Doğu Avrupa için 10 seyahat önerisi

Vltava Nehri üzerindeki ‘altın şehir’ en revaçta seyahat yerlerinden. Her yıl 4 milyon ziyaretçi eski şehir merkezinin sokaklarını arşınlıyor. Turistler görkemli kiliseleri hayranlıkla izlerken eski belediye binasındaki çan seslerine kulak kesiliyorlar. Çek birası ve hamur köftesinin tadına bakarken Karl Köprüsü üzerinden etkileyici kaleye doğru bir gezinti yapıyorlar.

Baltık’ın incisi olarak bilinen Riga, Ortaçağ ile Yeni Sanat’ın karışımı ve deniz havasıyla harmanlanmış bir kent. Baltık Denizi kıyısında yer alan Letonya başkenti 12. yüzyılda Alman tüccarlar tarafından kuruldu. Almanlar eski şehir merkezinde görkemli kiliseler ve evler inşa etti. 800 binadan ibaret Yeni Kasaba ilçesindeki Yeni Sanat bölgesi de aynı ihtişama sahip.

Gençler, Polonyalı kralların antik kentini bugün heyecan verici bir gece hayatına sahip olduğu için seviyor. Tarihi pazar alanı civarında (fotoğrafta) hoş restoranlar ve caz barlar sıralanıyor. Yahudi Mahallesi alternatif gençliğin buluştuğu bir bölge.

Krakov’dan bir saatlik yolculukla komşu Slovakya’ya kadar uzanan dünyanın en küçük sıradağları başlıyor. El değmemiş dağların yüksekliği yer yer 2 bin 600 metreye kadar ulaşıyor. Bu dağlık arazide yer alan Štrbské Pleso dağ gölü (Slokvakya) çok sayıdaki yürüyüş rotası için ideal bir başlangıç noktası.

“Doğu’nun Paris’i” olarak anılan Romanya başkentinin güzelliğini gittikçe daha fazla sayıda turist keşfediyor. Komünist geçmişin kalıntıları hala belli ancak bu karışım Bükreş’i ilginç kılan noktalardan biri. Barlar ve restoranlarıyla eski şehir merkezi görülmeye değer.

Avrupa’nın en uzun ikinci nehri, Karadeniz’e dökülmeden önce on ülkeden geçiyor. Tuna Deltası, binlerce hayvan ve bitki türüne yaşam ortamı sunmasıyla Avrupa’nın son yaban hayatı rezervlerinden biri. Delta, rehberli bir turla, kano ya da tekneyle keşfedilebilir.

Gece sıcak, içecekler soğuk, fiyatlar rakipsiz derecede uygun. Uzun kumsallarıyla Karadeniz kıyısındaki Bulgaristan kenti tam bir parti noktası. Gündüzleri güneşlenip, geceleri partilerin tadını çıkarmak mümkün. Bu kombinasyon Avrupa’dan birçok ziyaretçiyi kente çekiyor.

Tuna Nehri üzerindeki yüzen kulüpler parti meraklılarını Belgrad’a çekiyor. Ancak Sırbistan başkenti, kültür turistleri için de iyi bir seçenek. Aziz Sava Katedrali 35 metre uzunluğundaki kubbesiyle dünyanın en büyük kiliselerinden biri ve Ayasofya’yı anımsatıyor. İnşasına 1935 yılında başladı.

Mavi Adriyatik denizinin suları, neredeyse 30 kilometre içeri doğru sokulduğu yerde Dünya Mirası kenti Kotor ile kucaklaşıyor. Sahili sınırlı, bu yüzden kitle turizmini değil zengin turisti cezbetmeye çalışıyor. Ancak büyük yolcu gemileri yanaşmaya başladığından beri Ortaçağ sokaklarının sakinliği geride kaldı.

Turistler hala görülmeye değer bu ilginç şehri gözden kaçırıyor. Bunun nedeni ülkenin doğusundaki savaşın, Kiev’den 800 kilometre uzakta olması. Ukrayna başkenti en geç Mayıs’ta, Eurovision Şarkı Yarışması’na ev sahipliği yaparken dikkat çekmeyi başaracak.