CHP Suriye konferansı düzenliyor
25 Eylül 2019AKP hükümetinin Mayıs 2012’de tüm diplomatik ilişkilerini sonlandırdığı Şam yönetimi ile diyalog kurup kurmayacağı tartışılırken, bu diyaloğu Suriye’de barış için şart gören CHP yeni bir girişimi hayata geçiriyor. 28 Eylül’de İstanbul’da uluslararası Suriye konferansı düzenleyecek olan CHP, Suriye yönetiminin resmi görüşlerini de dile getirecek isimleri konferansta ağırlayacak.
CHP genel başkan yardımcıları Ünal Çeviköz ve Veli Ağbaba’nın organize ettiği uluslararası Suriye konferansının ama teması "Suriye’de barışa açılan kapı" olacak. Neden böyle bir konferans düzenlediklerini DW Türkçe’ye anlatan CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, Suriye sorununu tüm yönleriyle değerlendirmeyi ve bu süreçte de AKP hükümetinin Suriye politikasındaki yanlışları ortaya koymayı istediklerini söylüyor.
"AKP’nin en büyük yanlışı, Suriye yönetimi ile diyaloğun kesilmiş olması. Hükümet, Şam’la küserek politika yürütemez" diyen Çeviköz, Suriye’nin toprak bütünlüğünü, siyasi birliğini savunan Ankara’nın ABD, İran ve Rusya’yla görüşmesine karşın Suriye yönetimi ile konuşmamasının Türkiye'yi büyük bir açmaza sürüklediği görüşünde.
Suriye anayasasını yazacak komisyonun çalışmalarına tam olarak başladığında Türkiye’nin kiminle konuşacağını soran Çeviköz, "Türkiye, Suriye yönetimi ile diyalog kurmadığı sürece Suriye dahil bölgesindeki herhangi bir gelişme konusunda aktif bir aktör olamayacaktır. Biz, bu yüzden Suriye yönetiminin resmi görüşlerini yansıtacak isimleri konferansa davet ettik" diyor.
Türkiye’nin sadece Şam’da değil Kahire ve İsrail’de de büyükelçisinin olmadığını hatırlatan Çeviköz "AKP hükümeti bu bölgeyi boş bırakmıştır. Meselemizin sadece Suriye olmadığı da açıktır" diye konuşuyor. AKP hükümetinin zaman zaman Suriye’yle de diyalog kurulduğu yönünde açıklama yaptığını ancak bu diyaloğun istihbarat aracılığıyla gerçekleştirildiğini hatırlatan Çeviköz, "Dış politikayı istihbarat yürütmez. Devletlerarası ilişkiler istihbarat iletişimiyle yürütülmez" sözleriyle hükümeti eleştiriyor.
Konferans sonuçları hükümete sunulacak
Konferansa AKP hükümetinden temsilcilerin de davet edildiği ancak katılımın olup olmayacağına dair şu ana kadar ses çıkmadığı bildiriliyor. Konferansa Suriye’den Türkmen kökenli bir belediye başkanı, Ermeni kökenli bir gazeteci, Kürt derneği temsilcileri, Hıristiyan Arap derneği temsilcilerinin yanı sıra ABD, İran, Rusya, Ürdün, Lübnan, Irak gibi Suriye konusuyla yakından ilgilenen ülke temsilcileri de katılacak. "Konferans, Suriye’nin komşularının Suriye sorununa bakışına odaklanıyor ve sorunu tüm yönleriyle ele alıyor" diyen Çeviköz, "Amacımız Suriye’de barışa giden yolda hükümete ışık tutmak. Zaten konferanstan çıkan sonuçları hükümete özel olarak sunacağız" mesajı da veriyor.
AKP iktidarı döneminde Esad yönetimiyle ilişkileri güçlendiren Ankara, Suriye'de 2011'de başlayan halk ayaklanmalarında Şam'a karşı tavır sergilemiş, Mayıs 2012'de komşu ülkeyle tüm diplomatik ilişkilerini sonlandırmıştı. Türkiye 2012'den beri Esad rejimiyle doğrudan temasta bulunmasa da, Suriye'deki iç savaşa siyasi çözüm bulmayı amaçlayan Rusya ve İran'la beraber yer aldığı Astana Süreci, Şam'la müzakere halinde.
"Suriye'yle diyalog göçmenler için de önemli"
Uluslararası Suriye konferansında ağırlıklı konu; ülkelerindeki iç savaştan 2011’de kaçmaya başlayan Suriyelilerin durumu. 3 milyon 600 bin Suriyelinin yaşadığı Türkiye’de, "Suriyeli sığınmacı" konusu, siyasi ve toplumsal tartışmaların odağında. AKP hükümeti Suriye’de çatışmalar bittiğinde sığınmacıların ülkelerine döneceğini söylese de, sahadaki gelişmeler geri dönüşün zor olduğunu gösteriyor.
TOBB Üniversitesi Siyaset Bilimi öğretim üyelerinden Başak Yavcan konferansta Türkiye'deki Suriyelilerin yaşadığı sorunları sahada yaptığı araştırmalarla birlikte anlatacak. Yavcan konferans öncesi DW Türkçe'ye Suriyelilerin "plansız, ani ve kitlesel bir göç" sonucu Türkiye’de olduklarını hatırlatıyor.
Yavcan Suriyeliler konusunda yaşanan sorunları "Aldıkları sosyal yardımla geçinemedikleri için kayıt dışı çalışmaya yöneliyorlar. Çoğu zaman işverenler için ucuz iş gücü olarak görülüyorlar. Toplumdaki yanlış bilgiler yüzünden kendilerini çatışmaların odağında buluyorlar" sözleriyle özetliyor.
Türkiye’de Suriyelilere karşı önyargıların kırılması, toplumsal uyumun hızlanması için göç konusunda etkin bir kamu diplomasisi yürütülmesinin şart olduğunu anlatan Yavcan, 1 milyon 600 bin Suriyelinin Kızılay Kartı aldığını ve ayda 20 euroluk yardımdan yararlandığı örneğini veriyor. Ancak Suriyelilere yapılan yardımın yerli halka yapılmadığı gibi gerçek dışı bilgilerin dolaştığından yakınan Yavan, "Kime ne yardım yapılıyor, ne kadar yardım veriliyor, hepsi halka açıkça anlatılmalı" diyor.
Yavcan, Suriyelilerin ülkelerine geri döneceğine ilişkin beklentinin de "hatalı bir beklenti" olduğunu söylüyor. Yavcan, Türkiye’de kaldıkları süre uzadıkça Suriyelilerin geri dönüş ihtimalinin azaldığına dikkat çekiyor, "Çatışmalar bitince geri döneceklerine ilişkin de politika geliştirilirken, Suriye yönetimiyle kurulacak bir diyaloğun geri dönüşleri daha mümkün kılacağı unutulmamalı" mesajı veriyor.
Yerli ve yabancı yüzlerce gazetecinin de izleyeceği konferansta, "Suriye sorununun uluslararası boyutu", "Suriyeli sığınmacıların karşılaştıkları sorunlar", "Toplumsal yaşam ve uyum", "Bölgedeki aktörlerin stratejik konumları", "Yerel yönetimlerin rolü, sorunlar, öneriler" başlığıyla beş ayrı panel düzenlenecek.
Hilal Köylü / Ankara
© Deutsche Welle Türkçe