son 10 yıldır izlenen ve "rezalet" olarak nitelendirdiği iltica ve göç politikalarının yol açtığını idda etti.
Artık Almanya'da "sınır tanımayan vahşetin yeni bir nitelik kazandığını" aktaran Merz, başbakan seçildikten sonra göç politikalarını görevdeki ilk gününden itibaren kısıtlayacağını söyleyerek geçerli giriş belgeleri olmayan herkese "fiili giriş yasağı” uygulayacağını ilan etti.
AfD'li Weidel: Sınırlar kapatısın
Anketlerin seçimlerden ikinci parti çıkacağına işaret ettiği aşırı sağcı Almanya için Alternatif'ten (AfD) de Aschaffenburg saldırısı ile ilgili bir çıkış geldi.
Göçmen karşıtı AfD'nin Eş Başkanı ve seçimlerdeki başbakan adayı Alice Weidel, Almanya'nın sınırlarının kapatılması için derhal Federal Meclis'te oylama yapılması gerektiğini savundu.
Weidel ayrıca sınırların kapatılması ve yasadışı göçmenlerin sınır dışı edilmesini sağlayacak yasal düzenlemelerin geçirilmesi için
CDU/CSU'nun AfD ile işbirliği yapmama tutumundan vazgeçmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Reuters, dpa, AFP/ DA, BK