1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

150211 China Ägypten Tunesien

15 Şubat 2011

Mısır ve Tunus’ta halk ayaklanmaları sonucu diktatörlüklerin devrilmesi, Çin gibi tek parti rejimi ile yönetilen diğer ülkelerde de demokrasi umudunu yeşertti.

https://p.dw.com/p/10HYz
Fotoğraf: AP

Mısır ve Tunus’ta uzun yıllar yönetimi elinde bulunduran devlet başkanlarının halk ayaklanması ile devrilmesi, büyük siyasi dönüşümlerin kısa bir süre içinde mümkün olabileceğinin bir göstergesi niteliğindeydi. Bu hızlı gelişmeler, dünyanın bir başka ucundaki rejim muhaliflerini de heyecanlandırıyor.

Çinli internet uzmanı Mao Xianghui, Arap ülkelerindeki gelişmeleri gıptayla takip ettiğini söylüyor. Xianghui, “Mısır’daki demokrasi hareketi, uluslararası boyutta çoktan beri var olan, demokratik medya organlarına dayanan bir halk hareketi. Çin’de ise biz çok kısıtlı koşullar içindeyiz. Sansür gibi bir sıkıntı var, amaç protestoları bastırmak. Ancak kati olan bir şey var ki, o da internette ortaklaşa duyguların kolayca harekete geçirebileceği, protestoların bir kıvılcımla parlayabileceği" diyor.

Tiananmen Olayları unutulmuyor

Themenbild China chinesisches Gedicht Platz des Himmlischen Friedens Peking
1989 yılında Tiananmen Meydanı’nı dolduran, çoğunluğu üniversite öğrencisi göstericilere sert bir şekilde müdahale edilmişti.

Çin’de bundan 22 yıl önce, 1989 yılında Tiananmen Meydanı’nı dolduran, çoğunluğu üniversite öğrencisi göstericilerin elinde internetin sunduğu olanaklar yoktu. Göstericiler meydanda barışçıl protestolarla siyasi reformların hayata geçirilmesi talebini dile getirdiler, hatta bazıları açlık grevine girdi, ancak yine de sesleri duyulmadı, talepleri dikkate alınmadı. Çin Ordusu, Komünist Parti’nin talimatı üzerine göstericilere ateş açtı. 1989 Tiananmen Meydanı Olayları olarak tarihe geçen bu kanlı olaylarda toplam 3000 kişi yaşamını yitirdi.

Rejimin korunması kaygısı

Chinas Kommunisten beenden Parteitag
Çin Komünist Partisi'nin kongresinden bir görüntüFotoğraf: picture-alliance/ dpa

Çin yönetiminin bu protestoları kanla bastırması ve ordunun muhaliflere ateş açması hafızalardan silinmedi. Ancak Çin’de sadece rejim muhalifleri değil, rejim yanlıları da var. Örneğin sol fraksiyonun sözcülerinden Sima Nan, Çin'de Kuzey Afrika ülkelerindeki benzer toplumsal hareketlerin gelişmesi ihtimaline karşı uyarıda bulunuyor.

Nan, internet sitesinde yayınlanan yazısında, “Çin’de de ülkemizi batıya satmaya hazır yeni platformlar oluştuğunu unutmamamız gerekiyor. Çin’de de sözde reformları uygulamaya koymak için kapitalistlere para ödeyen vakıflar var. Ayrıca, bizde de benzer sosyal yaralar olduğunu dikkate almamız gerekiyor: Fiyatlar yükseliyor, kimsenin ev almaya, hasta olunca hastanede kalmaya ya da daha iyi okullara gitmeye gücü yetmiyor. Buna bir de yolsuzluk ekleniyor. Yani kitlesel protestolara elverişli bir zemin var. Şayet buna izin verilirse, Tunus ve Mısır’daki gibi Çin’de de olaylar çıkabilir" diyor.

Bir sonraki durak Çin mi?

Şaşırtıcı olan, ister liberal ister Marksist olsun, Çinli entelektüellerin devrimin bir sonraki durağının Çin olacağı görüşünü paylaşması. Ancak gözden kaçırdıkları bir şey var: Karınlar tok olduğu sürece, kimse devrim yapmaz. Ülkede refah arttıkça, Çin halkının talepleri de büyüyor.

Çin Yönetimi bu taleplere 1989 yılında şiddetle karşılık vermişti. İnsan hakları aktivisiti ve avukat Mo Zhixu’ya göre, silahlı kuvvetler hala Çin’de hâlâ bir devrim yapılmasının önündeki en büyük engel.

Peking China Internationale Internet und Entertainment-Messe
Fotoğraf: AP

Zhixu, "Ordu ile devlet arasındaki ilişkiler bakımından incelendiğinde, Mısır ve Tunus’la Çin arasında büyük bir benzerlik ortaya çıkıyor. Her iki ülkede de on yıllar boyunca otokratik, dışa kapalı rejimler hâkimdi. Yakın bir gelecekte Çin’de de bu denli büyük protestoların başlaması ihtimali pek yok. Bu protestoların, iktidarı zorlaması ise neredeyse imkânsız. Bunun için başka koşullara ihtiyacımız var. Ancak rejim otokratik ve kapalı kaldıkça, Mısır ve Tunus'ta bugün ne oluyorsa, yarın Çin’de de aynısının olması muhtemeldir" şeklinde konuşuyor.


Shi Ming / Çeviri: Başak Özay

Editör: Ahmet Günaltay