1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Erdoğan eleştiri oklarının hedefinde

28 Şubat 2011

Başbakan Erdoğan’ın Düsseldorf kentinde Türklere hitaben yaptığı konuşma Alman siyasetçilerin tepkisine yol açtı. Erdoğan’ın özellikle ”Türk çocukları önce Türkçe öğrensin” sözü eleştirildi.

https://p.dw.com/p/10Qun
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Alman iktidar ve muhalefet partileri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Düsseldorf Buluşması’nda Türklere hitaben yaptığı konuşmada verdiği bazı mesajlara tepki gösterdi. Erdoğan’ın, özellikle "Kim ne derse desin siz benim vatandaşımsınız" ve “Çocuklarımız Almanca öğrensin istiyorum. Önce Türkçeyi öğrensin istiyorum” sözleri eleştirilere hedef oldu.

FDP Guido Westerwelle und Christian Lindner
Dışişleri Bakanı Westerwelle ve Hür Demokrat Parti Genel Sekreteri Lindner.Fotoğraf: AP

Almanya Başbakanı Angela Merkel, CeBIT fuarının açılışının hemen öncesinde Erdoğan’ın Türklere verdiği mesajla ilgili olarak, "Burada başarılı olunması için Almanca öğrenilmesi şart" dedi.

Öğle saatlerinde Merkel adına Erdoğan’ın sözlerini değerlendiren Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert ise Merkel’ın “Almanca ve Türkçe'nin aynı zamanda aynı özenle öğrenilmesinden yana olduğunu” söyleyerek Erdoğan’ın sözleriyle ilgili daha temkinli bir değerlendirme yaptı. Seibert ayrıca Erdoğan’ın Almanya’da yaşayan Türklere çağrıda bulunarak yaşadıkları topluma uyum sağlamalarını istemesine dikkat çekti ve bunu olumlu karşıladıklarını söyledi.

Westerwelle rahatsız

Hür Demokrat Parti lideri ve Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle “Almanca öncelik olmalıdır” görüşünü ortaya koydu. Westerwelle, “Almanya’da yetişenler için Almanca uyumun anahtarı niteliğinde” dedi.

Parti Genel Sekreteri Christian Lindner ise yabancı bir devletin başbakanının Almanya’da bu tür bir konuşma yapmasının ”rahatsız edici” olduğunu söyledi ve şunları ekledi: “Eğer yabancı bir devletin başbakanı Almanya’da yaşayan belirli bir grup insana hitap ediyor ve onların Almanya’da yaşayan ulusal bir azınlık olduğu izlenimini yaratıyorsa, bu gariptir.”

Steffen Seibert
Merkel Hükümet Sözcüsü Seibert ile birlikte.Fotoğraf: AP

İktidar partilerinden Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) lideri Horst Seehofer, Erdoğan’ın tutumunun kabul edilemez olduğunu söylerken, aynı partiden Hans-Peter Friedrich, “Erdoğan Türkiye’deki çıkarları için göçmenleri kötüye kullanıyor” dedi.

Wellmann: “Öncelik Almanca olmalı”

Hrıstiyan Demokrat Birlik partisi milletvekili Karl-Georg Wellmann ise Deutsche Welle Türkçe Servisi’ne yaptığı açıklamada Erdoğan’ın konuşmasını eleştirmesinin nedenini şu sözlerle dile getirdi: "Çünkü Erdoğan burada yaşayan Türkleri öncelikle Türk vatandaşı gibi görüyor. Biz ise şu görüşteyiz; Türkiye de dâhil olmak üzere hangi ülkeden olursa olsun, kim Almanya’ya gelir, Alman olmak ve Almanya’da sürekli yaşamak isterse, çocuklarına öncelikle Almanca öğretmelidir. Kimse Almanya’da yaşayan Türklerden, Türk ve dinî kimliklerinden vazgeçmesini beklemiyor. Ancak Almanya’ya uyum büyük önem taşıyor, bu özellikle çocuklara eğitim fırsatı sunabilmek için önemli.”

Böhmer’den Erdoğan’a yanıt

Erdoğan’ın Düsseldorf’taki konuşmasıyla ilgili açıklama yapan Federal Alman Hükümeti'nin Göç ve Uyumdan sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer, Almanya’da Alman dilinin öncelik taşıması gerektiğini söyledi.

Böhmer başarılı bir uyumun asimilasyon ile karıştırılmaması gerektiğini vurguladı ve Almanya’da kimsenin kültürel kökenlerinden vazgeçmek zorunda olmadığını kaydetti. Böhmer, Türk göçmenlerin Almanya’yı benimseyebilmesi için Türk devletinin onları serbest bırakması gerektiğini ifade etti.

Die Integrationsbeauftragte der Bundesregierung, Maria Böhmer
Göç ve Uyumdan sorumlu Devlet Bakanı Maria BöhmerFotoğraf: picture-alliance/dpa

İktidar partilerinden Hrıstiyan Birlik Partileri Genel Sekreteri Hermann Gröhe ise Erdoğan’ı “gereksiz bir şekilde güvensizliğe” yol açmakla eleştirdi ve göçmenlerin Türk diline öncelik vermesini isteyerek uçurumları artırmakla suçladı.

Müller: "Türkleri suiistimal ediyor"

Hrıstiyan Birlik Partileri’nin Federal Meclis’teki uyum çalışmaları grup başkanı Stefan Müller ise şunları kaydetti: “Başbakan Erdoğan uyumdan sözediyor ancak tam tersine yol açıyor. Konuşmasında açık olan tek şey Almanya’daki Türk kökenlileri kendi çıkarları için suiistimal etmesidir.”

“Kavgayı bıraksınlar”

Sol Parti’nin göçmenlerden sorumlu sözcüsü Sevim Dağdelen ise hem Alman hem de Türk Hükümeti’ni göçmenleri iç ve dış politika çıkarları için kullanmakla suçladı ve “Kavga etmek yerine Merkel Hükümeti göçmenlerin hayat standartlarını düzeltmeli, Erdoğan da Almanya’da ulusalcı muhafazakâr seçim kampanyası yürütmekten vazgeçmelidir” diye konuştu.

Sosyal Demokrat Parti temkinli

Sosyal Demokrat Parti Alman Meclisi Grup Başkanvekili Gernot Erler ise iktidar partilerinin Erdoğan’ın konuşmasına yönelik eleştirilerini, iç politikaya yönelik popülist bir yaklaşım olarak nitelendirdi. Erler, Erdoğan’ın Düsseldorf konuşmasındaki görüşlerinin tamamını paylaşmasa da Türkiye Başbakanı'nın Almanya’da yaşayan Türklere hitap etmesini bir sorun olarak görmediğini belirtti. ”Almanya’da yaşayan çok sayıda Türk kökenli vatandaşımız mevcut. Bunun başka ülkelerle karşılaştırılması mümkün değil. Bu nedenle de bence bir başbakanın Almanya’da böyle bir konuşması yapması memnun edici. Erdoğan bir anlamda bunu geleneğe dönüştürdü.”

Sosyal Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Klaus Wowereit da yaptığı yazılı açıklamada, Erdoğan’ın konuşmasında yanlış anlaşmaya yol açabilecek bölümler olmasına rağmen, Erdoğan’ın Türkiye’de vatandaşlık yasasında reform yapılacağını açıklamasını olumlu olarak değerlendirdi. Wowereit, bunun kimlik çatışmasını azaltacağını ve uyuma katkı sağlayacağını kaydetti. Wowereit, Alman hükümetinin çifte vatandaşlığı engellenmesini de eleştirdi.

© Deutsche Welle

Jülide Danışman/ Değer Akal

Editör: Ahmet Günaltay