1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Erdoğan'dan Suudi Arabistan'a Kaşıkçı mesajı

30 Eylül 2019

Erdoğan, Kaşıkçı cinayetini Ankara-Riyad arasındaki bir ihtilaf olarak görmediklerini söyledi. Erdoğan "Yönetimim, Kaşıkçı'yı öldüren katiller ile Kral Selman ve sadık tebaası arasında açık bir ayrım yapmıştır" dedi.

https://p.dw.com/p/3QVE5
Saudi-Arabien Reccep Erdogan & König Salman bin Abdulaziz Al Saud
Fotoğraf: picture-alliance/Anadolu Agency/Turkish Presidency/Y. Bulbul

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda işlenen Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili Amerikan Washington Post gazetesi için bir makale yazdı.

Suudi gazetecinin öldürülmesini Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ikili bir ihtilaf olarak değerlendirmediklerini belirten Erdoğan, "Türkiye, Suudi Krallığı'nı her zaman dostu ve müttefiki olarak görmüştür, görmeye de devam etmektedir" dedi.

"Yönetimim de bu nedenle Kaşıkçı'yı öldüren katiller ve Kral Selman ve sadık tebaası arasında açık ve net bir ayrım yapmıştır" ifadesini kullanan Erdoğan, "Ancak uzun süredir devam eden dostluğumuz, sessiz kalmamızı gerektirmez. Aksine Türk atasözünde de dendiği gibi: Dost acı söyler" diye ekledi.

İstanbul'da öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı
İstanbul'da öldürülen Suudi gazeteci Cemal KaşıkçıFotoğraf: picture-alliance/dpa/Bildfunk/H. Jamali

Kaşıkçı'yı öldürenlerin, "Krallık’taki hükümetin içerisindeki bir gölge devletin çıkarlarına hizmet ettiğini" söyleyen Erdoğan, "Aksini düşünseydik, bu vahşete ikili ilişkilerdeki bir sorun olarak bakabilirdik. Ancak biz olanları, siyaset değil de adalet meselesi olarak görmeye devam ediyor ve yalnızca ulusal ve uluslararası mahkemelerin adaleti sağlayacağına inanıyoruz" ifadesini kullandı.

Washington Post gazetesi için de yazılar kaleme alan Suudi gazeteci Kaşıkçı, 2 Ekim 2018'de öldürüldü. Cinayet sonrası Suudi Arabistan'da kamuoyundan gizli şekilde görülen dava kapsamında 11 kişi yargılanıyor. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, cinayetin üzerinden yaklaşık bir yıl geçmesinin ardından dün olayın "tüm sorumluluğunu" üstlendi ancak Suudi gazetecinin öldürülmesi emrini kendisinin vermediğini söyledi.

"Nazi savaş suçlusunun kaçırılması meşruydu"

Yazısında "15 kişilik suikast ekibi" olarak tanımladığı şüphelilerin Türkiye'den ayrılma şeklini de eleştiren Erdoğan, "Katillerin diplomatik pasaportla seyahat etmesi ve diplomatik bir binayı bir suç mahalline çevirmesi -ve görünen o ki olayı örtbas etmede Suudi Arabistan'ın İstanbul’daki en üst düzey diplomatının da kendilerine yardım etmesi- çok tehlikeli bir emsal oluşturmaktadır. Belki de daha da tehlikeli olanı ise bazı katillerin, Krallık’ta hiçbir ceza almadan hayatlarına devam etmeleridir" dedi.

Suudi Arabistan'daki yargı sürecinin şeffaf olmadığını belirten Erdoğan, söz konusu şeffaflık eksikliğinin ulusal güvenlik gerekçe gösterilerek meşrulaştırılmaya çalışıldığını ifade etti.

"Teröristlerin adalete teslim edilmesi için tüm imkânların seferber edilmesi ile bir kişinin siyasi görüşleri nedeniyle önceden tasarlanmış şekilde öldürülmesi arasında bariz bir fark vardır" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yahudi Soykırımı'nın planlayıcılarından Adolf Eichmann'ın 1960 yılında Arjantin'de yakalanarak İsrail'e kaçırılmasını sağlayan Mossad operasyonunu örnek gösterdi. Erdoğan, "Örneğin Nazi savaş suçlusu Adolf Eichmann'ın kaçırılması tamamen meşruydu. Ancak Kaşıkçı cinayetinin herhangi bir şekilde, durumda ve biçimde adalete hizmet ettiğini öne sürmek gülünç olur" dedi. Eichmann, 31 Mayıs 1962'de İsrail'de idam edilmişti.

Kaşıkçı'nın nişanlısı: Bir yıl çok zor geçti

"Ölüm emrini kim imzaladı?"

Türkiye'nin, Kaşıkçı cinayetini aydınlatma çabalarını sürdüreceği sözünü veren Erdoğan, "Geçen yıl bu gazete için kaleme aldığım serbest kürsü sayfasında dile getirmiş olduğum soruları sormaya devam edeceğiz: Kaşıkçı’nın bedeninden arta kalanlar nerede? Suudi gazetecinin ölüm emrini kim imzaladı? Aralarında adli tıp uzmanının da yer aldığı 15 katili kim iki uçağa koyup İstanbul’a gönderdi?" diye ekledi.

Erdoğan, yazısını şöyle tamamladı:

"Bu tarz suçların hiçbir yerde bir daha işlenmemesini sağlamak hem bizim hem de insanlığın çıkarına olur. Bunu sağlamanın en kolay yollarından biri de cezasız kalınmaması için mücadele etmektir. Bunu Cemal'in ailesine borçluyuz."

DW/CÖ,HT

© Deutsche Welle Türkçe