190511 Obama Nahostrede
19 Mayıs 2011El Kaide lideri Bin Ladin’in öldürülmesinden birkaç hafta sonra Beyaz Saray’da Obama’nın Ortadoğu ve Arap dünyasına yönelik politikalarına dair yeni bir başlangıç yapma anının geldiğini kanısı yaygın. Oysa birçok uzman, böyle bir konuşma için zamanlamanın hiç de iyi olmadığını görüşünde.
Boston’daki Tufts Üniversitesinden Siyaset Bilimi Profesörü Vali Nasır, bunu nedenini ‘’Çünkü Obama, tam da Arap devrimlerinin hız kaybettiği bir dönemde Arap dünyasına sesleniyor. Libya, Suriye, Yemen ve Bahreyn’deki diktatör rejimlerin iktidarı devretmeyecekleri çok açık. Bu yönetimlerin hiçbiri Mısır’ın gittiği yolu seçmedi. Bu da büyük düş kırıklığına yol açtı’’ şeklinde açıklıyor.
Hem Araplar hem İsraillilerde düş kırıklığı
Obama, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki isyanların yol açtığı radikal dönüşüme yönelik iyi bir stratejiye sahip olmamakla ve net bir tutum serilememekle eleştiriliyor. Obama’nın yaşanan radikal değişiklik karşısında pasif bir tutum sergilediği ve tepkilerinin ülkelere göre farklılık gösterdiği öne sürülüyor. Zira Beyaz Saray kısa bir tereddüdün ardından Mısır’daki demokrasi hareketlerini desteklemiş ama önemli bir stratejik ortağı olan Bahreyn’deki Kral’ın görevi terk etmesini talep etmekten kaçınmıştı. ABD, 1948 yılından bu yana Bahreyn'i Körfez'deki deniz kuvvetlerinin ana üssü olarak kullanıyor.
Ortadoğu uzmanı Rabert Danin, ‘’Çünkü ABD yönetimi, oradaki mevcut durumun devam etmesini istiyor’’ şeklinde yorumluyor ve ekliyor:
‘’Bölgede hem Araplar hem de İsraillilerde büyük bir düş kırıklığı var. Çünkü ABD sürekli bir takım ilkelerden, prensiplerden bahsediyor ama gerçekte bunların hiçbirini uygulamıyor.’’
''ABD duruşunu netleştirmeli''
ABD Başkanı Obama, bundan iki yıl önce, göreve geldikten kısa bir süre sonra Mısır’da yaptığı önemli konuşmayla İslam dünyasına seslenmişti. Bütün dünyanın kulak kesildiği bu konuşmanın yapıldığı dönemde Obama’ya büyük umut bağlanmıştı. Ancak umutlar zamanla büyük ölçüde sönüverdi. Siyaset bilimci Vali Nasır, işte o nedenle Obama’nın bugünkü konuşmasının bu umutları tazelemesi açısından büyük önem taşıdığını kaydediyor ve ‘'Başkan Obama, konuşmasında Arap halklarının beklentilerine net bir cevap vermeli. Onlara ABD’nin duruşunu net bir şekilde izah etmeli, yaşanan önemli dönüşüm sürecinde onlara nasıl yardımcı olacağını açıklamalı’’ diyor.
Netanyahu ziyareti, Obama için bir fırsat
Obama, Salı günü Ürdün Kralı Abdullah’ı konuk ettiği sırada, bugün yapacağı önemli konuşmaya dair ipuçları verdi. Buna göre, ABD öncelikle Mısır ve Tunus’a demokratikleşme sürecini desteklemek için maddi yardımda bulunacak. Obama, Ortadoğu açmazına yönelik de şu mesajları verdi. ‘’Bölgede yaşanan radikal değişimler nedeniyle ve bunlara rağmen, bizim için öncelikli olan, İsrail ve Filistinlilerin doğrudan görüşmelere tekrar başlamanın yolunu bulmalarıdır.’’
Oysa birçok kişi için ''Ortadoğu barış süreci'' diye bir şey kalmadı. Hatta Obama’nın Ortadoğu özel temsilcisi Mitchell bile çözümsüzlük nedeniyle geçtiğimiz hafta havlu attı. Filistinlilerin de sabrı tükendi. Bağımsız bir Filistin devletinin kurulması için daha fazla beklemek istemiyorlar. Filistin yönetimi Eylül ayında kendi devletini ilan ederek, tanınma talebiyle BM’ye başvuracak. ABD ise bunu engellemek istiyor. Uzmanlar bunun için Obama’nın daha aktif olması gerektiğini savunuyor. Ve barış sürecine yeniden hayat kazandırmak açısından, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Cuma günü yapacağı Washington ziyaretinin Obama için büyük bir fırsat olduğunu düşünüyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Anna Engelke / Çeviren: Başak Demir
Editör: Ahmet Günaltay