1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Cezayir'de tartışmalı af referandumu

Ute Schaeffer29 Eylül 2005

Cezayir’de iç savaşı tamamen sona erdirmek için bugün Devlet Başkanı Abdülaziz Buteflika’nın gündeme getirdiği Barış ve Uzlaşma Bildirgesi için referanduma gidiliyor. Ancak İslamcı militanlara af çıkarmayı öngeren bildirge, insan hakları savunucuları tarafından şüpheyle karşılanıyor.

https://p.dw.com/p/AaWK
Cezayir'de İslamcı militanlara af çıkarılması konusunda bir referandum düzenleniyor
Cezayir'de İslamcı militanlara af çıkarılması konusunda bir referandum düzenleniyorFotoğraf: dpa

Cezayir hükümeti 13 yılda 150 bin kişinin yaşamına mal olan iç savaşı temelli sona erdirmek ve iç barışı kalıcı hale getirmeye çalışıyor. 1992 yılında genel seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından gelen askeri darbe ile başlayan iç savaş şiddetli çatışmalara dönüşmese de yer yer terör eylemleri ile sürüyordu.

30 milyon Cezayirli bugün sandıklara giderek Devlet Başkanı Abdülaziz Buteflika’nın Barış ve Ulusal Uzlaşma Bildirgesi için oy kullanacak. Bildirgenin referandumda kabul edilmesi durumunda Buteflika İslami direnişçilere yönelik kısmi af ilan etmeyi planlıyor. Hükümet, ağır insan hakları ihlallerine karışan kişilerin af kapsamına alınmayacağını söylese, çıkarılacak yasa insan hakları savunucuları tarafından tartışmalı bulunuyor.

İnsan hakları savunucuları tepkili

Referendum, aslında Devlet Başkanı Abdülaziz Buteflika’nın programının bir parçası. Buteflika, 1999 yılında çıkardığı “Ulusal Dirlik Yasası” ile radikal İslamcılar’ı silahlarını bırakmaya ikna etmişti. Silahlarını teslim edenlere maddi ve hukuki yardım verilmiş, sonunda yaklaşık 10 bin militan bu imkandan yararlanmıştı. Bu kez ağır insan hakları ihlallerine karışanların, aftan yararlanamayacağı ilan edildi.

Ancak insan hakları savunucuları, buna rağmen affın barış ortamını zedeleyeceğini belirtiyorlar. “Algeria Watch” adlı insan hakları örgütünün temsilcisi Salima Mellah, ulusal barışın sağlanabilmesi için Cezayir halkının tarihi ile yüzleşmesi ve gerçek suçlularla hesaplaşması gerektiği görüşünde. Kimsenin insanlığa karşı işlenen suçların sorumlularını mahkeme önüne çıkarmaya niyetli olmadığını belirten Mellah, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Adaletin yerini bulması üzerine de konuşulmuyor. Politikacılar bugüne kadar sorumluları açığa çıkarılmamış kitlesel katliamları soruşturmak istemiyor. Bu konu, Cezayir’de büyük bir tabu. Sonuç olarak bu referandum ile konu tamamen kapanacak. Herkes sorumluların hayali birtakım teröristler olduğuna inandırılacak ve 1992 darbesi ile sonrası üzerine konuşmanın anlamı kalmayacak. Hazırlanan referandumun tek hedefi bu.”

“Tabuların üstü örtülecek”

İnsan hakları savunucularına göre bu referandum, Cezayir’in yakın tarihindeki tabuların üstünü iyice örtecek. İşbirliği Bakanı Abdülkadir Messahel ise Devlet Başkanı’nın Cezayir tarihinin bu bölümünü kapatma isteğinin, halkın beklentileri ile çakıştığını savunarak şöyle diyor:

“Cezayir halkı şu anda barış ve ulusal birlik istiyor. On yıldan uzun bir süredir ağır bir kriz yaşadık. Buteflika’nın göreve başlaması ile barışın sağlanması ve sağlamlaştırılması süreci başlatıldı. Önce “Ulusal Dirlik Yasası” ile silahların susmasını sağladık, şimdi sürecin sonunda büyük barışmayı sağlamak istiyoruz. Buteflika göreve geldiğinden bu yana bunun için uğraşıyor.”

Faili meçhul cinayetler

Ama geçmişin üzerine bir çizgi çekmek kolay değil. İnsan hakları savunucuları, ulusal barışma ile devletin olaylardaki sorumluluğunun üstünün de örtüleceğini vurguluyor. Örneğin, 90’lı yıllarda Cezayir’deki kayıpların çoğunun, devlet tarafından kaybedildiğine dikkat çekiyorlar. Referandumdan sonra çıkarılacak yasa sayesinde de faili meçhul cinayetlerin sorumluları günün birinde takibata uğramaktan kurtulacaklar.