Ekonomide yeni hedefler tutar mı?
29 Eylül 2020Türkiye ekonomisindeki "kur krizi" dinmek bilmiyor. Türk Lirası, Amerikan Doları karşısında tarihinin en düşük seviyelerine gerilemiş durumda. Hükümet ise ekonomide yaşanan sıkıntılara karşı, önümüzdeki 3 yılı kapsayan yeni bir program açıkladı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan ve 2020-2023 dönemini kapsayan Yeni Ekonomik Program'da (YEP), 2021 yılı için yüksek büyüme ve düşük enflasyon hedefleri dikkat çekiyor. Ancak uzmanlara göre, bu hedeflerin yakalanması hiç de kolay değil.
Düzenlediği basın toplantısıyla YEP hedeflerini kamuoyu ile paylaşan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, YEP’in ilkini Eylül 2018'de açıkladıklarını hatırlattı. Albayrak, bu program sonrası Türkiye'nin iyi bir başarı elde ettiğini söyledi. "Yeni Dengeleme-Yeni Normal- Yeni Ekonomi" başlıklı yeni programla da yeni hedefler belirlediklerini vurgulayan Albayrak, konuşmasında Türkiye ekonomisinin pandemi ile birlikte mart ayında başlayan küçülme sürecinden hızla çıktığını ve toparlanma sürecine girdiğini öne sürdü.
Yüksek büyüme hedefi
Albayrak’ın açıkladığı programa göre, Türkiye pandeminin vurduğu 2020 yılını binde 3 büyüme ile kapatacak. Ekonomi yönetiminin gelecek yılki büyüme hedefi ise yüzde 5,8 oldu. Programda, 2022 ve 2023 yılları için öngörülen büyüme oranı ise yüzde 5 olarak belirlendi. Ancak uzmanlara göre, dış kaynak ihtiyacını karşılayamayan, ihracatta beklenen hıza ulaşamayan Türkiye’nin programda öngörülen büyümeye ulaşması çok zor.
"Beklentiler fazlasıyla iyimser"
Yeni ekonomik programı DW Türkçe’ye değerlendiren İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öner Günçavdı’ya göre, hükümetin hem bu yıl hem de gelecek 3 yıl için belirlediği büyüme beklentisi fazlasıyla iyimser.
Programda hedeflenen yüzde 5-6 seviyesinde büyüme için gereken kaynakların nasıl oluşturulacağının belirsiz olduğunu ifade eden Prof. Günçavdı, "Öncelikle 2020’nin tamamı için öngörülen binde 3’lük büyümeye bakmak lazım. Pek çok uluslararası kuruluş Türkiye’nin 2020’de yüzde 2-3’lük bir küçülme yaşayacağını öngörüyor. Bakanlık, kötümser senaryoda bile yüzde 1,5 küçülme bekliyor" diye konuşuyor. Ekonominin üçüncü çeyrekte kullandırılan yüksek miktarda kredi kaynağı ile başarılı bir performans sağlayacağını, ancak son çeyrekte bu performansın sürdürülemeyeceğini kaydeden Günçavdı, “Yani yılı binde 3 büyüme ile kapatmak fazla iyimser bir bakış” diyor.
"Büyümenin nasıl sağlanacağı belirsiz"
Programda dikkat çeken unsurlardan biri de Türkiye ekonomisinin yumuşak karnı olan cari açığa ilişkin iyileşme öngörüsü. YEP’e göre 2019 yılında 8,8 milyar dolar fazla veren cari denge, 2020’yi 24,4 milyar dolar açıkla kapatacak. Programda cari açığın 2021’de 13,9 milyar dolara, 2022’de 5,4 milyar dolara kadar gerilemesi hedefleniyor. Ekonomi yönetimi, 2023’te ise cari açığın 1,3 milyar dolar fazla vereceğini öngörüyor.
YEP'te 2021’de bir yandan büyümenin yüzde 5’i aşacağı, diğer yandan ise cari açığın düşeceğinin belirtildiğine işaret eden Günçavdı’ya göre, mevcut şartlarda Türkiye ekonomisinde cari açık vermeden büyümek mümkün değil. Günçavdı, şu değerlendirmede bulunuyor:
"Türkiye’nin yüzde 5’lik büyümeye çok düşük cari açık veya cari fazla ile ulaşması için çok ciddi bir ihracat artışı olması gerekiyor. Ama bizim böyle bir ihracat kapasitemiz yok, böyle bir döviz imkanımız yok. Dolayısıyla bu açıklamalardan büyümenin nasıl gerçekleştirileceği belli değil."
Enflasyonda tek hane hedefi
Yeni Ekonomik Programda, işsizlik ve enflasyon konularında da iddialı hedefler var. Programda işsizlik oranının kademeli olarak azaltılarak 2023'te yüzde 10,9 seviyesine düşürülmesi hedefleniyor. Enflasyonda ise 2020 için yüzde 10,5, 2021 için yüzde 8 ve 2022 için yüzde 6 hedefi konulmuş durumda. YEP’teki enflasyon hedefini DW Türkçe’ye değerlendiren Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu’na göre, Türkiye ekonomisinin yapısal bir sorunu olan enflasyona dair daha ciddi bir programa ihtiyaç var.
"Enflasyonla kapsamlı mücadele gerekli”
Pandemi döneminin tüm dünyada büyük bir belirsizlik yarattığını ifade eden Prof. Aslanoğlu, "Bu dönemde ekonomi yönetimlerinin de ekonomistlerin de yaptığı makro tahminlerde hata payının yüksek olduğunu kabul etmek gerekiyor. Bu nedenle YEP’te hedeflerin iyimser ve kötümser senaryo olarak iki ayrı boyutta ele alınması doğru bir adım olmuş" değerlendirmesinde bulunuyor. Buna karşın özellikle enflasyonda tek hane hedefinden önce enflasyonla kapsamlı bir mücadele programı oluşturmak gerektiğine işaret eden Aslanoğlu, şunları söylüyor: "Türkiye'nin önceliğinin enflasyonu düşürmek olması gerektiğini düşünüyorum. Bunun çok daha kapsamlı, öncelikli bir hedef olması, Türkiye’nin diğer makro hedefleri yakalaması açısından da önemli olacaktır. Bu anlamda tek haneli bir rakam değil, daha hızlı ve güçlü inişi gerçekleştirmeye yönelik bir plan, bir programla gitmek daha yerinde olur.”
Piyasalar, YEP’i nasıl karşıladı?
Berat Albayrak’ın açıkladığı Yeni Ekonomik Program, para piyasalarında kısa süreli bir dalgalanma yaşanmasına neden oldu. Azerbaycan-Ermenistan çatışması ile birlikte yükselişini hızlandıran dolar kuru, YEP sonrasında 7,85 seviyelerinden 7,77’ye kadar geriledi. Euro kuru ise 9,18’den 9,10’un altına indi. Ancak Türk Lirası’nın döviz kurları karşısındaki değer artışı kısa sürdü. Öğleden sonra saatlerinde dolar kuru 7,84 seviyesine çıkarken, Euro kuru ise 9,20’yi görerek yeni bir rekor kırdı. YEP’teki dolar kuru tahmini ise 2020 geneli için ortalama 6,91 oldu. Dolarda 2021 ortalaması 7,68 TL, 2022 ortalaması 7,88 ve 2023 ortalaması 8,02 TL olarak yer aldı.
Albayrak: Kurda kontrolü sağladık
Kurlardaki yükseliş Bakan Albayrak'a da soruldu. Dünya gazetesi yazarı Hakan Güldağ’ın verdiği bilgiye göre, YEP sonrası ayaküstü yaptığı sohbette Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, kurlara odaklanmak yerine sanayi ve üretime odaklanmak gerektiğini belirterek, "kurda kontrolün sağlandığını" ifade etti.
"Yüksek kur enflasyonu artıracak"
YEP hedeflerini DW Türkçe'ye yorumlayan Koç Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kamil Yılmaz, özellikle büyüme ve enflasyon konusundaki hedeflerin gerçekçi olmadığını belirtiyor.
Kurlarda ciddi bir artış olduğuna, ağustos başından bu yana Dolar’ın fiyatının 1 TL arttığına işaret eden Prof. Yılmaz, “Dolar 2 ayda 6,85’ten 7,85’e geldi. Bunun maliyetlere doğrudan yansıması söz konusu. Bu da elbette tüketime yansıyacak ve zamana yayılacak. Sonucunda da enflasyon bir iki puan daha artacak” diyor. YEP'te işsizliğin de 2021’de yüzde 13,8’den yüzde 12,9’a düşürülmesinin hedeflendiğine dikkat çeken Yılmaz, şöyle konuşuyor: “Eğer kısa çalışma ödeneği 2021’de de devam ettirilirse, işsizlik bu seviyede tutulabilir. Ama kısa çalışma ödeneği kalkar kalkmaz işsizlikte üç beş puan artış görmemiz kaçınılmaz. 2021’de kısa çalışma ödeneğini devam ettirebilecek kadar bir hükümet bütçesi ne yazık ki yok.”
Yeni Ekonomik Program’ın açıklanmasıyla 2021 yılı merkezi yönetim bütçesine ilişkin süreç de hızlandı. Bütçe yasa teklifinin 17 Ekim'de Meclis'e sunulması öngörülüyor. Yeni hükümet sisteminin üçüncü bütçesi Genel Kurul görüşmelerinin ardından 1 Ocak'tan itibaren uygulanmaya başlanacak.
Aram Ekin Duran / İstanbul
© Deutsche Welle Türkçe