1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Deutschlands Exportüberschuss: Gefahr für Europa?

17 Ocak 2012

Almanya dışarıdan aldığı mal ve hizmetlerin çok daha fazlasını dünya ülkelerine satıyor. İhracat fazlasından rahatsız olanlar var. Alman cari fazlası Avrupa'nın dengesini bozuyor mu?

https://p.dw.com/p/13koy
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Aşırı dış ticaret fazlasının dünya ekonomisi açısından sakıncalı olduğunu savunanlar bile var. Nitekim 2010 yılında ABD’den ve eski Fransa Maliye Bakanı ve şimdiki Uluslararası Para Fonu başkanından böyle eleştiriler gelmişti. Yoksa bu sadece Alman ekonomisinin krizi diğerlerine nazaran çok daha küçük sıyrıklarla atlatmasının yol açtığı kıskançlık mı?

Kriz Alman ekonomisini şimdiye kadar sarsamadı. Bütün kâbus senaryolarına rağmen ekonomi işliyor, işsizlik son yılların en düşük seviyesinde seyrediyor. 2011 yılında Almanya’nın ihracatı ilk kez bir trilyon euro sınırını aştı. Almanya karşılığında ithalatını da önemli oranda arttırdıysa da ticaret fazlası 156 milyar euroya ulaştı. 27 Avrupa Birliği (AB) ülkesinden 20’si Almanya ile ticarette açık verdi. Alman Sanayiciler Birliği Başkanı Hans-Peter Keitel bunda bir problem görmüyor. 'Aslında Avrupalı komşularımızın Almanya’nın ihracatı açısından taşıdığı önem azalıyor' diyen Keitel'e göre ithalatta Almanya’nın rolü giderek büyüyor. Sanayiciler Birliği Başkanı, 'Ama bu aynı zamanda komşu ülkelerin ihracatımıza yönelttiği eleştirilerin gerçekle hiç örtüşmediğini de gösteriyor. Gerçek Almanya’nın Avrupa ithalat rekortmeni sıfatıyla Avrupa ekonomisinin marşandizi olduğudur',diyor.

Hans-Peter Keitel
Hans-Peter KeitelFotoğraf: dapd

Krizin kaynağı cari fazla mı?


Dış ticaret fazlası Almanya için yeni bir şey değil. Son on yıldır ise ihracatla ithalat arasındaki makasın açıldığı görülüyor. Almanya 2007 yılında 195 milyar euro ile ticaret fazlası rekoru kırmıştı. Sendikalara yakınlığıyla tanınan Hans-Böckler Vakfı’na bağlı makroekonomi ve konjonktür araştırmaları enstitüsünün başkanı Gustav Horn bu gelişmenin Avrupa borç krizinin habercisi olduğunu şöyle gerekçelendiriyor: 'İçinde bulunduğumuz krizin kaynağı ortak para bölgesindeki cari açık krizidir. On yıllardır yurtdışına borçlanan ülkelerin sayısı artıyor. Özel borçlar ve kamu borçları rekor seviyede. Buna bağlı olarak, başta Almanya olmak üzere diğer ülkelerin cari fazlası arttı. Tartışmalarda cari fazlanın iyi bir şey olduğu ve Alman ekonomisinin gücünü gösterdiği söyleniyor. Açıkça söyleyelim ki bu sadece yüksek ekonomik verimliliğin değil, aynı zamanda krizin de habercisidir.'


Almanya’nın ekonomik bakımdan zengin olduğu iddiasının kabul edilemeyeceğini belirten Gustav Horn, cari fazlanın rekabet gücü düşük ülkelerin borçlarından beslendiğini söylüyor ve ekliyor: ‘Borçlu ödeme yapamaz durumdayken yurt dışında zengin olmuşum, neye yarar? Üstelik Alman malı ithal eden ülkelerin kredi piyasasında eriyen itibarı, devlet iflasına sürüklenme riskini de arttırıyor.’

Gustav Horn
Gustav HornFotoğraf: picture-alliance/dpa

Gustav Horn'un çözüm formülü oldukça basit: Almanya'da gelirler artmalı, ücretlere okkalı zam yapılmalı. Horn, böylece tüketim harcamalarının artacağını, yurtiçi talebin de Almanya’ya mal satan borçlu ülkelere yarayacağını dile getiriyor. 'İhracatçı şirketin işi ihracat yapmaktır', diyen Gustav Horn'a göre ihracatçı Avrupalı ortaklarımızın durumunu dikkate alalım, demez. Avrupa’daki rekabet ekonomisine gem vurulamayacağını vurgulayan Alman ekonomist ihracat bereketinin yüksek ücretler üzerinden tüketiciye yansıtılmasından yana çıkıyor. Hane gelirleri artarsa, yerli ve ithal malları satın alınacağını, böylelikle de ticaretin dengeleneceğini, söylüyor.

Denge uğruna ekonomi frenlenmemeli

Özel sektöre yakın bir kuruluş olan Köln’deki Alman Ekonomi Enstitüsü’nün başkanı Michael Hüther bu tezi paylaşmıyor. Hüther, 'Sadece ücret zamlarıyla kriz atlatılabilecek olsaydı bu cazip bir kuram olabilirdi. Ama bu maalesef kendini kandırma kuramından başka bir şey değil', diyor.

Almanya’nın birim ücret maliyetleri oldukça yüksek. 28 ülke arasından sadece İngiltere, Fransa, Danimarka ve İtalya’da işgücü birim maliyeti Almanya’yı aşıyor. Almanya’nın ihracat gücü öncelikle ürün kalitesinden ve müşteriye yakınlıktan kaynaklanıyor. Fiyatlar önemli bir faktör olduğundan ücretlerin artması ihracata zarar verir. Michael Hüther ‘kriz ortamında Almanya’nın istikrarlı kalmasının, ortaklarını batağa sürükleyen Avrupa’nın hasta adamı olmasından evladır, diyor. Ekonomiyi dinamik tutup Euro Bölgesi’ne ithalat sinyalleri göndermenin en iyi yöntem olacağını belirten Hüther, bunu hem özel tüketim, hem de ithalatın ihracat içindeki payı üzerinden yapabileceklerini ifade ediyor.

Michael Hüther
Michael HütherFotoğraf: picture alliance/ZB

Michael Hüther, Yunanistan, Portekiz ve İspanya gibi ülkelerin yapısal problemleri nedeniyle kısa zamanda sanayi ülkesine dönüştürülemeyeceğini de teslim ediyor. Tanınmış iktisatçı Avrupa’nın bu dengesizlikle yaşamak zorunda olduğunu ve farkın, başarılı ülkelerin ihracatı kısmasıyla değil, ancak Avrupa yapısal kalkınma ve uyum fonları üzerinden, yani transfer mekanizmasıyla azaltılabileceğini, sözlerine ekliyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Sabine Kinkartz/A. Günaltay

Editör: Başak Özay