Covid-19 vakaları: "Dördüncü pik daha erken gelebilir"
26 Temmuz 2021Türkiye'de Covid-19 vaka sayılarındaki hızlı yükseliş sürüyor. Sağlık Bakanlığı'nın Pazartesi günü açıkladığı verilere göre son 24 saate 16 bin 809 kişinin testi pozitif çıktı, 63 kişi vefat etti.
DW Türkçe'ye konuşan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Covid-19 İzleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, "Şu anda dördüncü tepe noktasına doğru hızlı bir yükseliş içerisindeyiz. Bu yükselişe karşı güçlü bir yanıt vermek için hem merkezi hükümetin hem yerel yönetimlerin hem yurttaşların hem de kamu ve özel sektörün birlikte tutum alması gerekir" diyor.
16 Temmuz akşamı başlayan bayram tatilinden önce günlük vaka sayısı 7 bin civarındaydı. Resmi veriler son 10 günde vakaların iki katından fazla arttığını gösteriyor.
Peki bu artış neden kaynaklanıyor?
Yurtdışından gelenler
Kayıhan Pala, vaka sayılarındaki artışın büyük bir olasılıkla Türkiye'de de etkisini göstermeye başlayan Delta ve Delta Plus gibi yeni endişe verici varyantlardan kaynaklandığını düşündüklerini belirtiyor.
"Dünyanın birçok ülkesinde, Brezilya'da, Rusya'da, Hindistan'da, Endonezya'da, ABD ve İngiltere'de olduğu gibi Türkiye'de de bunun olması bekleniyordu" diyen Pala, bu nedenle Türkiye'nin yaz aylarındaki artışı öngörerek buna göre adım atması gerektiği yönünde çağrılar yaptıklarını hatırlatıyor.
Pala'ya göre, maske-mesafe kurallarının yanı sıra yurtdışından Türkiye'ye girenlere ilişkin bir karantina sürecinin geniş kapsamlı uygulanmaması, vakaların beklenenden daha erken ve daha hızlı artmasına yol açtı. Pala, dün itibariyle Türkiye'deki her 100 doğrulanmış olgunun 84'ünün Delta ve Delta Plus varyantı olduğu bilgisini veriyor.
Kayıhan Pala, "Öyle anlaşılıyor ki önümüzdeki haftalarda vaka sayılarımız epeyce yükselecek. Umuyorum ki vaka sayılarının yükselişine ölümler eşlik etmesin ama eğer önlemler alınmazsa, eğer güçlü bir sağlık iletişimi uygulanmazsa aynen ABD'de nüfus sayıları eşit iki eyalette aşılama oranı düşük olanlarda daha fazla ölümlerin görülmesi gibi Türkiye'de de daha fazla ölümler karşımıza çıkabilir" diyor.
Delta varyantının çok hızlı bulaşma özelliği olduğu biliniyor.
DW Türkçe'ye konuşan İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, bu varyantın bütün dünyada baskın olduğu dönemde normalleşme sürecine girilmesinin bir hata olduğu görüşünde.
Normalleşme süreci
Çamlı, normalleşmeyle birlikte daha önce uygulanan tedbirlerin tamamına yakının kaldırıldığını hatırlatıyor ve "Bunun vatandaştaki karşılığı, pandemi artık geçti, pandemi öncesi dönem gibi yaşamımıza devam edebiliriz şeklinde bir rehavet algısı oluşmasına sebep oldu. Ve artık fiziksel mesafeyi, maske kuralını neredeyse uygulamama durumuna geldik" görüşünü paylaşıyor.
Delta varyantının yoğun olduğu ülkelerden Türkiye'ye gelen turistlerin yurda girişlerinde birtakım tedbirler alınması konusundaki uyarılarının da dikkate alınmadığını vurgulayan Çamlı, "Örneğin Hindistan, Nepal ve Bangladeş'ten gelen insanlara uygulanan tedbirler İngiltere'den ya da Rusya'dan gelen turistlere uygulanmadı ve bunun sonucunda özellikle Antalya başta olmak üzere bu turistlerin yoğun giriş yaptığı yörelerde Delta varyantında ciddi artışlar ortaya çıktı" diyor.
Aşılama hızı düştü
Vakalardaki artışın bir diğer nedeni de aşılamanın halen düşük seviyelerde olması. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yaklaşık 23 milyon kişinin henüz aşı olmadığını açıkladı.
Son günlerde aşılama hızında ciddi bir düşüş olduğunu ifade eden Çamlı, tüm ülkede henüz iki doz aşı yapılmış kişi sayısının yüzde 27'lere ulaştığını, bunun da toplumsal bağışıklık oranı diye kabul edilen yüzde 70'lerden çok uzak bir oran olduğunu vurguluyor.
Bayramda toplumsal hareketliliğin artmasıyla da kontrolsüz kalabalıkların kafe ve restoranlarda bir araya geldiğine işaret eden Çamlı'ya göre, hızla artan vaka sayıları dördüncü pikin erken dönemine işaret ediyor.
Son 21 günde vaka sayısının üç katına çıktığını söyleyen Çamlı, "Daha önce Eylül başında dördüncü pikin böyle bir gidişte ortaya çıkabileceğini söylediysek de bayramda yaşanan kaygı verici görüntüler bunun daha erken de ortaya çıkabileceğini düşündürüyor" sözlerini kullanıyor.
Aşılı vaka sayısı paylaşılmıyor
Türkiye'de vakaların ne kadarının aşılanmış kesimlerden olduğuna dair resmi bir veri ise paylaşılmıyor. Ancak yoğun bakıma giren ya da ölenlerin büyük bölümünün aşısız kesimler olduğu belirtiliyor.
Kayıhan Pala, son birkaç haftadır yoğun bakımda çalışan meslektaşlarından edindiği izlenimlere göre Türkiye'de de aynen Almanya'da, İngiltere'de, Amerika'da olduğu gibi ölenlerin büyük bir bölümünün aşısız kesimler olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Ancak bu konuyu derinlemesine araştırabilmek için Sağlık Bakanlığı'nın verilerini sunması gerekir. Neden sunmadığını ise gerçekten ben anlayamıyorum."
Lütfi Çamlı da diğer ülkelerin verilerine göre delta varyantı salgınında hastalanma ya da vefat etme oranının aşılanmış kesimlerde yok denecek kadar az olduğunu dile getiriyor. Aşı tereddüdü olanlar ve aşı karşıtlarının öncelikle bilimsel kanıta dayalı bilgiler ışığında tatmin edici ve doyurucu açıklamalarla ikna edilmesi gerektiğini ifade eden Çamlı, aşı olmamakta ısrarcı olanlara toplumu korumak adına belli kısıtlamalar, belli sınırlandırmalar getirilebileceğini söylüyor.
'Aşı karşıtları ikna edilmeli'
Pala ise aşı pasaportu ve benzeri uygulamaların şu anda Türkiye'nin sorununu çözmek için iyi bir adım olmadığı kanısında. Pala'ya göre bu koşullarda yapılması gereken ilk ve en önemli iş doğru düzgün bir sağlık iletişimi kurabilmek. Vatandaşların önemli bir bölümünün Bakanlığa güvenmediğini, diğer bir bölümünün ise aşı karşıtlarının propagandasından etkilendiğini gözlemlediklerini belirten Pala, "Bilgilendirmeyi gerekirse yalnızca sosyal medya ve geleneksel medya ile sınırlı olmayıp insanların ayaklarına giderek onlara anlatarak, onları ikna ederek yürütmek lazım" diyor.
Pandemiden çıkışta en önemli silahın aşı olduğunu düşünen uzmanlar, ayrıca vaka sayılarının yüksek olduğu ülkelerden Türkiye'ye gelenlere karantina süreci uygulanmasının da alınması gereken önlemlerden biri olduğunu belirtiyor.
Pelin Ünker
© Deutsche Welle Türkçe