Cumhur İttifakı'nın geleceği Çakıcı'ya mı bağlı?
19 Kasım 2020CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu tehdit eden organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı'ya MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "dava arkadaşım" sözleriyle Çakıcı'ya destek vermesi Ankara'da siyaset kulislerini hareketlendirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuda neden suskun kaldığının tartışıldığı siyaset kulislerinde bu suskunluk, "Bahçeli gibi bir mafya liderine kefil olduğu" anlamına gelebileceği şeklinde yorumlanıyor.
Çakıcı'nın Kılıçdaroğlu'na olduğu gibi daha önce hem Bahçeli'ye hem de Erdoğan'a tehdit ve hakaret mesajları gönderdiğine dikkat çeken ODTÜ Siyaset Bilimi'nden Prof. Ayşe Ayata, DW Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede "Çakıcı'nın tehdit kapasitesi öyle muazzam bir noktaya ulaşmış ki, Bahçeli'yi de Erdoğan'ı da kendine mahkum hale getirmiş. Üstelik Bahçeli, dava arkadaşı olarak nitelediği Çakıcı üzerinden Erdoğan'a ayar vermek için eline geçen fırsatı değerlendiriyor. Burada zor durumda olan, sıkışan Erdoğan" diyor.
Ayata, bu süreçte Erdoğan'ın Bahçeli ile birlikte savunduğu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden vazgeçme noktasına bile gelebileceğini öngörüyor. "Çünkü bu sistem Bahçeli'ye güç kazandırıyor. Erdoğan'a kaybettiriyor. Erdoğan'ın Bahçeli'yi uzun bir süre idare etmesi mümkün görünmüyor" tahmininde bulunan Ayata, Erdoğan'ın Bahçeli'yi yakın planda geri planda tutmak için "reform söylemi"ni pekiştirmekten başka çaresinin olmadığını da söylüyor.
Peki nasıl? Prof. Ayata, Erdoğan'ın Bahçeli karşısında zaman kazanmak için aslında birtakım "reformist açıklamalar" yapabileceğine işaret ediyor.
Ayata, "Erdoğan pragmatizmi, Amerika'da Joe Biden'ın iktidara geldiğinin farkında ve Biden'ın sorup sorgulayacağı Osman Kavala, Selahattin Demirtaş davaları, Suriye'deki Kürtlerle ilişkiler konularında birtakım açıklamalar yapmaları gerektiğini biliyor. Biden, Çakıcı'yı sormayacak. Bu yüzden de Erdoğan, Çakıcı meselesini savuşturdukça savuşturmaya çalışacak" diyor.
Erdoğan'ın reform çelişkisi
Siyaset bilimci Prof. Baskın Oran da Erdoğan'ın reform söyleminin aslında "Bahçeli'den kaçmak, kurtulmak" amacı taşıdığını öngörüyor. Oran'a göre bu söylemin uygulamaya geçmesi mümkün görünmüyor.
DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Oran, "Tek adam rejiminde reform yapmak mümkün değil. Erdoğan, Bahçeli kendisini öldürmeden intihar etmek istediği için olacak ki reformdan söz etti. Çakıcı meselesiyle de Bahçeli konusunda yaşadığı sıkıntı patlak verdi. Susması da bu yüzden" değerlendirmesi yapıyor.
Oran'a göre Erdoğan'ın bu çıkmazdan kurtulup kurtulamayacağını zaman gösterecek. Oran, "Erdoğan, ya Çakıcı konusunda açık açık konuşacak, mafyayı devlette istemediğini söyleyecek ya da reform söylemleriyle kendi kendine oyalanacak. Kendi kendini ve tabii ki oyalamayı tercih ederse, oylarını da gücünü de kaybedecek" diyor.
"İttifak dağılacak"
Siyaset bilimci Burak Bilgehan Özpek de "Erdoğan, Çakıcı konusunda sustukça Bahçeli'nin söylemlerine, tutumuna ortak oluyor" görüşünü savunuyor. Bunun da "Çakıcı'ya kefil olmaya" karşılık geldiğini savunan Özpek, "Çakıcı’ya kefil olmanın da siyaseten bir maliyeti var. Bugüne kadar mafyayla birarada görülmemeye dikkat eden AKP'de oy kaybı sürer, dahası Cumhur İttifakı'ndan eser kalmaz, dağılır. Erdoğan ağır bedel öder" görüşünü dile getiriyor.
Siyaset bilimci Dinçer Demirkent'e göre bu ağır bedelin karşılığının erken seçim olacağını öngörüyor. Demirkent, "İktidarın temel bileşenlerinden biri mafya olmuşsa, bu mafya Erdoğan'ı hiç beklemediği anda erken seçime götürür" tahmininde bulunuyor.
Türkiye'de muhalefetin öteden beri istediği erken seçimi, kitlelerin talebi haline getiremediğine dikkat çeken Demirkent, Erdoğan'ın Türkiye'de mafya gücüyle seçime gitmek zorunda kalabileceğini söylüyor. Demirkent, "Herkes biliyor ki Türkiye'de Erdoğan iktidarından değil Bahçeli iktidarından söz ediyoruz. Ve o iktidar tamamen mafyayla iç içe" yorumunu yapıyor.
Hilal Köylü / Ankara
© Deutsche Welle Türkçe