Deniz Yücel 200 gündür özgürlüğünden yoksun
1 Eylül 2017Die Welt gazetesinin Türkiye muhabiri gazeteci Deniz Yücel, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın e-posta adresine düzenlenen siber saldırıyla ilgili başlatılan soruşturma çerçevesinde ifadeye çağrılmış ve yaptığı haberler nedeniyle ifade vermek üzere gittiği İstanbul emniyetinde gözaltına alınmıştı.
Ancak Deniz Yücel daha sonra başka bir gerekçe yüzünden emniyetten dışarı çıkamadı. Türkiye'de 2015 yılından bu yana Die Welt gazetesinin muhabirliğini yapan Yücel, 14 gün gözaltında tutulduktan sonra PKK liderlerinden KCK Eş Başkanı Cemil Bayık ile yaptığı röportaj nedeniyle "terör propagandası" ve "halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek" suçlamalarıyla tutuklandı.
14 Şubat'ta gözaltına alınan ve 27 Şubat'ta da tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderilen Deniz Yücel, 200 gündür özgürlüğünden yoksun ve tutukluluğundan bu yana tek kişilik hücrede tutuluyor.
Deniz Yücel'in ablası İlkay Yücel, "Bunca zaman sonra hislerimi tanımlayabilecek kelimeleri bulmakta zorlanıyorum” diyor. İlkay Yücel, altı aydan uzun bir zamandır kardeşinin durumunda bir değişiklik olmadığına ve henüz ortada bir iddianame bulunmadığına dikkat çekiyor. Kendisinden en son 30 Eylül günü haber aldığını anlatan İlkay Yücel, "Deniz'in durumu stabil ve şu anda güçlü. Ancak daha ne kadar böyle gidebilir bilmiyorum” diyor.
İlkay Yücel, kardeşinin hâlâ tecritte tutulmasının kalıcı etkileri olabileceğinden korktuğunu söylüyor.
"Suçlamalar gülünç"
Gazeteci Yücel'in avukatları, gazetecinin tutukluluk halinin sona ermesi için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne şikayet başvurusunda bulunmuş, mahkeme Türk hükümetinden Deniz Yücel'le ilgili 24 Ekim'e kadar açıklama yapmasını istemişti. Ancak Türkiye'den henüz bu konuda bir açıklama yok.
Yücel'in meslektaşı ve yakın arkadaşı gazeteci Doris Akrap, Deniz Yücel'e yönelik suçlamaların "tamamıyla gülünç olduğu” görüşünde.
"Deniz'in tutukluluk halinin sürmesini gerekçelendirmiş olabilselerdi, bunu duyardık” diyen Akrap’a göre, suçlamaları haklı çıkaracak tek bir kanıt dahi bulunmuyor.
Deniz Yücel’in tutuklanması nedeniyle Türkiye-Almanya ilişkileri de zorlu bir dönemden geçiyor. Hem Türk vatandaşı hem de Alman vatandaşı olan Yücel, Türkiye'de siyasi nedenlerle tutuklu olduğu belirtilen 10 Alman vatandaşından da biri.
Ajanlık suçlaması
Deniz Yücel'e "ajanlık” suçlamasında bulunan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bunlar Die Welt'in buradaki bir temsilcisi içeri alınmış, bundan dolayı değil. Bu kişi bir ay PKK'nın bir temsilcisi olarak, bir Alman ajanı olarak Alman Konsolosluğunda saklanmıştır. Bir ay ve 'bunu bize teslim edin, yargılansın' dediğimizde de vermemişlerdir" demişti. Erdoğan konunun artık yargıda olduğunu da sözlerine eklemişti.
Ancak gazeteci Doris Akrap, kararın Türk yargısı ve Cumhurbaşkanı’nda olduğunu söyleyerek 649 sayılı Kanun Hükmünde kararname (KHK) aracılığıyla yapılan yeni düzenlemeye işaret ediyor. Akrap, "Türk hukukuna göre beş yıla kadar sürebilen tutukluluk hali geçen hafta bizzat Erdoğan tarafından değiştirilerek yedi yıla çıkarıldı” diyor.
Akrap, Alman hükümetinin Deniz Yücel'in serbest bırakılması için gösterdiği çabaları anladığını, ancak "her şeyin yapıldığını” da düşünmediğini belirtiyor. Akrap, "Bir hükümetin gerektiğinde ekonomik önlemleri de devreye sokabileceğini biliyoruz. Bunlar tabii ki hem Alman ekonomisine hem de Alman hükümetine acı veriyor. Ama bu mümkün” diyor.
Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'in Türkiye'ye yönelik ekonomik baskıları artıracağı yönündeki açıklamasının hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Akrap'a göre "Erdoğan'ın nasıl bir tepki göstereceği ve Alman vatandaşlarının serbest kalıp kalmayacağı belli olmasa bile bu denenmeli".
Dayanışma eylemleri
Deniz Yücel için Almanya'da dayanışma eylemleri devam ediyor. Doris Akrap da organizatörler arasında. Akrap, Yücel'in doğumgünü olan 10 Eylül için büyük bir araçlı konvoy eylemi planladıklarını belirtiyor. Berlin'de Başbakanlık önüne yürüyüş yapılıp ardından da açıklama yapılacak. Deniz Yücel gibi tutuklu diğer Alman vatandaşları Meşale Tolu ve Peter Steudtner'in aileleri ve destekçileri bir araya gelecek.
"En önemli şey Deniz'in onu unutmadığımızı bilmesi" diyor Akrap ve bu eylemlerle aynı zamanda kamuoyunun dikkatini çekmek istediklerini ifade ediyor.
"Bu kez başbakanlık önüne gideceğiz, çünkü yılın başına göre artık biraz daha tedirginiz” diyen gazeteci, Almanya'da 24 Eylül'deki seçimler sonrası ise hükümette kimin olacağını bilmediklerini söylüyor.
Akrap bir hedeflerinin de Türkiye'deki kamuoyuna bir işaret göndermek olduğunu söylüyor. Başta Cumhuriyet Gazetesi'ne yönelik dayanışma eylemlerini örnek göstererek "Biz burada rahatça otururken sadece ayaklanmamız gerekiyor, gazetelerde yığınla yazı yazabiliyoruz. Ancak Türkiye’de bunu yapmak, cesaret istiyor” diyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Gezal Acer