Ebeveynler iş bulamayınca, çocuklar çalışıyor
24 Şubat 2016Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılara çalışma izni verilmesini öngören düzenlemenin geçen ay yürürlüğe girmesine karşın, istihdam sorununun çözülememesi, çocuk işçi çalıştırılmasını körüklüyor. Türkiye’deki yüz binlerce Suriyeli çocuk, çalışmak zorunda kalıyor.
DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (HÜGO) Müdürü Doçent Murat Erdoğan, kayıtdışı olarak istihdam edilen Suriyeli sığınmacıların yarısına yakınının çocuk olduğunu tahmin ettiklerini söylüyor. HÜGO’nun araştırmalarına göre, Türkiye’de kayıtdışı istihdam edilen Suriyeli sığınmacıların sayısı tahminen 400 bin civarında.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın geçen ay yaptığı açıklamaya göre, Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların sayısı 2 milyon 540 binden fazla. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu da geçen pazar günü Türkiye’de 3 milyon Suriyeli sığınmacı olduğunu söyledi.
Akademik araştırmalara göre, sığınmacıların yarıdan fazlasını çocuklar oluşturuyor. Bunlardan eğitim çağında olanlar, 900 bine yakın. Ancak en az 400 bini okula gidemiyor. Bu, iyimser bir tahmin.
Doçent Murat Erdoğan, çocukların çalışmalarının nedeninin “hayatta kalma mücadelesi” olduğunu belirtiyor. Erdoğan, “Başka yol yok önlerinde, buna mecburlar. Çünkü, büyükler (Ebeveynler) iş bulamıyor, çocuklar iş bulabiliyorlar. Birisi 200 lira alıyor, biri 500, öteki 300 lira. O aile geçimini böyle sağlıyor. Dolayısıyla, ailelerin hiçbirinin bu çocukları çalışmaya değil, okula göndermek gibi bir motivasyonu yok” diyor.
Çalışma izni işe yarıyor mu?
Peki, Suriyeli sığınmacılara çalışma izni verilmesi bir fayda sağlamadı mı?
Erdoğan, bu konuda kısa sürede olumlu bir etki beklememek gerektiği görüşünde. Bu düzenlemenin genel olarak nitelikli Suriyeli çalışanlar için işe yarayacağını düşünüyor:
“Kayıt içine alınırlarsa, yani asgari ücretten sigortalı olarak çalıştırılmaya başlanırsa, bu insanların işverene maliyeti 2 bin lirayı aşacak, 2 bin 500 lirayı bulacak. İşadamları, Suriyeli sığınmacılar için çalışma izni isterken, işçi maliyetleri konusunda devletten destek bekliyordu. Ancak böyle bir düzenleme yerel işçiler aleyhine olacağı için mümkün değil.”
HÜGO, geçen aralık ayında Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu için bir rapor hazırlamıştı. Bu rapora göre işverenler, “'Suriyeliler üzerinden kısa zamanda kazanç elde etme' çabası, çocuk işçiliğini yeniden gündeme taşımıştır” diyordu.
Türkiye’de çocuk işçi çalıştırılması çok yaygın. Türkiye’nin bu konudaki mevzuatı da, farklı. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, 18 yaşın altındaki herkesi çocuk olarak görüyor. Türkiye ise 14-15 yaş arasındaki çalışanları çocuk işçi diye nitelendiriyor. 15-18 yaş arasındakiler, genç işçi statüsünde.
1 milyonun üzerinde
İstanbul Üniversitesi’nden çalışma ekonomisi uzmanı Doçent Sayım Yorgun, Türkiye İstatistik Enstitüsü rakamlarına göre halihazırda çocuk işçi sayısının 1 milyonun üzerinde olduğunu söylüyor.
Doçent Yorgun, DW Türkçe’nin sorularını yanıtlarken Suriyeli çocukların da katılımıyla bu rakamın katlandığını belirtiyor.
Çocuk işçilerin en çok çalıştırıldıkları yer, sokaklar. “Dilenenlerden, kağıt mendil satanlara, ayakkabı boyacılığı yapanlara, su satanlara kadar, her yerde Suriyeli çocuklara rastlıyoruz, maalesef” diyor Doçent Sayım Yorgun.
Tekstil sektörü, yasadışı çocuk istihdamının en yaygın olduğu bir diğer alan. Tamirci ya da berber çıraklığı gibi, meslek sahibi olma beklentisiyle yönlenilen sektörler. Tarım ve hizmetler sektörü, çocukların çalıştırıldığı diğer yaygın alanlar. Çalışma koşulları ve saatleri çok sağlıksız ve acımasız. Haftada 6 gün, günde 12 saati buluyor. Haftada 60 saatten, 72 saate çalışan çocuklar var. Yaşları, iyimser olarak 11’den başlıyor.
Pazarlık güçleri yok
Doçent Yorgun, çocuk işçilerin tercih edilmesinin nedenini şöyle ifade ediyor: “Pazarlık gücü olmayan kesimdir. Şartlar, en kolay kabul ettirilebilen, en ucuz çalıştırılabilen ve karşı çıkışı da en zayıf alan kesim. Dolayısıyla, çocuk işçiler tarih boyunca maalesef tercih edilmiştir. Ama bunu ortaya çıkaran nedene bakmak lazım. Hiç kuşkusuz, karşımıza öncelikle yoksulluk çıkıyor.”
Doçent Murat Erdoğan, bazı yerlerde çocuklara ücret bile ödenmediğini söylüyor: “5-10 lira harçlık veriyorlar. Mesela, ‘Ben sana berberlik öğretiyorum, tamircilik öğretiyorum, meslek öğretiyorum’ diyorlar.”
Erdoğan, ailelerin bu duruma müteşekkir olduğunu belirtiyor: “Hatta, ‘İşe aldın benim çocuğumu, Allah razı olsun’ diyorlar. Dolayısıyla, bu meselenin çözülebilmesi için ailelere yaşayabilecekleri bir kaynağın oluşturulabilmesi lazım ki, çocuklarını işe değil, okula göndersinler. Bazı ülkeler, mesela Almanya bunlardan birisi yanlış bilmiyorsam, mültecilere ayda 600 euro bir para veriyor. Bu para, doğal olarak yaşamlarını sürdürebilmeleri için bir imkan sağlıyor.”
Doçent Erdoğan’ın önerisi, çocuğunu okula gönderen ailelere destekler sağlanması, bunun için bir sistem oluşturulması.
Çalışma ekonomisi uzmanı Doçent Sayım Yorgun da Suriyeli ya da yerli çocuk işçi sorununun çözümü için ailelerin sorunlarının çözümüne yardımcı olunması gerektiğini söylüyor:
“Bu çocukların bir kısmı, öncelikle ailelerinin de sorumluluklarını üstlendikleri için, onların ve ailelerinin gıda ve barınma ihtiyaçlarını çözmemiz lazım. Aksi durumda, hiçbir tedbirle bunu ortadan kaldıramayız. Çünkü, açlıkla karşı karşıya kalan, açıkta kalan insanın düşüneceği bir şey olmaz. Hiçbir zorluk, hiçbir engel ya da yaptırım çocukların çalışmasını engelleyemez.”
© Deutsche Welle Türkçe
Kürşat Akyol / İstanbul